..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir gün karşıma biri çıkacak ve bana: "Herşey olması gerektiği gibi olmaktadır, efendim" diyecektir. -A. Ağaoğlu, Yazsonu
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > 7nci Sanat (Sinema) > Nilüfer Magriso




6 Şubat 2003
Dönüş Yok  
Gerçeğe dönüş yok artık

Nilüfer Magriso


Ne kadar gerçeksiniz??


:BGJH:
FilmEkimi geçtiğimiz sene İstanbul'da düzenlenen film festivallerinden birisiydi. Ve tartışmalı filmlerinden bir tanesi de Dönüş Yok olarak dilimize çevrilen Gaspar Noe'nin Irreversible (onarılamaz, şiddetle zarar gördükten sonra eski haline getirilemez) isimli filmi hakkında konuşulanlar arasında Türkiye'de olduğu gibi gösterildiği bir çok ülkede seyircilerin filmin sonunu izleyemeden salondan çıkmalarıydı.

Filmi izleyenlerin sadece 2 sahne üzerinde yoğunlaşıp yorum yapmaları da dikkat edilmesi gereken bir husus. Hatta, bahsedilen iki sahne haricinde başka hiç bir şey ifade etmediğini de belirtenler çoğunlukta.
Gaspar Noe filmini oluştururken bütün bunları hesaplamış mıydı? Amacı gerçekten sansasyon yaratmak mıydı?

Gerçek şu ki film özellikle çekimleri ile gerçekten vurguları başarılı yakalamış bir temele sahip. Sahnelerin detayına girmeye gerek olduğunu sanmıyorum. İzleyenler ya da sinema salonuna girip de izleyemeyenler'in az çok fikri olduğundan şüphe yok.

Benim değinmek istediğim, günümüz sinemasında; özellikle Hollywood yapımı filmlerde dikkat ettiyseniz her kare hesaplıdır. Seyircinin istediğini, zamanını çok ustaca ayarlayarak verecek şekilde yapılmıştır herşey. Bir tecavüs sahnesi dakikalarca sürmez, şiddet sahnelerinin süresi ve görselliği talebe göre ayarlanmıştır. Seyirci olarak şapkamızı önümüze alırsak diyebiliriz ki bazen bu sahneler haz verebilecek kısalıkta ve görselliktedir. Evet, bugünlerde şiddetten de zevk alıyoruz. Çocuklara özel yapımlarda bile şiddet yudum yudum veriliyor.

Peki ya Gaspar Noe'nin Irreversible'ı bize istediğimiz kıvamda sundu mu şiddeti? Hayır. Sunmadı ve salonları yarısında boşalttırdı. Gerçeğin, gerçek süresinde hele de sinema gibi büyülü olduğuna inanmak istediğimiz ve daha ileri gidip inandığımız bir ortamda gözlerimizin önüne serilmesine dayanamazdık tabii. Çünkü biz ne o kafası defalarca ezilerek ölen adam, ne de dakikalarca tecavüze uğrayan o kadın'ın gerçekliğini yaşayamazdık, talebimiz bu değildi çünkü.

Bazıları yaşamın sanal değerler üzerine kurulduğu bir yüzyılda göktaşı misali üzerimize düşüveriyorlar ve bizler bunu kaldıramıyoruz.

Sanal dünyamızdan uyandırmayın bizi, biz böyle mutluyuz! ???

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Sıradan bir film
Gönderen: Nida Karaçizmeli / istanbul
6 Mayıs 2004
Sıradışı olamadı. Kadınların da erkekçe duyguları olduğu biliniyor. Bir tecavüze mi gerek vardı, su yüzüne çıkmasına? Saygılar Aynı türdeniz, erkek yada kadın hiç farkı yok.

:: ..
Gönderen: İskender Şafak / İstanbul
6 Mayıs 2004
Kesinlikle yazılı olan fikirlere katıldığımı belirtmek isterim. İnsanların bu filmden çıkmaları bende de benzer hisler uyandırdı. Şiddete değil, şiddetin aşırısına(!) tepkiliyiz sadece. Yönetmen, açıklamalarında "ben sadece gerçeği yansıttım" diyerek de bunu ortaya koymuştur. Şiddet gerçektir. Hollywood yapımı aksiyon filmlerinde gördüğümüz ve dayak yiyene ızdırapdan çok estetik bir hava kazandıran dublörü ise insanların tahammül sınırlarını esnetmek için kullanılan bir afyon.. Çok yerinde bir konuya değindiğiniz için teşekkür ederim.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Küçüğüm [Şiir]
Keşkelerimde Yoksun [Şiir]
Savaşım [Şiir]
Vazgeçemediğim [Şiir]
Ruh Göçü [Şiir]
Aynur'a [Şiir]
Bir Daha ki Bahara... [Şiir]
Kayboluşlar [Şiir]
Gitmek [Şiir]
Tutun [Şiir]


Nilüfer Magriso kimdir?

Yazarak nefes alabiliyor, yüreğimi yeni duyarlılıklara açmak için yazıyla boşaltıyorum ve artık sizlerle paylaşmanın zamanının geldiğini düşünüyorum. Bazı sözler sadece yazmak içindir.

Etkilendiği Yazarlar:
Thomas Mann, Albert Camus, J. Paul Sartre, Orhan Pamuk, Mehmet Eroğlu, Erhan Bener


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Nilüfer Magriso, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.