..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Barışı bulacağız. Melekleri duyacağız, göğün elmaslarla parladığını göreceğiz. -Çehov
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme > Aysel AKSÜMER




21 Ocak 2023
Hatırlama Yolculuğu  
Aysel AKSÜMER
Pandemi, ruh ve beden sağlığımızı nasıl da etkiledi? Hadi hep birlikte bir hatırlama yolculuğuna çıkalım.


:IHG:
"Normal" veya "anormal davranış"ın tanımı tamamen kişiye özel. Esas olan TDK'daki anlamları ama gel de bu sözcükleri gerçek hayat cümlesinin içinde fiilen kullan. Elbette ki mümkün değil. Bize aykırı gelen tavır ve davranışlar bir diğerinin normali oluveriyor.

Şu sıralar hayat pahalılığına karşı "ne ucuz ki artık?" tepkisi, davranışlar için de "Kim normal ki?" repliğine dönüştü.

Dünyayı saran pandemi illeti, garip giden akışın seyrini biraz daha hızlandırdı. Çoğu kişinin tutum ve davranışları değişti. Varolan takıntılarına yenileri eklendi. Çoğu çocuk yabani, gençler içine kapanık, erişkinler ise aşırı kaygılı, kuruntulu, öfkeli oldu. Pek çok kişi bu süreçte psikolojik destek aldı.

Pandeminin ilk çıktığı zaman ki katı kurallar (14 kural) kademeli olarak kalktı ama coronanın dünyayı tam olarak terketmediğini bilmek çoğumuzu endişelendirdi. Kimi de "Aman nasıl olsa geçirmeyen kalmayacak bu hastalığı ha şimdi ha sonra yetti canımıza", dedi kafasına göre yaşadı. Kimi "maske, mesafe, hijyen"üçlüsüne harfiyen riayet etti, bütün aşılarını aksatmadan yaptırdı hiç yakalanmadı kimi de her şeye dikkat etmesine rağmen bir de değil bir kaç kez coronaya yakalandı. Bu olay bile başlı başına kafa karışıklığı yarattı. "O kadar dikkat etmeme rağmen nasıl, nerede, kimden bu virüsü kaptım", diyenlerle, "Hiç umursamadım gerek ailem gerekse iş çevremde corona temaslısı oldum fakat her seferinde beni teğet geçti", diyenlerin ortak şaşkınlığı sohbetlerin ana konusu oldu hala da öyle.

65 yaş üstü bireyler evlerine mahkum edildi. Amaç, onları korumaktı ama bu gereğinden fazla abartıldı. Yakınen tanıdığım yaşına rağmen çok dinç, hiç bir rahatsızlığı olmayan, hayatın içinde ve aktif yaşayan sağlıklı kesim, dışarı çıkmaları tamamen yasaklanınca resmen travma yaşadılar.

Aynı evde oğlu, kızı, gelini, damadı ve torunlarıyla yaşayan pek çok yaşlımız "evde kal", çağrısına uydu ama dışarıdan eve gelenler ferdi virüsünü de faiziyle eve getirdi. Yani yaman çelişkiler yaşandı önlemler alınırken. Hele aynı evi paylaşanların özel arabalarında maske takmaya zorlanmaları akıllara zarardı.

65 yaş üstüne belli saatlerde dışarı çıkma izni verildiğinde bazılarının yürüme problemi yaşadığını da gördük maalesef.

Otobüslerde hala tek veya çift maske takan, eline plastik eldiven geçiren veya mendille demirleri ve askıları tutanlar mevcut. İlginç olan ise aksıran, öksürenlerin nedense büyük çoğunluğu maskesiz. Üstelik çoğu ağzını, burnunu kapatmıyor, dışarı mikrobunu kusursuzca yayıyor. Maskeliyse rahat hapşırmak için komple açıyor.

Kalabalık nüfus nedeniyle orta ve arka kapıdan da yolcu bindiği için pandeminin en yoğun zamanı da buna dahil otobüs kartları şöför mahalline kadar bilmem kaç kez el değiştiriyor ve basıldıktan sonra sahibine ulaşana dek "Yoğun kıvamda temaslı kart" haline dönüşüveriyor.

Asansör, ATM gibi dokunmadan işlem yapılamayan alanlarda herkes kendince bir çözüm üretti. Kimi mendille, kimi sert bir cisimle bastı numaralara. Ben ise işaret parmağımı gözlerime, burnuma, ağzıma yanlışlıkla değdiririm kaygısıyla kapı tıklarmış gibi orta parmağımı kullandım. Komik ama bu da benim pandemiyle gelen bırakamadığım bir alışkanlık oldu.

Selamlaşmalarda tokalaşma ve öpme alışkanlığını bırakanlar da var devam ettirenler de. En güzeli de pandemide yaygınlaşan göz ve yürek selamı ile yumruk tokuşturma oldu.

Çoğu kişi özellikle akşamları hala yasak varmış gibi hızlıca evine koşuyor oysa özgür olduğunu biliyor. Kanımıza işlemiş yasaklar sanki.

Bence en güzel kazanım; çoğu insan elini daha doğru ve sık yıkama alışkanlığı edindi. Bu olayı abartıp cildini aşırı tahriş edip soluğu hastanelerin cildiye bölümlerinde alanlar da oldu.

Daha neler neler var buraya sığdıramadığım. Sonuç olarak, oldukça zor günler geçirdik her birimiz. Dünya çok büyük, virüs küçücüktü ama meydan okudu acımasızca. Bağışıklık sistemi zayıf olanlar, ağır hastalıklarıyla mücadele ederken bu virüse yakalananlar ile ne yazık ki başta doktor, hemşireler olmak üzere tüm sağlık camiası, eczacılar, pandemi süresince kesintisiz çalışmak zorunda kalanlar daha fazla etkilendi Covid-19'dan.

Bu yazım vesilesiyle salgında kaybettiklerimizi tekrar saygıyla, sevgiyle ve minnetle anıyor Allah'tan rahmet diliyorum. Bir daha böylesine korkunç bir salgınla karşılaşmamamız umuduyla herkese esenlikler temenni ediyorum.










Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yüzleşme kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ruhumun İçi
Kendini Sev

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dünya İyilik Günü
Bir Daha ki Sefere
Keşke
Dokunmak Dokunuyor
Ajda Pekkan
Nereden Başlasam?
Sıradışı Tarzlar
Taksiler Kan Kırmızısı
Yaralı Ben Ama Kan Yok
İnsan Profili

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hayat Bu Ölüm Bu [Şiir]
Global Yalnızlık [Şiir]
Deliksiz Suskunluk [Şiir]
Gelişi Güzel [Şiir]
Kırık Bir Aşk [Şiir]
Yürekten Dökülen Dostluk Tanesi [Şiir]
Doğaya Karışmak İstiyorum [Şiir]
İstanbul Düşü [Şiir]
Bohçadaki Sözler [Şiir]
Erik Ağaçları [Şiir]


Aysel AKSÜMER kimdir?

Halkla İlişkiler mezunuyum. Devlet memuru emeklisiyim. 2 evlat sahibiyim. Ankara'da yasiyorum. Bir Oyku Kadar Kisa Bir Roman Kadar Derin Hayatlar isimli oyku kitabinin yazariyim.

Etkilendiği Yazarlar:
Orhan Veli KANIK, Reşat Nuri GÜLTEKİN, Anton Çehov


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Aysel AKSÜMER , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.