Doğallık sahip olunan değil, kazanılması gereken bir erdemdir.
-Cervantes |
|
||||||||||
|
Sabahın erken saatleri, işyerlerinin büyük bölümü kapalı, bir-iki işyeri dışında. Rahmi de işyerlerini erken açanlardan birisi. Oturmuş masasına, yandaki çay ocağından söylediği çayını karıştırıp, kaşığı çay tabağına koyacağı sırada, bardağın içerisinde bir adet çay çöpünün olduğunu gördü. Kaşığı bardağın içerisine yönlendirip, bir çırpıda bardak içerisindeki çay çöpünü çıkartıp, baş ve işaret parmaklarının arasına alıp, ağzına götürdü, ‘’Hımmm’’ diye bir ses çıkartıp, ‘’Bugün bir misafirim var, üstelik bayan’’ diyerek mırıldandı, kendi kendine. Sonra, çayından bir yudum alıp, sigarasını yaktı, birazda yorgunluğun ve uykusuzluğun verdiği sersemlikle birlikte, dalıp gittiği sırada, ‘’Günaydın’’ sesiyle irkildi. Dündü baktı, kapıda beliren, daha önce uzaktan tanıyıp, sadece selamlaştığı Fatma’yı görünce yerinden doğruldu, ‘’Günaydın, buyur’’ diyerek, yer gösterdi. Fatma, ‘’Rahatsız etmiyorum ya’’ dedi ve yanıtını beklemeden devam etti, ‘’Bizim işyeri henüz açılmamış. Bende sizin buradan başka yer olmadığı için rahatsız etmek zorunda kaldım.’’ Fatma, çalışan bir bayandı. Üstelik çok de güzel birisiydi. Sarı uzun saçları, çocuksu yüzünü ve mavi gözlerini tamamlıyor. Zayıf yapılı, uzun boylu. Çarşı esnafının büyük bölümü, 7’sinden 70’ine askıntı oluyordu ama kimse fazla yaklaşamıyordu, zira komşu esnafın tezgahtarıydı. Fatma, aynı sokakta bir konfeksiyon mağazasının tezgahtarıydı. O yüzden de giyimine çok özen gösteriyordu. Rahmi, biraz şaşkın, biraz da heyecanlı tekrar yer gösterip, ‘’Buyur otur, ne rahatsızlığı, bende çalışanların gelmesini bekliyorum. İşyeriniz açılıncaya dek sohbet ederiz, istediğiniz zaman da gelebilirsiniz’’ karşılığını verdi. Bu sırada, sokaktaki diğer esnaflarda yavaş yavaş işyerlerini açmaya başlamışlardı. Rahmi sohbeti başlatabilmek için ilk soruyu yönlendirdi: -İşyerinin sizde anahtarı yok mu? -Vardı ama hafta sonunda şehir dışına çıkacaktım, o nedenle anahtarı Bekir ağabeye bıraktım, Cumartesi günü işyerini o açtı. -Anladım Bir süre sessizlik yaşandı, sonra Fatma sessizliği bozdu: -Bir telefon edebilir miyim? -Tabi, buyur Fatma yerinden kalkıp telefonun bulunduğu masaya doğru yöneldi. Ahizeyi alıp, telefonun numaralarını çevirdi. Bir süre bekledi, yanıt alamadı. ‘’Üfff’’ dedi, ‘’Daha açılmamış’’ Rahmi, ‘’Açılınca gidersiniz, birazdan açılır’’ diye karşılık verdi, Fatma yerine geçerken. Fatma, ‘’Size çok zahmet veriyorum, rahatsız ediyorum aman kusuruma bakmayın n’olur’’ diyerek boynunu büktüğünde Rahmi ile göz göze geldiler ve birden bire gözlerini ikisi birden kaçırdı. Rahmi, ‘’Ne zahmeti, ne rahatsızlığı, bilakis gelmenize sevindim, uyuklayıp duruyordum’’ dedi. Fatma, ‘’size’’ diyerek tekrar söze başladı: -Bir itirafta bulunacağım. Rahmi’nin yanıtını beklemeden devam etti. -Aslında sizinle tanışmak ve sohbet etmeyi uzun süredir istiyordum, bu da vesile oldu. Önce çekindim, yanlış anlamandan korktum. Sonra cesaretimi toplayıp, geldim. -Çok sevindim. -Ne düşünüyorsun? -Hangi konuda? -Ne bileyim, benim hakkımda, bu davranışım hakkında, her konuda -Hiç bir şey düşünmüyorum. Bundan doğal bir şey olamaz. Bir insan biriyle tanışmak istiyorsa tanışır. -Orası öyle ama -Ama sı ne? -Biliyorsun burası küçük bir yer, bir bayanın bir erkekle tanışmak istemesi farklı yorumlanır. -Ben öyle yorumlamıyorum. Çünkü, insan duygularını bastırmamalı, açıkça ifade etmeli. Gizlenmemeli. Ne istiyorsa onu talep etmeli. -Bence de ama yine de olmuyor. -Evet olmuyor, yanlış değerlendirmelere sebebiyet veriyor. Fakat, bunu denemek lazım. Örneğin, sen çok güzel birisin. -Teşekkür ederim. -Hayır iltifat değil, gerçek bu. Bunu size söyleyebilmeliyim. Eğer sizinle ilgileniyorsam, size karşı birşeyler hissediyorsam bunu açık, net ifade etmeliyim. Sizde bunu olgunlukla yanıtlamalısınız, hayır veya evet diyerek. -Sizi anlıyorum. Ama böyle bir şey olduğunda verilecek yanıt ne olursa olsun, sonuçta bayan olan taraf mağdur oluyor. -Olmaz! -Peki siz benim hakkımda ne düşünüyorsunuz, benden nasıl etkileniyorsunuz? -Bunu düşünmedim. Ama hoşuma giden bir güzelliğiniz var. Dikkat çekiyor. Sizinle tanışmak, oturup konuşmak gibi bir düşüncem, daha doğrusu böyle bir imkanım, fırsatım olamayacağını düşündüğüm için, hislerimin derecesini de kontrol etmedim. -Edin o zaman Fatma bu arada yerinden kalktı, -Gitmem gerek, açılmıştır Rahmi, ‘’Peki’’ dedi ve ekledi: -İstersen tekrar arayalım? -Gerek yok mutlaka gelmişlerdir -Peki -Ama siz düşünün, cevabınızı mutlaka almak istiyorum -Tamam ileteceğim Fatma, elini uzattı, Rahmi ile tokalaşıp, kapıdan çıkıp gitti. Giderken de Rahmi’nin kafasını iyiden iyiye karıştırdı, düşüncelere dalmasına neden oldu. Rahmi kendi kendisine konuşulanları, aradaki elektriklenmeyi düşünüp, bir isim vermeye çalışırken, bu kez içeriye karşı işyerinin sahibi girdi. -Merhaba abi, kolay gelsin -Sağol gelsene -Yok abi gelmeyeyim, bu sabah iyisin Biraz alaylı tavırlar Rahmi’yi hem sinirlendirdi, hem de meraklandırdı. ‘’Gel, otur, çay söyleyeyim’’ dedi ve komşusunu içeriye davet edip oturturdu. Komşusu, ‘’Yanlış anama’’ diye söze başladı ve devam etti: -Abi bu kızı uzun zamandır tanıyor musun? -Yok bugün tanıştım. -Kim olduğunu biliyor musun? -Nereden bileyim, bugün tanıştım. -Bu kıza kapılma, bu kız senin bildiğin gibi birisi değil, yazık olur sana. -Anlamadım! -Anlamayacak bir şey yok abi, bu kız değil. Ver parayı istediğin zaman birlikte olursun. -Yok ya bu kadar basit mi? -Tabi abi. -Olur mu, ver parayı biriyle birlikte ol. Olmaz öyle şey. -İnanmazsan dene abi -Yok denemem, benim öyle şeylerle ilgim olmaz, Peki sen nereden tanıyorsun? -Ben daha önce para karşılığında birlikte oldum. Sonra, başıma kalacaktı, kovdum. Bu sırada müşterisi geldi, karşı komşunun, kalkıp ‘’sonra görüşürüz’’ diyerek, ayrıldı. Rahmi’nin kafası iyice karıştı. ‘’Benim niye bu tip şeylerden haberim olmuyor. Gerçekten bu kız öyle birisimi, birileriyle para karşılığı birlikte mi oluyor?’’ diyerek hayıflandı, sonra ‘’Yok ya, bedenin kiraya veren insanlar bile çalışma saatleri dışında böyle bir şey yapmazlar. Onların da gururları var, her insanın gururu olduğu gibi. Hele böylesine güzel birisi hiç mümkün değil. İstediği zaman kendisine zengin birisini bulur, evlenir, eğer paraya ihtiyacı varsa. Yok canım olamaz. Fatma öyle birisi değildir. Bir yanlışlık vardır. Sonra niye herkesle birlikte olsun ki?’’ diyerek, kendi kendine yarı konuştu, yarı düşündü, durdu. Akşamı zor eden Rahmi, kendisine gömlek alma bahanesiyle Fatma’nın işyerine gitti. Fatma’ya iş çıkışında konuşmak istediğini söyledi. O da kabul etti. İş çıkışında buluşup, konuştular. Rahmi, kendisiyle ilgili anlatılanları, biraz da sansürleyerek aktardı ve ekledi: -Ben bunlara kesinlikle ihtimal vermiyorum. İnanmıyorum. Ama senin de seninle ilgili söylenenleri ve sana insanların bakış açılarını bilmeni istedim. Bana bu konuda bir şey söylemene gerek yok. Biraz dikkatli ol, çevrene karşı. Fatma, gayet sakin dinleyip, ‘’Kim söyledi?’’ diye sordu ama Rahmi kim olduğunu söylemeden, yanıtını kendisi verdi: -Karşınızdaki işyerinin sahibi değil mi? -Önemli değil kim olduğu -Benim için önemli, çünkü biliyorum, o ahlaksızdan başkası böyle şeyler söylemez. -Onunla bir sorunun mu var? -Sorunum yok, onun benimle bir sorunu var. Kedi, ciğer meselesi. -İstersen anlatmaya bilirsin, anlatırsan dinlerim, yardımcı olmaya da çalışırım. -Önemli bir şey değil. Bu ahlaksız bana arkadaşlık teklif etti kabul etmedim. Evlenme teklif etti, karımı boşayacağım dedi, kabul etmedim. Sonra bir gece eve giderken, bizim evin yolu üzerinde dar bir ara var saldırdı. Bende kasığına vurup, kaçtım. -Sonra -Sonrası ertesi gün gelip, özür diledi, polise gitmemem için yalvardı, babasıyla birlikte. Bende polise gitmedim. Terbiyesizin birisi o. -Boşver o zaman -Hayır boş veremem. Söyle ona, birlikte doktora gidelim, ikimizde kontrol edelim, bende bir şey çıkarsa söylenenlerin tamamını kabul edip, uygulayacağım. On da bir şey çıkarsa, o da çıkıp kendisini ilan etsin! -Bu kadar üzüleceğini tahmin etmemiştim. Sadece uyarmak istedim seni -Üzülmedim, sadece o insanlıkla alakası olmayan bir insanın benim hakkımda ileri geri konuşmasından rahatsız oldum -Boşver takma kafana! -Takmıyorum.. Boşverdim zaten Bir süre sessizlik yaşandı. Sonra Fatma sessizliği bozdu: -Sen ne düşünüyorsun? -Ne düşünmemi bekliyorsun? -Tabi yanlış bir soru oldu. Bu söylenenlerden sonra senin de ne düşündüğün ortada, bende laf olsun diye soruyorum! -Hayır onların düşündüğü gibi düşünmüyorum. Sadece benim karşı cinsten birisine karşı düşüncelerimin zamana bağlı olgunlaşması gerekir. -Nasıl yani? -Sana karşı bir şeyler hissettiğim doğru. Ancak bu doğru olan şeyleri bu konuşmalar üzerine sana söylersem, farklı algılanır. -Konuşulanları unuttum bile. Ne düşünüyorsan söyle? -Güzelsin, zekisin, seni beğeniyorum. Beğenmenin de ötesinde seninle birlikte olmak gibi bir duygum da var. Bu duygu nasıl olgunlaşır bilemiyorum! -Yani beni sevmiyorsun? -Öyle demek istemedim, benim sevgi anlayışım farklı. Zamanla duygularım olgunlaşır, sevgiyle yoğrulur, sevgi yoğunlaşır aşka dönüşür. Ama şu an için kendi anladığım anlamda bir sevgi ve aşk sözkonusu değil, olamaz da. Sadece sana karşı bir ilgim var, yeterince tanımıyorum, sen de beni tanımıyorsun. -Anladım -Ben böyleyim. ‘’Geç oldu’’ deyip kalktılar, tokalaşıp ayrıldılar. Fatma işten ayrıldı ve bir daha şehirde görünmedi. Rahmi, Fatma’nın nerede olduğunu öğrenmeye çalıştı. Aradan zaman geçti, Fatma’nın İstanbul’a gittiğini, orada tanıştığı birisiyle de evlenip, İngiltere’ye yerleştiğini öğrendi. 14.10.2004 / yozgat
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Seyfi Çelikkaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |