..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Herkes aynı notayı söylediğinde uyum elde edilmiş olunmuyor. -Doug Floyd
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Deniz Güney 2




29 Eylül 2001
Mucver tadinda Newyork saldirisi  
DENIZ GUNEY

Deniz Güney 2


merak ettigim!


:BEJI:
Aslinda cok sicak bir gun degildi. Serin olusundan istifade sabah Downtown’daki pazara inip, bizim Turk kabaklarina benzer kabak alip, mucver yapmak istemisti canim.. 75 uzerinde ilerlerken yolda inanailmaz bir trafik vardi. Aklima Istanbul’un trafigi geldi birden.. Bayram degil seyran degil, Nerden cikti 75 uzerinde bu uzun kuyruk?

Her zaman garipliklerin beni buldugunu dusunerek oylesine radyoyu actim arabada..(sabahlari haber yerine genelde Sezen Aksu dinlerim) Ve sok durumunda, sol seridi terkettim. Ticaret merkezi dumduzdu. Ucak binaya sorti yapmisti. Downtown verilen kirmizi alarmla birlikte bosaltiliyordu. Zira bu bolgede ayni ticaret merkezi gibi oldukca yuksek katli benzeri binalarve ozellikle Bank of America’nin merkez binasi vardi. Ayrica bu bolge Amerika’nin elektronik uretimi anlaminda beyniydi. Daha da tehlikesi uzerinde yasadigimiz bu modern col’un alti maalesef, kirik fay hattinin icine depolanmis petrolle bir petrol deposu gorevi yapiyordu. Bir baska kanalda kan anonslari vardi. Ve ozellikle hava basici aletler isteniyordu olay yerine.. Evet ilginctir, makina, vinc, dozer degil hava basici aletler isteniyordu. Okullar iptal edilmisti. Bir saat arayla, bu tip bir yeni saldiri olamayacagi geldi aklima.. Zira boylesi bir kafa tutus, bir soluklanip verilecek cevaba gore hareket edecekti.Cunku olaganustu profosyonel duzenlenmis bir saldiriydi.

Pazar yerine geldigimde, etraf bosalmisti. Pazar tezgahlari toplaniyordu. Arabaya dogru kabak alamadan yururken, gokyuzunde helikopterleri farkettim. Kontagi cevirip eve yollandim. Yol boyunca haber dinledim. Insanlar toplu dua’ya cagiriliyordu. Ilk olarak Meksika siniri kapatiliyordu. Ucuslar iptal edildi. Hava sahasi kapatildigi gibi ic hat ucuslari da durduruldu.
Hedef Beyaz Saray ve Pentagon’du. Eve gelir gelmez tv’yi actim. Bush birlik ve beraberlikten soz ediyordu.
Kenetlenmekten…

Olay yerindeki goruntuler tam anlamiyla bir celik yiginiydi. Hala hava basan aletler’e iliskin acil istekler alt yazi olarak geciyordu.
Aklima 17 Agustos depremi geldi. Bizde boyle birsey ilk etapta kullanilmis olsaydi, acaba kac can kurtulabilirdi? Ne tip faydasi olurdu? Oyle bir aklimdan gecti.. Bir baska kanalda sigorta sirketlerinin olaydan bir gun sonra simdilik kisi basina 100.000$ odemeye baslayacagi acilacak davalar sonuclandiktan sonra geri kalan tazminatlarin odenecegi duyuruldu. Onemli bir ayrinti ise, olaydan birkac dakika sonra bolgede tum dogalgaz, elektrik vs. hizmetler bilincli olarak kapatildi.

Ortalarda, medyada,Nostradamus kehanetleri gezinip dursada olayda sebep aramaya gerek yoktu.
Zira birincisi ABD bedel oduyordu. Ikincisi 3.dunya savasinin gelecek bir zamanda cikmasi zaten muhtemeldi. Cunku olaylarin totali petrol’e dayaniyordu.

Isin enteresan tarafi ben o gun kabak alamadim ve teroristlerden bir tanesi California’da pilotaj egitimi almisti. Bu da oldukca gulunc geldi bana zira adamlarin ne denli profosyonel oldugunu ortaya koyuyordu.

Ertesi gun benim oturdugum bolgedeki bir cami silahli saldiriya ugradi. Iki gun sonra 80 km.hizla giden bir koyu Amerikali dogruca bir baska camiye girdi. Sabah posta kutusuna bakmaya giderken, bitisik komsum balkondan (birazda tebessum ederek) ‘hayatindan endise ediyormusun?’ diye sordu.
Ona kisaca bir orta parmak isareti yaparak cevap verdim. Amerikanin guzel tarafi budur. Agzina gelen herseyi soyleyebilir ancak dokunamassin. Kesinlikle dokunamassin. Komsum bozuldu ve iceri girdi.

Evet herkes barbarligimizdan soz eder burada.. Kelle kopardigimizdan falan.. Bazilari Turk’um dediginizde sevgiyle tokalasir ve’ Sizler muthis insanlarsiniz’ der.
Bunlara aliskiniz ama asla ticaret merkezi gibi bir binaya ucakla girecek kadar acimasiz bir toplum degiliz.

O gece boyunca teroristlerin Turkiye cikisli olmamalari icin dua ettim. Cunku ilk arastirdiklari sey
cikis yaptiklari ulkelerdi.

Ertesi sabah tum Turk’ler birbirini telefonla arayarak, boyunlarimiza kucuk metal Turk bayraklarimizi asmamizi onerdiler.

Bush her ne kadar tv’lerde 'yabancilari rahatsiz etmeyin’ diye demecler versede, beyaz amerikalilar ve ozellikle Red Neck'ler cok rahat durmuyordu. Kucuk
bayraklarimizi boyunlarimiza astik.
Bayrak kavrami ulkeden uzakta olunca bayagi farkli bir sey olup cikar. Orn. pekcok Turk, yataginin en ustune ve ozellikle ayak ucundaki duvara Turk bayragi asip oyle uyur.

Boyle uyumak oldukca farkli bir boyuta goturur insani.

Bu da isin ayri bir boyutu… Bilmenizi istedigim icin yazdim.

Evet! Uzgunum… Hem de cok!.. Tum olenler icin… Onlar Amerika kelimesinin altinda yatan anlam yuzunden kurban olarak tesadufi bir sekilde secildiler ve odenen bedelin yapi tasi oldular.

Peki 17 Agustos’ta benim olen kandaslarim neyin ve kimlerin bedelini odedi acaba?

Bu olay beni bayagi bir dusundurdu. Siz ne dusunuyorsunuz?

Deniz Guney



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Coco'ya...
İstanbul Güncesi
Suda Resim Denemeleri

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
olmeye durmak [Şiir]
Bugün [Şiir]
Itiraf [Şiir]
Kaldırım Çiçeği [Şiir]
Anlaşılmaz Şiir [Şiir]
Yabani Menekşe [Şiir]
gun sonerken [Şiir]
sen [Şiir]
Kaç Zamandır... [Şiir]
Benim Ailem [Şiir]


Deniz Güney 2 kimdir?

Aslında pek yorum yapılamayacak kadar duygusuz bir yazar. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Can Yücel, Refik Durbas, Selahattin Duman


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Deniz Güney 2, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.