Zamanı gelen bir düşüncenin gücüne hiçbir ordu karşı koyamaz. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Horozlar öterdi vakitli vakitsiz Sabah ezanıyla başlardı günler Gusul abdesti buzlu suyla bile alınırdı Kargalar öterdi durmadan tepemizde Kız arkadaşımız olmazdı Kız peşine giderdik... İlk çıplak kadını Kleapotra filminde gördüm Liz Taylor ile nedense yıllar sonra tanışabildik... İsmet İnönü’nün elini öptüm Turgut Özal ile sohbetim oldu Amerika başkanlarıyla şakalaştım Aşık Veysel bize saz çaldı Nene Hatun’u evinde ziyaret ettik Ruhi Su ile birlikte sahne aldık Kuzgun Acar ile dağları dolaştık Ergin Kolbek akademi çatısından atmazdı kendisini İstanbul’da olsaydık İlk Kanlı Pazarın canlı tanığı oldum Polis bıçağı sokarken bir gencin karnına Çektiğimiz filmin karesine takıldı Sonra Demirel filmi yasakladı... Dündar Kılıç ile oturduk Marlo kemal ile bitirimler dünyasını konuştuk Fazıl Hüsnü Dağlarca dağ gibiyken Nihat, Ataol, Edip Cansever ve ben Bulgar votkası içip edebiyat konuştuk Stud Terkel ile tanıştırdığımda arkadaşlarımı ‘biz bu yazarı üniversitede okuduk’dediler Tennesse Williams’ın yeğeni ile arkadaş oldum Arnold Schwartzenegger sordu Türkiye’yi anlattım Brooke Shields ile bir gecede sarhoş olduk Sophia Loren bana zeki Müren’i sordu Sonra Roger Moore ile karşılaştım James Bond imajım silindi Muhammed Ali’nin evinde yemek yedim Türkiye’deki otel projesini konuştuk Kararlıydı ancak parkinson gelmeseydi Ve bir gün Kadıköy’de, sular idaresinin orada Bilmem hangi marka arabanın içinden bir genç Kafasını uzatarak bağırdı; ‘Dayı bu yol yayalar için değil’ İyi ama kaldırım diye bir şey yoktu ki... Şimdilerde her şey bir çılgın Nerede 68 kuşağı nerede yıl 2000 Nerede yaşadıklarımız, nerede bıraktıklarımız... Bakıyorum da, artık o sıcak balıkçı lokantaları yok Köprü altında balık ekmek bile kalmamış İnsanlar artık aceleci Beyazıt’ta oturup çay içmek bile anı olmuş Görürsek birbirimizi eski arkadaşlar ile Yine konuşuyor, yine çocuklaşıyoruz Dönülmüyor ki gidene... Ulaşılmıyor ki yitirilenlere... Bir bakıyorsun akşam olmuş Bir bakıyorsun 5 yıl birden geçmiş Oturup düşünüyorsun Ne garip dünya İnsanlar yaşlanıyor Günler yine cıvıl cıvıl Birileri beklemelerde takılırken Birileri hiç ölmeyecekmiş gibi Oysa çocuklar aç olmamalı Çocuklar hep gülmeli Verecen olmalıyız, sevecen Neyse ki, 25 yıl daha yaşamayı planlıyorum On beş yıl sonra bu şiiri yenilemeyi 20 yıl sonra kalırsa, bir kahvede tavla oynamayı Yaşayan arkadaşlarımın listesini tutmayı İşte ne bileyim planlıyorum...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Yücel Dönmez, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |