"Çok söz hamal yüküdür." -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Sevgili Kuni. Öncelikle memleketimizi ziyarete gelen bir yabancı olduğun için geleneklerimize uygun olarak sana bir “hoşgeldin”demek istiyorum.Sanırım bu hengamede bunu akıl eden birileri olmamıştır. Ama bu seni yanıltmasın. Biz türklerin en büyük özelliklerinden biri misafirperver olmamızdır. Kusura bakma, gazetedeki”koca arıyorum” ilanını görmedim. Gerçi görsem de farketmezdi, çünkü bir kız arkadaşım var. Neyse, adına ilk kez bir kaç gün önce haber bültenlerinden birinde rastladım. Eskiden gerçek haberler verirlerdi o saatlerde.Olsun ben de alıştım artık magazin dolu haberlere ve “haber” diye sunulan saçmalıklara. Ne diyordum? Hah, haber bültenlerinde bahsediyorlardı senden. Gazeteye ilan vermişsin ve evlenecek birini arıyormuşsun. O gece benzer haberleri bir sürü kanalda defalarca izledik milletçe. Sonradan gazetelerde de çıkmaya başladı haberlerin (acaip meşhur oldun yani) ve hakkında daha başka bilgilere de sahip olmaya başladık hep beraber. Seninle öyle haşır neşir olmuşuz ki senin yüzünden “Biri Bizi Gözetliyor” un sona ermesi ve Sulugöz Edi’nin birinci olması bile kaynadı gitti arada. Kusura bakma hep konudan sapıyorum bir daha olmayacak söz.Bu haberleri okudukça seni daha iyi tanımaya başladım ben. İsmin Kuni Nakazano’ymuş. Sizin oralardaki bir TV kanalının “ Kim bir Türkle evlenmek ister?” Çağrısına uyarak girmişsin bu işe. Üstelik zengin ve köklü bir ailenin mensubuymuşsun. Gazetede yazılanlara göre ilanın okuyan 150 Türk genci Türkiye’nin dört bir yanından bambaşka hayallerle İstanbul’a gelip form doldurmuşlar ve fotoğraflarını bırakmışlar. Bu adaylar kendilerini sana beğendirmek için Elmadağ’daki Spica Bar’a gelip uzun kuyruklar oluşturmuşlar. Sen de bunlarla Boğaz’da tekne gezisi yapıp geziden sonra 10 kişiyi seçmişsin. Ama yine de kararsızmışsın. Veee bugün merakla gazeteleri açıp baktık ki bu 10 adaydan hiçkimseyi seçememişsin. Çünkü hiçbirisini beğenmememişsin adayların. Bak Kuni, umarım sana böyle samimi davranmama kızmazsın. Sen bizden biri oldun artık. biz Japonları severiz. Hatta bir zamanlar Japonca öğrenmeye başlamıştık. ”Shogun” diye bir film vardı. ”Hay toranaga sama, Anjinsan” en sevdiğimiz kelimelerdi. Kusura bakma o zamanlar çocuktum hatırladıklarım bu kadar. Ama Allah seni inandırsın bu diziden öğrendiği Japoncayla Japonya’ya giden, ya da en azından Japon turist bayanlarla başarılı bağlantılar kuran nice büyüklerim vardı o zamanlar. Bu yüzden kafama takılan bazı soruları sormak istiyorum sana. Bu şaklabanlığa neden alet oluyorsun? Uzakdoğulu erkekler genelde kısa boylu, sarı tenli, kılsız olduğu için Uzakdoğulu kadınların kıllı, esmer, yapılı Türk erkeklerini çekici bulduğu gibi söylentiler duymuştum eskiden. Hatta bunu Avrupalı kadınlar içinde söylüyorlardı ya neyse. Bu söylentiye sen de mi inandın yoksa? E madem öyle gelen adaylar içinde olmalıydı bunlardan. Neden seçmedin birini? Seni paran için istediklerini söylüyorsun. Kusura bakma da bu tür ilanlarla ortaya çıkarsan alacağın cevap budur. Bu ülke burayı terketmek arzusuyla yanan insanlarla dolu. Hele işin ucunda hazır para varsa. Yanlış anlama. Bunu bir üyesi olduğum “Türk Erkeği Popülasyonu”nu kötülemek için söylemiyorum. Dünyanın neresine gidersen git, -kendi ülkende bile- karşılaşacağın şey budur. Fazlasını bekleme. Gençsin (kusura bakma güzelsin diyemiyorum) ve hayallerin var. Hayatını birleştirebileceğin bir eş arıyorsun. Ama bunun yolu bu mudur sence? Siz Japonlar’da da mı kayboldu artık bazı değerler? Benim bildiğim kadarıyla Japonlar gururlu ve onurlu insanlardır. Bunun için ölürler bile. O yüzden gerçek bir Japon’un yapması gerekeni yap. Kendini daha fazla küçük düşürmeden ülkene dön. Burada yaşadıkların bir anı olarak kalsın hafızanda ya da istersen unut gitsin hepsini. Ama şunu unutma. Sevgiyi ve sevgi dolu bir hayatI arıyorsan bunu sana sağlayacak kişiyi bu şekilde bulamazsın. Bulsan bile mutsuz olacaksın. Sevgisiz kalmak, onsuz yaşamak zordur bilirim. Ama sevgiyi bulmak ta zordur. Sevgi kolay çıkmaz karşına. Çıktığını düşündüğün anda yakaladın, yakaladın. Yoksa tekrar beklemektir yapacağın. Bu yüzden sana tavsiyem Kuni: kalbini hep açık tut, sevgi seni bulacaktır. Sevgili Kuni; Umarım yazdıklarımla seni üzmemişimdir. Mektubun başında da dedim ya: Biz Türkler misafirperver insanlarızdır. Sana ”hoşgeldin” demiştim ya şimdi sen giderken arkandan su döküp “güle güle “diyeceğim. Umarım hayalindeki adamla tanışırsın. O zaman o’nu alır buralara gelirsin de sana şöyle davullu zurnalı bir düğün yaparız dillere destan. O zamana kadar güle güle Kuni. Kendine dikkat et olur mu? Japonya’daki dostlarımıza da selam söylemeyi unutma Bir Dost...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © HAKAN ŞEVKET TELKES, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |