Doğallık sahip olunan değil, kazanılması gereken bir erdemdir.
-Cervantes |
|
||||||||||
|
Romantik kelimeleri sevmiyor artık. Damıtılmış sevgiler biriktirmiş Olsam da içimde, Çiçeklerimi geliştirip büyütmüyor bu kasvetli havalar. Güneşin doğuşu Doğudan mıydı dostlar? Batışını gömdüler ya sonsuzluğun içine O yüzden karanlıklar hiç bitmiyor. “Bu kadar mücadeleye değer mi diyorum. “ Yaşama gözlerini açan Doğu’lu bebeğim. Sana hayatın o buz gibi soğuk yüzünü daha ilk günden taşların sertliği ölçüsünde kafana dank ettirenlere söyleyecek tek sözündü ağlamak. Ana rahminin sıcaklığına alışmış hassas bedenin bağırtılara, şefkat ve sevgi yoksulu gergin insanlara böyle merhaba demiş olsa da sen ağlama demeyeceğim bu olanlara. Zaten bundan sonra başlıyor hayattaki kavgan! Kavgan diyorum üstüne basa basa çünkü sen ne özel bir hastanenin o en özel koğuşunda açtın gözlerini ne de babanın yoksul hanesinin en kaba döşeğinin bir köşesinde, eski bir köy ebesinin nasır tutmuş ellerine. Hani böyle doğmak bile sana daha iyi gelebilecekken, böyle cehalet ve böyle medeniyet arasında gidip gelen düşünceler içinde bocalayarak doğmak zordu...Sen hayata küs geldin bebeğim. Bizse bunları bilmenin ve görmenin burukluğunu yaşıyoruz şimdi. Ama hiç üzülme büyüdüğünde sana yapılan haksızlığın ne kadar ufak kaldığını anlayacaksın. İnsanların hayatta artık büyük oyunlar içinde olduklarını görüp beyinlerinin içindeki en fantezi fantezilerini bile gerçekleştirdiklerine şahit olacaksın. Evler, köyler kısaca tüm dünya çocuklarının ellerindeki oyuncaklar kan kırmızıya boyanırken doğduğuna pişman olup dengelerin dengesizliğini sen belki de çok daha erken kavrayacaksın. Yaşa ve gör demeye dilim varmasa da bu böyle bebeğim. Tüketilebilecek her şeyi tüketmiş olan düşünen insanlar çark içinde öğütülecek konular bulmaya çalışa dursun şimdi birbirine düşen canlılara şunu söylemek için çok mu geç kaldık acaba? Paylaşamadığınız dünya tepe taklak olmaya bir düğme basımı kadar yakınsa sevgiyle uzatın ellerinizi birbirinize belki de çok şey değişecek hayatta. 25-Ocak-2002/Ayşe Keskin-Trabzon
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ayşe Keskin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |