Eğer bir kelebeği sevebiliyorsak, tırtıllara da değer vermemiz gerekir. -Antonie de Saint-Exupery |
|
||||||||||
|
Grilere bürünmüş bir gün,karanlıklar içerisinde bir ev o kadar uyumluydulardı ki Lale'nin kalbine sancı saplandı.Bu uyum acısını katlıyor,yeni doğan günün annesine yas tuttuğunu anlıyordu. Paslanmış demir kapıyı gıcırdamamasına özen göstererek açtı.Bu konağa gelmeyeli,çocukluğunu geçirdiği bahçeden geçmeyeli yıllar olmuştu.Yorgun ve üzüntülüydü.Çiçeklerin ve annesinin solduğu bir zamanda gelmek kısmet olmuştu ona.Lale iç hesaplaşma yaşıyordu.Yaşadığı her saniyenin iç dunyasında bir anlamı,ruhuna acı veren bir yanı vardı. Konak sessizlik içerisindeydi.Bahçede bir tek kuş,tek bir böcek sesi,yaşam olduğuna dair ufacık bir kıpırtı yoktu.Gözlerini bahçede gezdirdikten sonra,bakışlarını gökyüzüne kaldırdı,bulutlar renk değistirmeye,birbirleriyle iç içe girmeye başlamışlardı.Ruhundaki gerginliğin aynısı gökyüzünde de vardı. Çantasından anahtarları çıkarıp kapıyı açtı.Çevredeki ve evdeki sessizlik içini ürpertirken sessizliği bozmaktan çekinircesine içeriye girdi.Kalbinde tarifsiz fırtınalar kopuyordu.Karşısında duran tahta merdiven toz ve pislik içerisindeydi.Merdivenin yanında bulunan oda konuk odasıydı.Odanın önüne geldiğinde içerideki mobilyaların,vitrinin üzeri beyaz örtülerle örtülmüştü. -"Git kızım!Hayatı nasıl olsa tanıyacaksın.Gitme desem de beni çiğner yine de gidersin." Annesi oturduğu koltuktan,hareketsiz bir şekilde böyle söylemişti."Git"bu sözcük beyninde yankılanıyordu.Acıları artıyor,annesinin çoğun kasılarak oturduğu koltuğa baktıkça gittiğine pişman oluyordu. -"Kızım,sırma saçlarını koklamaya hasret kaldığım.Seni bağırarak yolladım buradan,şimdi bağırarak geri çağırıyorum.Gel yavrum,baş ucuma beyaz mermer dikilmeden koklayayım son kez...Pişman etme ikimizi" Son telefon konuşması,annesinin sesini duyduğu son sözcüklerdi bunlar.Odaya girdiğinde tuhaf,anlamlandıramadığı bir gerilim vardı.Kızgındı,hayata ve kendine kızgındı.Kızgınlıkla önündeki koltuğun üzerindeki örtüyü çekip attı. -"Yalansız,kayıpsız bir dunya yaratamaz mıydınız kendinize ya da zamanında gelemez miydin bu eve?" Kenarları aşınmış,kaplaması yırtılmış koltuktan bu ses yükselmişti.Evde hayat belirtileri vardı.Evin sessizliği bozulmuş,uyuyan ev uyanmaya başlamıştı. Oda,geçmişin günümüze taşıdıklarına,zamana ve yalnızlığa karşı,kuvvetli bir nehrin önüne kurulmuş bir baraj gibi ayakta durmaya çalışıyor,yaşananları unutmak için büyük bir çaba sarfediyordu. Duvarlar,sallanan sandalye,annesinin çeyiz sandığı ve halılar hepsi annesinden izler taşıyordu.Büyük bir yastaydı ev. Odadaki herşey nefes alıp vermeye başlamıştı.Karşısındaki sandalye ağlıyordu. -"Onu ne kadar çok sevdiğini bilmiyormuyum?Biliyorum,seni çok severdi.Her yemekte kahverengiciğime oturacağım der ve şuh bir kahkaha atardı.İnan bana sadece seni değil, hepinizi o evini severdi" Lale kendini kaybetmiş sandalyeye sarılmış hıçkırarak ağlıyordu.Dudaklarının arasından çıkan sözlerin farkında değildi.Dışarıda gök gürlemeye,hiç durmak istemiyormuşçasına yağmur yağmaya başlamıştı. Lale ayağa kalkıp,odanın içini gözleriyle iyice taradı.Duvarda asılı olan kararmış gümüş çerçeveli aynayı fark etti.Durduğu noktadan aynanın yansımalarla dolu yüzeyinde garip bir alacalıktan farklı bir şey göremedi.Aynaya dokundu.Görünmeyen lavlar doldu parmak uçlarına içindeki volkandan.Simli camın yaşadığı gerginliği ve kederi hissetti.Güçlü olmaya çalışıyor,eskiden karşısında saçlarını taramaya çalışan küçük kızın görüntüsü yerine kendi yüreğini yansıtıyordu.O bozulmuş simli yüzeyde keder ve grilikten başka bir şey yoktu. Odadan çıkarken hayatının en zor işini yapmak zorunda kaldığını anladı.Ev,eşyalar tamamdı da anılar satılabilir miydi?Okuldan her gelişinde annesi onu kapıda karşılar kokusunu sinesine çekerek öperdi.Annesinin öpücüğünü yurt dışındayken çok özlemişti.Hadreti oylum oylum işlenmişti benliğine. Tahta merdivenin kenarına tutunarak yukarı çıktı.Ürkek bakışlarla salona göz attı.Yatak odasına girdiğinde,yatağın üzerine atılmış geceliği,kapısı açık kalan gardrobu,konsolun üzerinde duran saç fırçasını,yarım dolu olan sararmış su bardağını ve en kötüsü her yere dağılmış ilaç şişelerinin son bırakıldıkları gibi durduklarını hüznüyle birlikte gördü.Yatağa baktığında, -"Acısını hissediyorum hala!Sancıları artmış kanserli hücreleri bütün vücudunu sarmıştı.Son nefesine kadar seni sayıkladı.Son nefesinde..." -"Kızım diyor başka bir şey demiyordu.Onun en zor günlerinde başında ben vardım.Tedaviden sonra dökülen saçlarını sırma saçlı kızım diye hıçkırarak toplar,yolunmuş gibi duran başını benimle sarardı.Kokusu hala üzerimde." Yatağın sözünü kesen tülbent haykırarak ağlıyordu.Lale koşarak tülbenti alıp göğsüne bastırdı ve dakikalarca ağladı.Gözlerini gardrobun içindeki giysilere dikti.Siyah kırçıllı bir pardesü: -"Onsuz yapamıyorum.Çok severdi,her özel bir yere gidişinde hep beni giyerdi.Lavanta kokulu parfümü hala üzerimde.En çok beni severdi." Lale elbiselerin hepsine dokunup kokladı.Annesinin kokusunu,ondan kalabilecek sıcaklığı aradı. -"Çocukken taktığın kırmızı tokayı hatırlıyor musun?Annen onu konsolun ikinci çekmecesinde saklıyordu.Senin o adamla evlenip gideceğini öğrendiği gün resimlerine,bebeklik elbiselerine,tokana bakarak dalıp gitmişti." Yatağın üzerine atılmış gecelik bunları söylediğinde Lale büyük bir pişmanlıkla doluydu.Annesinin kırgınlığını,hataların en büyüğünü yaptığını,parça parça olan kalbinin acısını anlayabiliyor,ne kendisini ne de geçmişini yargılıyordu. -"Hastalandığın zamanlarda annen hep baş ucundaydı.Nazlanmaların bu vakitlerde çekilmez olur,o yine de sana oyunlarla,türlü şakalarla ilaç içirmeye çalışır,bıkıp usanmazdı." Lale konsolla konuşuyor,onu dinleyip içinden çıkılmaz hayallere dalıyordu.Evin içindeki her nesne konuşuyor,ona annesini,hatıralarını anlatıyordu.Anıları içerisinde kıvranıyordu.Odada garip bir uğultu,birbirina karışan sözcükler vardı.Lale,çocukluğunun geçtiği,ilk aşk acısını yaşadığı,ailesiyle bir çok mutluluğu paylaştığı bu evi satmak zorundaydı.Son bir defa görmeye gelmiş,annesinin varlığının yok oluşuna yakından tanık olmuştu.Evin her adımında annesinin varlığı,her adımında da yok oluşu vardı.Varlığı ve yokluğu aynı çatı altında birleşmişti. Düşüncelerinden ani bir sessizlik sıyrılmasına neden oldu.Biraz önce birbirine karışan konuşmaların,nefes alıp veren eşyaların hiç birinden eser yoktu.Ev ilk andaki korkunç sessizliğine gömülmüştü.İliklerine kadar ürperdiğini hissetti.Ağır ağır merdivenlerden indi.Bahçeye adım atacağı esnada durdu,içeriye tekrar hüzünlü,elinden oyuncağı alınan çocuk gibi küskün bir şekilde baktı.Mırıldanarak: -"Hoşçakal evim,hoşçakal çocukluğum,anılarım,hayallerim."diyerek bahçeye çıktı.Arkasında kalan eski konak bir kat daha yaşlanmış,bir kat daha çökmüş halde bakıyordu,boynu bükük bir çocuğun hoşçakal deyişi vardı duruşunda.Sessiz ve ağlamaklı ama gururlu bu veda Lale'yi sarstı.Lale evden uzaklaşırken derin matemine yeniden gömülen ev hasretiyle çöküşe geçmişti. Arabasına bindiğinde Lale,kafasındaki soru işaretleriyle meşguldü.Gerçekten evdeki eşyalar onunla konuşmuş muydular?Yoksa zihninin oyununa mı gelmişti?Lale arabasıyla geçmişten çıkmış,buruk bir geleceğe doğru yol almaya başlamıştı.Açık pencereden içeriye dolan yağmur sonrası çimen ve toprak kokusu burun deliklerinden ciğerlerine girmiş,arınmış bir ruh haliyle nefes almaya başlamıştı.Zihnimizde var ettiğimiz bu duygusal dünya kim bilir ne kadar duyularımızla oyun oynayıp,onlara yön verecekti?Lale hızla yol alan arabanın içinde bunu düşünüyor,yine de gözlerini dikiz aynasında gittikçe küçülen konaktan alamıyordu. semrina --
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © semrina, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |