Bunu yazmalıydım
Evet bunu yazmalıydım…
Yıllar önce Bir kahvehanede
Çocukça ağladığım o günü…
‘’Sıra, sıra dağlar gibi yollarıma dizildin
Selvi boyun ile hep karşımda süzüldün be zalim, süzüldün
Kara kader misin şu alnıma yazıldın?
Beni hasretinle ağlattın gel, gel, gel yeter, gel yeter
Beni yokluğunla söylettin gel, gel, gel yeter, gel yeter’’ diyordu Ferdi Baba…
Avazı çıktığı kadar,
İsyan edercesine
Delicesine…

Babama… dediği için miydi?
Haksızlığı anlattığı içinmiydi?
Sahipsizliğin ince sessizliğimiydi?
‘’Sıcakta ayrana, soğukta yoğurda hasret kalasın’’ dediğimiydi?
Bilmiyorum,bildiğim kahvehanede dakikalarca ağladığımdır…!

Aradan otuz beş yıl geçti
Bugün yine nahletlik üzerimde
Çekilmezim,kırgınım,kızgınım
Öyle bir andı işte…
Yine eskilerden, çok eskilerden… birşeyler dinlemek istedim
Zehirli çiçek,
Zehirli Çiçeği dinlemek istedim…
‘’Sen de çek sen de çek sen de çek
İstemem istemem ben süründüm
İstemem ben süründüm
Garip anam garip anam dertli anam garip anam
Sen de sürün çile çek
Bülbül oldum bir goncaya bağlandım
Of of gonca açtı gonca açtı
Hayatımda bir zehirli çiçek
Gonca açtı
Hayatımda bir zehirli çiçek…’’diyordu Ferdi Baba…
Kahretsin…
Avazı çıktığı kadar,
Ölürcesine
Delicesine…
Yine ağladığımı gördüm
Elimde olmadan…

Babamı hatırlattığı içinmiydi?
Haksızlığı anlattığı içinmiydi?
Anlaşılmamanın hafifliğimiydi?
‘’Yaman Gün görmeyesin,Hayırlı haber alasın’’ dediğimiydi?
Bilmiyorum,bildiğim masamda dakikalarca ağladığımdır..!

Servet ALKAN
10.05.2023/Malatya