..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bilinç ruhun sesidir, tutkular ise bedenin. -Rousseau
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Yavuz İgret




30 Kasım 2004
Galaksidaşlar  
Yavuz İgret
On bin yıl önceydi, mitolojide yer alan bir efsanede anlatılanlar dünyada var olan eski uygarlıklardan bahsetmekte.


:BGFF:
Yıl 102003;

On bin yıl önceydi, mitolojide yer alan bir efsanede anlatılanlar dünyada var olan eski uygarlıklardan bahsetmekte. O zamanın ilkel bilim tanımlamalarında diyalektik&materyalizm /İslam /Hristiyanlık/ Musevilik adı altında şekillenen yaşam biçimi formatlarına rastlanmakta. Dünyada egemen olan atalarımız, kendilerinin ya Adem&Havva adında hemcinslerinden ya da maymun adında bir başka yaratıktan evrimleşerek var olduklarını düşünmekteler. Filozoflar, bilim adamları ve din adamları kuşatmış tüm belleklerini. Kendileri üretmek yerine; üretileni tüketmekle geçmiş kısacık ömürleri. Zaman zaman üreme duyuları ağır basınca çiftleşmek için kromozom veya dölleyecek yumurta arayışlarında uygun çifti oluşturmak amacı ile kendi aralarında aşk adını verdikleri bir oyun oynarlarmış. Bu oyunu öyle ciddiye almışlar ki; hatırlayacaksınız bundan yedi yıl önce 101996 yılında yapılan kazılarda bulunduğuna göre; Nazım Hikmet Ran isminde o devrin en ünlü düşünürlerinden biri aşk oyununu öyle detaylı anlatmış ki; on bin yıl sonra; yani bugün bile oynamak özentisine düşürüyor bizleri. Ancak üreme fonksiyonlarımızın farklılığı bu oyunu oynamamızı engellemekte. Aşk oyununu yakından yaşamak için wwxx22p yasam boyutundaki zaman aygıtından yararlanabilirsiniz..Ancak sizi uyarayım; on bin yıl öncesine giden hiç kimse geri dönemedi. Akıbetleri ise bilinmiyor.

------ o ------

Sektör yyrwxx’e

Galaksidaşlar;

Wwxx2p yaşam boyutundan dünya tarihi 001964 'te çok güzel bir bebek olarak geldim. (Bebek) Atalarımız yarattıkları yeni bedenlerin ilk anına verdikleri ad; bu sizin anlayacağınız formatlanabilir boş bellek. Beni yaratan anne ve babam yine sizin anlayacağınız (Anne&Baba) kromozomuna ait beden babam, yumurtaya ait beden annem oluyor. Beni sizlerin asla anlayamayacağınız pozitif bir enerjiyle beslediler; buna “sevgi” deniyor.
Çocukluk evrem, sizin anlayacağınız “Çocukluk” boş belleğe temel programların yüklendiği zaman dilimi, sizin anlamayacağınız arkadaşlıklarla ve sevgiyle geçti. “Arkadaş” iki insanın mecbur olmadıkları halde birbirlerine pozitif enerji verme olayı, anlamazsınız dedim ya... Doğru bu…
Daha sonra gençlik evresi yaşadım. Sizin anlayacağınız “Gençlik” programlanan belleğin beden fonksiyonlarına maksimum derecede hakim olması oluyor; ya da bedendeki sıvının yoğun hareketi de deniyor bu evreye. İşte o evrede sizin anlamayacağınız o kadar çok şey var ki; doya doya yaşadığım (yaşamak) bedenin; yani içinde bulunduğum maddesel boyutun kullanma süresi. Kitaplar var mesela; insanların duygularını, sıra dışı pozitif ya da negatif enerji titreşimlerini genele açtıkları ağaç adında bir varlıktan yapılan kâğıt adını verdikleri maddelere iz bırakan sivri uçlu kalem adını verdikleri başka bir maddeyle yazılan bir şey; dedim ya anlamazsınız...
“Arkadaşlık”, “kardeşlik”, “yoldaşlık”, “anne&baba” duygularının hepsinin karışımı “Aşk” diye bir şey var ki; onu hiç anlayamazsınız. Dünya zamanı otuz sekiz yıl yaşadım. Hala aşk denen duygu nedir nasıl bir şeydir anlayamadım......

Anlamadığım bir şeyi size anlatmam zaten imkansız...

Velhasıl;
Bu sebepten de biliyorum yanınıza dönmeye kalksam beni de anlayamayacaksınız...

Ben “Aşk” ı anlamaya beden fonksiyonlarım tamamen işlevini yitirene kadar devam edeceğim...

Galaksidaşlar;
Size 2003 yılından on bin yıl öncesinden evrende bir toz tanesi kadar küçücük Dünya gezegeninin en güzel coğrafyasından yazarken demem o ki; yaşamayı seviyorum, insanları seviyorum...Açıklaması anlamsız artık; yaşadığım insâni halleri anlamazsınız; zaten ben de anlatamam, görmeniz lazım...

Anlayabilmeniz için önce sevgi denen duyguyu bilmeniz; daha sonra çıkarsız hesapsız sevmeniz lazım...

102003 ten Wwxx2r Ternaguz Zurrdet
002003 te İnsan oğlu Yavuz İGRET

(03-05-2003)






Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Süngü [Şiir]
Gelincik [Şiir]
Masumum [Şiir]
Aşk Bir Kaktüs Misali [Şiir]
Aşkın Peşinde Koşmadık ki Hiç Biz [Şiir]
Keşke Şiirleri [Şiir]
O Şimdi Şiir Oldu [Şiir]
Nasıl [Şiir]
Tılsımı Var Hayatın [Şiir]
Şiir Gibi [Şiir]


Yavuz İgret kimdir?

YAŞAMAK DEDİĞİN NEDİR. . Yasamak dediğin nedir birkaç güzel kadın bolca hayal kırıklığı zamansız ölüm kargaşası mesele onu anlamlı kılmakta, bununsa tek yolu var aşk… işte burada zorlanıyor insan aşk, öyle aynada kendi kendine konuşurmuş gibi itiraf edilemiyor sevgiliye boğazı kuruyor insanın nutku tutuluyor bir kolayını aramaya başladığı anda şiir yetişiyor imdada “seni seviyorum” allanıyor pullanıyor dizelerin arkasına gizleniyor ve gülümsüyor tane tane sayfaların yanağından yare doğru bilerek açık veriliyor şiirlerde bolca itiraf ediyor sevenler sevdiklerine aşklarını aşkın en yasağı bile şiir içinde hoş görülüyor şiirin içerisinde kavga da kin de kolay itiraf ediliyor şiir okundukça şair yazdıkça büyüyor her gün yeni aşklarla kavgalarla, kinlerle dölleniyor duygular şairler her gün yeni şiirlere gebe uyanıyor dönüyor dünya mısralarda özünde aşk olan şiirin ötesinde köprü başlarını tutuyor birileri tescilleniyorlar bense; aşkı, nefreti, kavgayı en iyi anlatanları arıyorum neredesin… Yavuz İgret

Etkilendiği Yazarlar:
Niyazi (Bakkal), Hilmi (Kefal), Necati(Kanarya) ve Dev Oguz (ağbim)


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Yavuz İgret, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.