..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Matematiğe, yalnızca yaratıcı bir sanat olduğu sürece ilgi duyarım. -Godfrey Hardy
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm > Metehan APAK




19 Kasım 2004
Bir Garip Duygu  
Sahipsiz Öylüler

Metehan APAK


Zamansız çıka gelir bazen kelimeler. Dürter , uyutmaz bizi. Yazmadıkça da rahat bırakmazlar. Yazmalıydım , yanlız uyumak için.


:BBAF:
Gene başladı uykusuzluğum. İçindeyim sandığımın dışında , bildiğimin dışında bir yerlerdeyim.
Aşığım sanıyordum , içim yanıyor sanıyordum. Aşk acıyla aynı tadı veriyordu çünkü.
Gözlerim yanıyor gene , ağlayamadıklarım için. Susuyor , dinliyor ve zaman bir nehir ise ben bata çıka akıntıdayım diyorum. Öyle yaşıyorum son zamanlarda , oysa en çok kontrolü bende görüyorlar. Bana güveniyorlar. Ben biliyorum , kim ile yaşadığımı.
Sevdiğimi , kızdığımı da söylemiyorum artık. Havadan sudan sözlerle geçiştirebiliyorsam geçiştiriyor , olmuyorsa çekip gidiyorum. Bilmem gerekeni bilmek yetmiyor , değiştirmiyor hiçbir şeyi. Kaybetmek bile manasız geliyor , sanki hepten yitirmişim gibi.
Oysa daha neşeli , daha güler yüzlü değil miyim , son zamanlarda.
Sen hayatıma girdiğinden beri , bildiklerimi unuttum , yeniden öğrendim , sonra öğrendiklerimin bir ilizyondan öte olmadığını anlayıp , bildiklerime geri döndüm. Bir de bilmediklerim var , korkularımın ispatlayamadığım yanı.
Ben bulduğumu ima ediyorum sana , sen benim diyorsun , bulduğun senin olsun , hayalini kurduğun benim. Sahiplenmiyorum seni , yapamıyorum , yalan oyunlar gerçek olsa da fark etmez , ben senin yabani atını biliyorum. Günler bizim için en yakın ve en uzak zamanlar oluyor.
İkimizin gördüğünü kimse söylemeye yeltenmiyor , herkes biliyor oysa. Biz daha yanındayız yüreklerimizin ve detaylardan görmüyor gözlerimiz.
Bazen seninde bir kokun var mı merak ediyorum. Çünkü yanında gözlerimi kapadığım her anda , bebek bisküvilerinin şeker kokusu geliyor burnuma.
Minik ellerine uzandığımı hayal ediyorum. Susmak en iyisi diyorum , her defasında haklı çıkıyorum. Seni seviyor muyum acaba ? Bilmiyorum. Senden çok kendime ihtiyaç duyuyorum. En çok onu özledim çünkü. Zamanla bütün bütün başkası oluyor parçaların. Kelimelerinden , dudaklarına dek başkası oluveriyorsun. Oysa ben nasıl öperim onu bile bilmiyorum.
Senden çok kendime ihtiyacım var , çünkü seni bile sevemiyorum. Sevmek nedir anlamıyorum ve artık bildiğimi iddia etmiyorum. Nasıl ederim baksana ? Yalnız Juliet ‘ in deli aşığı kadar iyi oynuyorum sevgiyi.
Kimsen kimsin , ben içini bilmek istiyorum , yalnız senin olan , gözlerin gibi , hep senin olanı bilmek istiyorum. Şekle şemale sokulmuş bir sen , senden başka bir çoklarını yaşamak olmayacak mı zaten ? Zamanlarım boşalıyor seninle olabilmek için. Seninle olmaksa birkaç lafı geçmiyor. Mutlu anlarım gibi. Kimileri için yazdıklarımla bile çaresiz aşığınım. Oysa ne aşk , ne sevgi. En çok , sana hayranım ben. Duruşunu , sapasağlam basışını dünyaya. Ve en olmadık zamanlarda en doğru kelimeleri bulmanı , sanki aklımı okurcasına.
Bendeki ifadeni almaya çalıştığım o loş yerde , bir kez olsun bulamıyorum seni , yüreğime oturduğun zamanlar da ise , sesini duyamadım. Talih mi ?
Daha çok aramıyorum , alışığım yanıbaşım da yitirmeye ben. Yitirdiğim de ise ölçeceğim bıraktığın iz ile boyunu sevgimin. Sen her gece yatağında sadece uyurken , ben orada yaşıyorum. Sen aynada kendini görürken , ben kimseyi görmüyorum. Sen buraya doğru gelirken , ben kaçıyorum , en uzak elini tutamayacağım yerlere. İşin acı yanı , benim bildiğim kadar sende biliyor olmalısın , belki fazlasıyla , aramızda uzanan yılanın acıtacağını. En çok bizi. Seni , beni , bir çoklarını.
O yüzden her defasında , doğrularını yapıyoruz ellerimizde kelimelerin , sonra zorla da olsa koyuyoruz dudağımıza uçsunlar diye.

Uç , uç … annen sana kırmızı pabuç alacak…




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sabah Kahvesi Düşleri
Beyaz ve Karanlık

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hayatım [Şiir]
Ölümcüm [Şiir]


Metehan APAK kimdir?

Hayal ile gerçek arasında , mutlu ve sevgiye sahip bir adamın , geçmişe duyduğu inançla , eski aşkı ile yeni bir sahnede oynadığı bir oyun.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Metehan APAK, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.