..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kurguyla gerçek arasındaki ayrım, kurgunun mantıklı olmak zorunda olması. -Tom Clancy
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > İsmail cem dogru




14 Aralık 2003
Kadın ve Şiir  
Kadın ve Şiir

İsmail cem dogru


Kadın şiir yazmamalıdır. Yazdıran kişi olmalıdır.


:BFIE:
Temelini dinamiklerinden alır toplumlar ve çatılarını bireylere yükledikleri misyonla biçimlendirirler. Sonra bireylere dayattıkları vecibeleri bir diyalektik sarmal eğretisinde sorgulatmaya başlarlar. Sonunda adına kaos dedikleri yapmacık bir uyumsuzluk ikilemi üstüne kurdukları yeni fikirler sunarlar. Bu da her dönem için yaşamlarını toplumsal araştırmalara adayan insanların işsiz kalmasını engellemek adına yapılır. Böylece geçmişte başarısı kanıtlanamamış teoremlerinde hesabının sorulması engellenmiş olur.
Kadın ve erkek girdabındaki sıkıntılar öyle çözümsüz bir kargaşa atmosferinde betimlenmiş ki sanki her iki tarafta bu işin çözümlenmesinden yana değilmiş gibi bir hava estirilir. Tarihin tozlu sayfaları karıştırıldığı zaman ataerkil ve anaerkil dönemlerin karşılaştırması sunulur sürekli. Sürekli bunun neticesini günümüze ve günümüz şartlarında toplumun bütün tabakalarında yaşananlarla kıyaslarlar. Ama bütün taraflar, oluşturmaya çalıştıkları görüşlerin ekseninde aynı olaylara başka yorum getirirler. Baksanız olay kadının dövülmesidir. Kimi erkeklerinde kadınlardan dayak yediğine dair örnekler bulmaya çalışır. Kimisi konunun dövüşmek eylemiyle özdeş olduğunu iddia eder. Bu yada buna benzeyen konuları incelediğinizde toplumun iki cinsiyetten oluştuğuna inanmak zor gelir. Sanki bir kaç tane cinsiyet var gibidir ve bunlardan yalnızca kadın ve erkek olanlar arasında sıkıntı yaşanıyordur. Ama bu kavgaların yarattığı neticeler hem kimseyi mutlu etmez hem kimsecikler işin sorumluluğunu üstlenmek istemez. Çünkü sonuç her iki tarafın birbirine öykünmeye başlamasıyla boyut değiştirir. Artık kadında şiir yazmaya başlar...
Önce kadın, kadın olmamaya başlar. İşyerlerinde tacize uğrayan kadınları bu sıkıntıdan kurtarırken kadınları erkekleştirmeye başlarlar. Oysa kadının erkek tarafından taciz edilmesi tabiata aykırılık teşkil etmez. Bu bir eğitim sorunudur. Kavgayla çözülmez. Kavga erkeği sindirir, kadını arabesk yapar. Bu durumda kadının şiir yazma süreci başlamıştır artık.
Kadın hayata erkek gibi bakmaya başlar. Bir defa edilgen olmaktan çıkmıştır artık. Evde koca bekleyen olmaktan çıkar ve günü geldiğinde koca bulan kişi olur. Ama toplumun onu korumak üzere geliştirilmiş dinamiklerine ihtiyaç duyunca hatırlar kadın olduğunu ve erkekle eşit olmadığını. Bitmiş bir ilişkinin kendisinde ve erkekte aynı etkiyi bırakmadığını fark eder. Şiir yazmaya başlamıştır artık... 
Şiirin literatürlerde yapılmış tanımlarını da inceleyerek şiir yazmanın kadınsı bir aktivite olamayacağını anlayabilirsiniz:
·     Zengin sembollerle, ritmli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan edebî anlatım biçimi:


·      (mecaz)  Düş gücüne, hayale, imgeye, gönle seslenen, anı, duygu, coşku uyandıran, etkileyen yön:
Bu tanımlara bakıldığı zaman ömrünün önemli bir bölümünü kadınların iç dünyasını araştırmaya adamış uzmanların kadın olgusunu yerleştirdikleri zeminin şiir üretimiyle taban tabana çeliştiğini fark edersiniz. Zengin semboller üretebilmek için derin bir yalnızlığınız ve bu yalnızlığınızı her geçen gün daha çok sustuğunuz bir eksen çerçevesinde sürüklenen bir yaşantınız olmalıdır. Bir kavrama mecaz anlamlar kazandırmak için o kavramları doğrudan ifade etmekten kaçınan bir felsefeniz olmak zorundadır. Siz aynı anda aynı kişi için hem soyut hem somut sayılabilecek bir nesne tanıyor musunuz? Farklı insanlar için farklı tanımları olabilir nesnelerin. Daha ilerisi yoktur. Şimdi bu mekanizmaya kadın duruşunu oturttuğunuzda kadınların ve erkeklerin asla anlaşamadıkları konuların aslında tüm soruların cevabı olduğu sonucuna ulaşmak dahi mümkündür. Eğer bir çiçekten kadının ve erkeğin aynı derecede etkileneceğine inanıyorsanız bu teorilerin bir anlamı kalmayacaktır. Ama bu durumda kadınların her ayrıntıyı paylaşmaya hazır olduklarını ve erkeklerin akşam evde günlük faaliyet raporunu vermeyi Çin işkencesine eşdeğer gördüklerini de  da reddetmiş olursunuz.
Bir kadının yağmur altında elinde gitarıyla bir erkeğe aşkını ilan ederken yaptığı serenat estetik açıdan ne kadar iyi bir görüntü oluşturuyorsa, bir kadının şiir yazması o kadar kabullenilmesi mümkün bir görüntü niteliği taşıyacaktır. Ressamlar güzelliğin ve estetiğin tanımı yaparken çiçekleri ve kadınları tercih ettikleri sürece kadın şiir yazan değil şiir yazdıran kişi olmayı sürdürmelidir.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir Çelişkinin Anatomisi - 1

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Fil Dişinden Kuleler ve Cemil Meriç
Özentinin Gündemi - 2
Özentinin Gündemi - 1


İsmail cem dogru kimdir?

Edebiyat kişiyi yaşam ilkeleri vurgusuna aklı başında tanımlar geliştirmesini öğütlemeli. Benim çerçevemde edebiyat okura insandan daha değerli bir varlık olmadığını sürekli dayatacaktır.

Etkilendiği Yazarlar:
Orhan Veli


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © İsmail cem dogru, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.