..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir insan bir kaplanı öldürmek istediğinde buna spor diyor, kaplan onu öldürmek istediğinde buna vahşet diyor. -Bernard Shaw
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Halk Öyküleri > Gürcan




10 Haziran 2005
Yırtık Sarı Eşofman  
Gürcan
Pislikten kararmış leke leke olmuş yırtık sarı bir eşofmanı vardı. Minik ayaklarına giydiği kocaman ve palazlanmış eski spor ayakkabısıyla İstanbul’un en işlek caddelerinden birinde, öylesine; sırtında bir yeşil kalın kazak...


:BFFE:
Her nasılsa o gün tramvayın rahat ve çekici koltuklarından birine nihayet (!) oturabilmiştim. Dışarıyı seyredip boş boş düşüncelere dalmışken aracın zamansız ve acı bir frenle durduğunu hissettim. Herhalde yine sinyal kapalıydı diye düşünürken gözüm bir çocuğa takıldı. Küçücük olsa olsa beş altı yaşındaydı bu erkek. Pislikten kararmış, leke leke olmuş yırtık sarı bir eşofmanı vardı üzerinde.

Minik ayaklarına giydiği kocaman ve palazlanmış eski spor ayakkabısıyla İstanbul’un en işlek caddelerinden birinde, öylesine; sırtında bir yeşil kalın kazak, yüzünde henüz kararmamış bir masumiyetle duruyordu.

Tam laleli üniversite tramvay istasyonunun üniversite tarafındaki çöp bidonlarının yanındaydı. Sürekli bir yerlerini kaşıyordu çocuk! Kıçından sonra, karnını, sonra kafasını, kolunu, burnunu… Öyle pisti ki üstü başı bittendir piredendir diye düşünür her insan. Sonra az ötede kendinden biraz büyük diğer çocuğa doğru iki üç adım attı, muhtemelen ağbisiydi. Sadece biraz daha sert, biraz daha kara ve biraz daha çirkindi bu çocuk… Büyük olanı çöpten bir şeyler karıştırıp incelerken küçük olanına da bir şeyler söylüyordu. Ama o hiç aldırış etmiyordu büyüğüne, sanki duymuyormuş gibiydi onu. O da benim gibi seyre dalmıştı etrafını, kaşınmaya da devam ederek. Derken ikindi vaktinin eğilmiş gün ışığı yüzüne vururken, tramvaya ardından bana doğru döndü küçük. Daha da bir belirginleşti şimdi yüzü; siyah kısa saçları, esmer yüzü, üst dudağına yapışmış kuru sümüğü, bembeyaz göz aklarının içine konmuş iki koyu gözbebeği ile en saf haliyle bakıyordu hayata. Durmuş tramvayı seyrederken sağ elini saçlarına götürdü, alnından yukarıya doğru avucunun içiyle bir hamle yaptı. Olmadı! Saçları tekrar düştü alnına. Bir daha bir daha denedi ama yine dikemedi saçlarını şöyle istediği gibi fiyakalı. Sonra avucunu bir güzel yaladı. Tekrar denedi saçlarına şekil vermek için. Bu son hamle işe yaramıştı, sonra biraz daha tükürükle bir daha aynı hamleyi yaptı. İyice emin olamamıştı belli ki, elini orada tutmaya da devam etti. Bir yandan eliyle saçını tutarken diğer yandan büyüğünün yanına doğru gitti çocuk. Çöpten çıkardıkları kutuları karıştırıyorlardı ama bir yandan hala saçını tutuyordu...

.Eleştiriler & Yorumlar

:: .............
Gönderen: Kâmuran Esen / Bolu/Türkiye
2 Nisan 2007
Merhaba Sevgili Gürcan Avcu;Bu öykü bitmemiş,bitirilmemiş.Ben böyle hissettim....Oysa tasvirler iyiydi, anlatım iyiydi.Devamnı bekleyeceğim ben bu öykünün.Herşey yarım kaldı çünkü....Sevgiyle kalın.Kâmuran ESEN




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın halk öyküleri kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir Baba...
Çam Ağaçları ve Veda

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Çırak
Kandilli, Deniz ve Balıkçı...
Beytepe'de Nisan
Yağacak Yağmuru Beklerken


Gürcan kimdir?

Yeni şehirde eski insanlar buldum. Tozlanmış anılar çektim geçen gün Marmaradan. Burda geceleri gürültüsüz bir sahil var, Dalgalarla sevişiyor hiç utanmadan. Sıcak ama çöpü çok çay servisi de var sabahçı kahvesinde. . . Bu şehirde beyaz martılar var, Dinmiş acılarıyla uçan az mavi göklerde. Yazmayı seven herkese, bir selam da benden olsun. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Sait Faik Abasıyanık, Ernest Hemingway, Nazım Hikmet, Attila İlhan


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Gürcan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.