..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. -Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Düşler > Merve Çelik




28 Mart 2006
Gece...  
...Ve söylesene katilim;neyimiz kaldı paylaşacak k'andan başka...?

Merve Çelik


Katili olmalıydım gecenin,ellerimde suçüstü kanamaların parmak izleriyle sağaltılmamış bir yaranın bıçağı,ama başaramadım...Kapsülü çıkarılmış tamlamaların yalınayak buluşmaları işgal ettiği terkedilmiş bir durağa yaklaştım sonra,karşılaştığım kendi yansımamdı,'yak'dedi 'bütün gemileri yak...!'Yakmayacağım işte.'Bu şehir bıçak,bu şehirdeki yokuşlar yokoluşlarımıza çıkıyor artık.Bizim çölümüz bir çift tabanca edinmeyi gerektiriyor,sen söylemiştin,eninde sonunda sökülecek bu şehrin şafakları;biliyorsun...'


:CDGD:
Yürüyordum,duvar duvar geceye inat gözlerimi arıyordum kırlangıç ölüsü çığlıklarında kaldırımların,sağanak halinde çizerek şehrin kuşbakışı yalnızlığını,asfalt kumullar biriktiriyordum maviden çalınma bir göğe düşlerden bozma anlamlar yükleyerek...Ayırdındaydım sabah olmayacağının,sabaha varamayacağım derinlikteydi gece,akasya tazeliği ve titrek şehir sahteliğiyle kaldığım yeri arıyordum bir kitapta,sayfaları kendinden karanlık...Sokak köpekleri vardı gözlerinde binlerce yıldız ve insanlar neon lambalarına tutsak,ayağıma takılan gölgelerde buldum yalnızlığın çıkmazını...Dar sokaklara saptım sonra,saat geceyi çoktan aşmıştı,sabahı kayıp,gündüzü yitikti karanlığın,yürüdüm...Ekme'karası yetimliğin bölündüğü örümcek bağlamış köprüaltı çığlıklarına rastladım sonra,nüfussuz kimliklere büründüm,son kullanma tarihi dolmuş bütün duygularımla birlikte üzerimden geçti miladı çalınmış çocukların kiralık düşleri...Ağır geliyordum artık kendime,yürüyen ben değildim,derinlerden bir uğultu geliyordu,dağbaşı yalnızlıklarının kuytulara çekilmiş çobanyıldızı sessizliğiydi kulaklarımdaki...Katili olmalıydım gecenin,ellerimde suçüstü kanamaların parmak izleriyle sağaltılmamış bir yaranın bıçağı,ama başaramadım...Kapsülü çıkarılmış tamlamaların yalınayak buluşmaları işgal ettiği terkedilmiş bir durağa yaklaştım sonra,karşılaştığım kendi yansımamdı,'yak'dedi 'bütün gemileri yak...!'Yakmayacağım işte.'Bu şehir bıçak,bu şehirdeki yokuşlar yokoluşlarımıza çıkıyor artık.Bizim çölümüz bir çift tabanca edinmeyi gerektiriyor,sen söylemiştin,eninde sonunda sökülecek bu şehrin şafakları;biliyorsun...'

Bekledim,gergefine işleyene kadar karanlığı,yaprakları dalında ölü,yaka paça bir bahar sancısındaydı belki gece.Güneş damlaları düştüğünden beri saçlarına,bir boy atımı daha büyüyordu mevsimin geceye donuk rüzgarlarla dargınlığı...Dirseklerine kadar sıvayıp masallığını,dibinde yatan bir kayanın yosun tutmaz sabrıyla gülümsedi deniz,ve mevsimin kendine yakamoz başkaldırısına uzaktan bakıp,kuytusuna çekildi yine...Bekledim,ağaç diplerinde kanayan hecelerin mürekkep tutmaz uğultusunu dinledim...Ağlarken yağmurun gözlerine düşürdüğü hüzne kanadı kopuk bir kelebek,paslı ayazlara vurdum kendimi...


Artık (k)öleyim sokak lambasının ıssız morluğunda...Gölgemi görüyorum yine,günışığına can katan bir su serpintisinin yankısında bana hiç benzemeyen ama herşeye rağmen içimde büyüttüğüm gölgemi...'Sana kızgınlığım aslında kendime küskünlüğümün çarpık yansıması,izdüşümü renksizliğin...Karıştırıyorum geceyi tutkularıma,avcuma samanyolu bulaşıyor...'Sana kırgınlığım aslında kendime yalanım...'Çirkin sesler giyince üşümek kime has söylesene,ben donmuş kentlerden geldim bu kavruk yangın yerlerine...'


Bir an belki korktum,geri dönüşün yorgunluğundan,zehirli harflerin kurşun geçirmez karanlığından,rafine bunalımların paylaşılmaz ıssızlığından,nefret kokan seslerin arka bahçesine gizlenmiş ayışığının öfkesinden, ve s'öze indirgenmiş ismin 'yalan' halinin vurgunundan korktum...

Yürüdüm yine de,kentin uçurum renkli çatılarına sırt çevirmiş ölü bir serçe yavrusuydu artık yüreğim,ve "sen" 'gördüğün gibi bundan öte hiçbir uzaklık yok,bu şehrin yıldızları kum saatlerine gömülmüş anla artık,bizimse elimizde yalnızca yeraltında yeşerttiğimiz baharın soluk rengi var,bu şehre çiğ düşüyor (y)hüzünde pişmiş yağmurun kızıl damlaları anla...


Gecenin boşluğunda gölgem bambaşka kimliklere bürünüp,yüzüne maskeler takıyor yine,gitgide eriyen buz parçasının üzerinde okyanusa gidiyor bana en yakın ve en uzak kuzeylerden bakarak,
yönünü yitirmemeye yeminli...Ellerinde cam kesikleri,ecel sancıları ve kıraç iklimlere gizlenmiş bir kalbin yüzölçümüne sığdırılmaya çalışılan güz kırıkları...


Bu kent tüketiyor beni,soğuk,karanlık kulaklarımda uğulduyor.Kimsesizliklerin avuntusu,sessizliğin geçmişi neye nasıl inanmalı,kime neden inanmalı içimi karmaşa bürüyor.Kendimi (g)izliyorum paramparça göğün isyanından,yerçekimi değil,gökitimi bu...!


'Gitme,çok uzaktır' demişler,dinlememişim.Yorgunum,geç kalmışım,ıssız bir karaltıyım alacakaranlığın içinde,dizlerimdeki dermansızlığa anlam veremeden hiçbir yere varamayacakmışım korkusuyla...Kabus yeşili kavak ağaçlarının yanından ve kapkara kupkuru zamanın içinden geçiyorum...Kalınlaştırılmış bir hayatın tineri gibi,ruhlardan uzak bir dinin ayininde...


'İşte gidiyorum,düşlerimden sökebilirsin günışığını artık anne...!'Hangi göğe sığar artık buluttan özlemlerin geride kalanlara düşürdüğü yağmur damlalarının sancısı...?'Bağışla anne,ölümden geleni yaptım...'


Tükendi sokaklar,ıslak bir veda mektubunun gölgesine sığınan bu kent düştü gözlerimden ve dondu yıldızlar...Deniz minarelerini yağmalıyor yine hayatın sedef kabukları ve buzul çağındayım artık...

Kalbime y'oklar batıyor,ay sokağı'nda bıçaklanmışım bir buluğ vakti...Ateşle mıhlanmışım korkunç yazgının rahmine,her yanım pıhtı küllerle tanımlı...

...Ve söylesene katilim;neyimiz kaldı paylaşacak k'andan başka...?






.Eleştiriler & Yorumlar

:: negüzel bir yazı
Gönderen: alpay şahin / Ankara/Türkiye
15 Nisan 2006
çok harika tanışalım tartışalım...

:: G(h)ecelemek yalnızlıkta
Gönderen: Çağrı Küçükyıldız / Bursa/Türkiye
6 Nisan 2006
Merhaba Merve, Yazını az önce okudum. Öncelikle bir bütün olarak değerlendirirsek, cümle kuruluşlarındaki sağlamlık göze çarpıyor. Karanlık edebiyat pek hoşlanmadığım bir tarz aslında. Olaylar yapışkan bir yalnızlık ve çaresizlikte gelişiyor. Sonunda varılan yer yine aynı kanserli bir hayat. Tabi edebi açıdan bakmalıyım çünkü ben de nevrozlu yazılar yazdım zamanında. Sonra bir gün geldi ve bir daha asla Cezmi Ersöz okumayacağım dedim kendime. Çünkü beni bir yer götürmedi laf ebeliğinin dışında hayatımı da zenginleştirmedi. Her neyse gelelim biraz daha yazının ayrıntılarına: 1) Harfler arası ilişkileri çok yakından sezdiğin belli. Bazen ortaklıklar kurar kelimeler bir parantez içi dolusu benzerlikler çok ayrı anlamlara gelebilir. Aynı insanlar gibi. 2) Cümlelerdeki tamlamaları uzattıkça okuyucudaki takip zorluğu hissedilir derecede artıyor. Yani şunun şöylesinin böylesi tarzındaki tamlamalardan bence biraz daha az kullanmalısın. 3) Okuyucuya kendini bulması için bırakılan alan öylesine geniş ki, okuyucu kayboluyor burada. Yani yazar özgürlüğünü okuyucu pek hissedemiyor. Birbirleriyle ilintisiz faktörleri kullanırız edebiyatta ama bunlar bir sonuca varırlar. Kendimce bir sonuca vardıramadığım bir çok ayrıntı var. Yani şöyle düşünelim bir gün batımı tasviri yapacaksın, gün batımını hiç andırmayan ve bir bütünlük oluşturmayan bir sürü ayrıntıyla gün batımının sadeliği kaçıyor damaklardan. 4) Dilini biraz daha sadeleştirmelisin bence, sanki onu da söylemeliyim, bunu da söylemeliyim dercesine birçok şeyi bir araya getirdiğinde bunlar bir aşure ya da çorba gibi bir bütünlük arz etmezse, problem olabilir. Son olarak zengin mücevherlerle dolu bir sandığın var ve bizi bunlardan faydalandırdığın için teşekkürler. Karacabey'den sevgiler...

:: Düş Evreni...
Gönderen: alişah er / İstanbul/Türkiye
6 Nisan 2006
İmgelemleriniz çok tesirli...Yazınız tam bir metafor yağmuru...Metaforlar oldukça güzel...Ama okudukça uzaklaştım...Kayboldum...Anlatmak istediklerinizen uzaklaştım... Ve bence harf kesmeler biraz fazla olmuş...Örneğin ; k'andan , (y)hüzün gibi... Diğer yazılarınızıda burada okumaktan mutlu olacağım...Teşekkürler ve tebrikler...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın düşler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Karayazı'n
G'izdüşüm
Ölüm - Ce...


Merve Çelik kimdir?

Kelimeler Kafi. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Küçük İskender,Murathan Mungan,Elif Şafak,Albert Camus,Friedrich Nietsche,Yılmaz Odabaşı,Sunay Akın,Umay Umay,Ayşe Kulin,Buket Uzuner,Yılmaz Erdoğan,Aragon,Edger Allan Poe,Halil Cibran,Nihat Behram,...vs...


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Merve Çelik, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.