"Çok söz hamal yüküdür." -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Kendine bir kola açtı. Odanın bir o bir bu köşesine yürüyüp duruyor, arada bir tişörtünü aşağı çekiştiriyordu. “Saç tıraşımı değiştirmeliyim” diye düşündü. Sonra “Şu Ahmet’in devam ettiği spor salonuna gidebilirim.” Göbeği olduğundan değil bir meşgale bulmak için. “Annemi aramayı yine unuttum.” Annesinin boncuklarla çiçek yapan hayali canlandı gözünde. Çok eskiden kalma, neyden etkilenip de akılda kaldığı belirsiz; perçemlerin havada uçuşması o görüntü ile birleşti. Şimdi saçları dalgalanan bir kadın boncuklarla çiçek yapıyordu. Rüzgar şiddetini arttırdı, saçlar geniş kapı kanatlarına dönüştü, kapı hızla kapandı. “Neden açmadı acaba? Kim vardı içerde? Sevim gerçekten yok m uydu? Yoksa … Sancı ve yoksa … Sancı ve uzaklaştı bu düşünceden. “Af edersiniz bir şey sorabilir miyim?” “Buyurun.” “Bu çiçeğin ismi ne acaba?” “Erguvan.” “Biz leylak deriz.” “Biz erguvan deriz.” “Siz erguvanlardan daha güzelsiniz. Layık olmasa da bu çiçekleri kabul eder misiniz.?” “Teşekkür ederim” Kapıya vuran kendisinin sırttan görünüşü, kulağına doğru gerçek-yalan çalınan ayak ve bir kapının kapanma sesi. “Seni istemiyorum artık neden anlamıyorsun?” Ağlamaktan buğulanmış bir kız sesi. Kapanan telefon ahizesine vuran lambanın ışığı, gözleri alan bir parlaklık. “Çok sıcak.” “Ağustos ayındayız oğlum.” “Sevim aradı mı seni?” “Düşünmesene onu. Sana layık değil o.” Güneş yakan bir güneş. Sarı sapsarı bir güneş. “Saçlarını seviyorum.” “Sarı olsaydı daha çok sever miydin?” “Yoo” “Yalan atma.” Bir mahkeme salonu. Hakim, savcı, avukat, sekreter… “Selim bey, Ahmet Duran’ı olay gecesi gördünüz mü?” “Evet. Gece yarısından öğle ezanına dek birlikteydik. Tüm gece konuştuk. Ezan okunurken gitti. Evde uyuyacaktı. “ Lüks bir lokanta. Ellerinde kadehler tanık, sanık, avukat. “Sağ ol be oğlum. Hayatımı kurtardın hayatımı.” Televizyon ekranı, haberler, bir kadın çığlık çığlığa. “Hayatımı mahvetti, hayatımı mahvetti.” Uçuşan kumral saçlar. Saçlarında boncuklardan yapma çiçeklerle Sevim. “Neden yaptın bunu?” “Seni ele vermem.” “Seni ihbar etmem.” “Seni artık sevemem.” Kapanan kapılar. Pasparlak bir güneş. “O sana layık değil oğlum.” Pasparlak bir güneş. “Size layık değil ama.” Elindeki kola kutusunun yere düşmesiyle irkildi. Düşen kutu, çaresizliğinin işe yaramazlığının sembolüne dönüştü. Mutfağa gidip bir peçete alarak halıyı temizledi. Peçeteyi yıkayıp kuruması için kalorifer peteğine asıp balkona çıktı. Yıldızlar ne kadar güzeldi. Gökyüzü ne kadar uzaktı ve toprak ne kadar yakın. Bir yıldız kaydı. “Keşke bir dilek tutmuş olsaydım” diye geçirdi içinden. Uzaklara daldı. Ani bir ses onu tekrar irkiltti. Uzaktan gelen şiddetli bir sesti bu. Ufukta alevler yükseldi. Aynı anda bir damla gözyaşı yanağından süzüldü. Şehirde bir tüp dolum fabrikası olduğunu biliyordu. Muhtemelen fabrikada yanlış bir şeyler olmuştu. Gözünde ölenler, yaralılar, işsizler canlandı. Kurtulmak için fabrikanın en üst katından atlayan bir işçi hayal etti. Balkonun demirlerine çıktı. Kendini boşluğa bıraktı. Bir an sadece bir an kuş olduğunu hayal etti. Bir andan daha kısa bir zamanda kanatları olan bir insan olduğunu ve balkona geri döndüğünü düşündü. Ama geriye kalan süre kurtulduğunu düşündü. Kendini kurtardığını.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ela Doğu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |