Matematiğe, yalnızca yaratıcı bir sanat olduğu sürece ilgi duyarım. -Godfrey Hardy |
|
||||||||||
|
Bugün ilk kez zaman bularak, şiir bölümünü bir müddet inceledim; şiir niteliği olmayan bazı denemelerin de sıralamaların başlarında yer aldığını gözledim. Sonra şampiyon(!) şiirlere tıkladım ve gördüm ki, çok sayıda yorumlar yapılmış ve şiirler yere göğe sığdırılamıyor... Ayrıca şairlerine yapılan iltifatlar. Buradan çıkardığım sonuç; sanki İzEdebiyat’ta yazanların bir kısmı, birbirlerine methiyeler dizerek, kendilerine de methiyeler dizilmesine kapı açmaya çalışıyor ve şunu da açıkça belirtmeliyim ki başarıyorlar... Uzun zamandır kendi yazdıklarımın ne kadar okunduğunu izleyerek kendimce genel bir istatistiğe ulaşabilmek istiyordum. Yazdıklarıma tıklamam. Sayfada nasıl yer aldığını görmek açısından bir veya iki kez tıklamış olduğum yazı ve şiirlerim vardır. Bazen de çok nadir olarak bir başka siteye aktarabilmek için yazdıklarımı açarak, alıntı yaparım o kadar... Bakıyorum ki, bazı yazı ve şiirlerim hemen hergün, bazıları da gün aşırı izlenmiş oluyor. Fakat işin garibi, örneğin, 150 ve ona yakın izlenmiş olan şiirlerimde tek bir yorum yok... Yani bir şiiri 150 kişi izliyor tek bir yorum yok? Oysa yorum yazma merakı olanların, çok sayıda oldukları ve çok ateşli yorumlara imza attıkları İzEdebiyat’ta açıkça görülüyor... Özellikle şiirlere yazılan yorumların çoğunluğu bence, karşılıklı yorum yazma ilişkisinden kaynaklanıyor. Yalnışsam birisi doğruyu detayları ile vurgulasın. O zaman sitedeki şampiyon(!) şiirleri ele alıp, satır satır yorumunu yaparak, nerede olması gerektiğini ve ne derece haklı olduğumu kanıtlamaya çalışırım... Burada vurgulamak istediğim neden bazı şiirlerin ilk sıralarda olduğu ile ilgili değil, siteye çok fazla sayıda şiir aktaran arkadaşlarımın, yazma konusunda ilerleme yapmak için bir çaba ortaya koymadıklarıdır. Bu durum da açıkça görülüyor; çok tıklama almış olsalar da... Şair çok,çok,çok ça yazar fakat çok azını gündeme getirir. Gündeme getirdiği şiiri ise, vurucu, kalıcı ve izlenir olur... Bir günde 8-10 şiir yazıp bunların hepsini bir an önce okuyucuya ulaştırmak açısından çaba ortaya koyanlar, daha da ustalaştıkları zaman düştükleri hatayı anlayacaklardır... Ve fabrika gibi şiir üretenler de geçmişte İzEdebiyat’tan izlediğimiz gibi, giderek sıcaklıklarını yitireceklerdir... Şiirin laboratuvar çalışmasını yapmak gerekiyor. Sanatın her dalında bu geçerlidir. Laboratuvar çalışması yapmadan, sadece yüreğinizden gelenleri, örneğin, ‘Hava bulutluydu/ Yağmur yağdı/ Islandım/ Aman ne kötü’ gibi, sanki mahalleden biriyle sohbet ediylormuşsunuz gibi ortaya koyarsınız ki, bu da şiir olmaz... Fakat mahallede arkadaşlarınızla yaptığınız sohbetleri bile, belli bir özgünlük ve anlatım biçimini deneyerek verebilirseniz. O zaman belki de, şiirde bir başka ustalığı yakalamış olursunuz. Şiirde belli kalıplar ve belli bir usluplar yok artık fakat özgünlük, yeniyi ortaya koymak, söz estetiğine yeni bir tad getirebilmek, güzel şiir yazabilmenin başlıca özelliklerinden sayılabilir... Yazdığınız şiiri yaşamışsanız, mutlaka tekrar tekrar yaşadıklarınızla yorumlamalısınız ve tekrar tekrar değişik açılardan ele almaya çalışmalısınız. Bazen bir tek kelimeyle oynamanız bile, şiiri kat kat daha ilginç ve izlenebilir hale getirir. Resimde iki çizgi ile, ressam nasıl ki bir olayın imajını ortaya koyabiliyor ise, şiirde de, birkaç kelime ile bir romanın vardığı sonucu bir anda ortaya koyabilirsiniz... İşte şiir bu yüzden edebiyatın en güçlü dalı sayılabilir... Yazdıklarımızın üzerine biraz daha zaman koymamız, İzEdebiyat sayfalarının daha da zengilleşmesine yol açacak ve belki de ülkemizin gelecekte ki en iyi şairleri, sitemizden çıkacaktır... Tıklanma kaygısı gütmemelisiniz. Yorum mu yapılmamış hiç önemli değil. Bırakın şiiriniz orada dursun elbette ki özgün, söz sanatında estetiği, duyguyu, anlatımı ve kurguyu başarmış olan şiiriniz, bugün olmasa bile günün birinde, hak ettiği yere oturacaktır... Şiir okumayı sevenler, güzel şiirin kokusunu çabuk alırlar... Tıklanma kaygısı, yorum alma konusunda ki çabalar ve fabrika gibi şiir üretmek... Bunları yazarken bile sıkıldım. Bu durumlara giren insana güzel şiir yazmak için zaman kalmaz ki... Bir de bu kaygıların vereceği üzüntü, insanda güzel şiir yazma zevki de bırakmaz... İzEdebiyat’ta özgün olan şiir ve yazılar ayıklanıp, bir başka bölüme alınsa, inanıyorum ki, her yazan o bölüme girebilmek için laboratuvar çalışmasına girmek durumunda kalacaktır. Neden bu yapılmıyor ki... İzEdebiyat.com’da paralı üyelik dönemi... Henüz ortada birşey yok. Bu benim fikrim ve fikrimi, geleceği görebildiğim için kendime saklamak istemiyorum... Bizim de sitelerimiz var ve bazı sitelerimiz çok ça tıklanıyor ve de her ay limiti aştığımız için ‘hosting’ firmasına daha da fazla para ödüyoruz. İzEdebiyat’ı yaşama geçiren Diren arkadaşımız ile henüz yüz yüze tanışmadım fakat bildiğim kadarıyla, kendisi de yayıncılık sektöründe çalışıyor ve aldığı maaşının bir kısmını da İzEdebiyat için harcıyor... Diren arkadaşımız bir Sabancı veya Koç Holding değil ki... Neden edebiyat aşığı bir arkadaşımızı bizler için para harcamak durumunda bırakalım ki... İzEdebiyat alexa.com değerlendirmelerinde dünyadaki 100 bin sitenin içinde ve çok ta iyi bir yerde. İstenilse reklam da alınabilir fakat hertürlü reklamı alarak sitenin ahengini bozmak istemiyorlar. Sizler de ikide bir ekranınıza pop up’ların çıkmasını hiç istemezsiniz... Sonuç; benim önerim, İzEdebiyat yazarları olarak, yıllık belli bir ücret ödeyelim. Bunu kredi kartıyla da yapabiliriz, posta yoluyla da veya banka hesabına yatırarak. Öğrenci için ayrı bir ücret, çalışan için ayrı bir ücret belirlenebilir. Madem ki Internete bağlanabilecek ve bunun için her ay para ödeyebilecek durumdayız, yılda bir kez İzEdebiyat’a belli bir abone parası da ödeyebiliriz. Bu şekilde Diren arkadaşımız da siteye harcayacağı paraları biriktirip, geleceği için bir yatırım yapabilir. Yalnışmıyım? İzEdebiyat Yıllığı yayınlandı, İzEdebiyat’ta yazanların belki de yüzde 10’ bile yıllığı satın almadı (Yöneticilerden bu yüzde konusunu doğrulamalarını rica ediyorum). İzEdebiyat bir ailedir. Ailenin her ferdi, aile yapısının daha da güçlenebilmesi için kendisine düşeni yapabilirse aile de, yıkılmaz... Söz aramızda, nasıl olsa İzEdebiyat günün birinde ya pop up’lı reklamlar veya paralı üyelik dönemine girmek durumunda kalacaktır. Şimdiden bizler bunu teklif edersek hiç değil se pazarlık eder, yıllık ödemeyi daha ucuza bağlayabiliriz... Yoksa reklam, pop up almaya başlanır ise sitenin de bugünkü gibi tadı kalmaz... Tam yazınızı geçeceksiniz bin pop up; ‘sigorta poliçeniz bizden’, kapatmaya çalışıyorsunuz, Hürriyet gibi sitelerde olduğu gibi, pop up sizinle oyun oynuyor, yakalarsanız kapatabilirsiniz... Kolay yakalanmıyor ki. Bu pop up’lar nedense her geçen gün daha da akıllanıyorlar... Hoşçakalın ve ara sıra lütfen, kodadimedya.com, medyastar.com, çilingirsofrasi.com sitelerimizi de ziyaret etmeyi kulakardı etmeyin! Sitelerimize aradabir misafir olarak yazabilirsiniz. İzEdebiyat ayrıca bir edebiyat lobisidir... Lobimiz güçlendikçe yayınevlerine sesimizi daha iyi duyurabiliriz.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Yücel Dönmez, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |