Bocalıyoruz artık, yaşam sarmalında dolandıkça dolanıyoruz. Beden yaşlanıyor, ve yaşlandıkça daha da ağırlaşıyor, daha da katı bir hal alıyordu. Şayet bir kaç gün içerisinde öleceğimi bilseydim, satırlarım ne doğrultuda ilerlerdi kimbilir,fakat bunu görmek istiyordum şimdi . Eğer bir kaç gün içerisinde öleceğimi bilseydim, söyleyeceğim şeyler yaşantımla eşdeğer olurdu muhtemelen. Fakülteler bitirmek, göstermelik diplomalar kazanmak yıllarımı ezberletilmiş döngüde heba etmek zorunda değildim, fakat bilgiye aşık olmalı ve ruhumuzun potansiyelinin bizi ulaştırabileceği zirve noktaya kadar gitmesinide en başta kendimiz bilmeliyiz.Çünkü cehaletin insanı korkunç bir hale soktuğunu ve yeryüzüne ateşler saldığınıda çok iyi biliyorum. İnsanların aşk dedikleri bana göre ciddi bir hastalık olan şeye gelince, yerini sevginin almasını , insanı beklentisiz sevmenin aklı ve ruhu çok daha iyi bir halde tutabileceğindende eminim. Kapım kendimi bildim bileli aşk ilişkilerine kapalı. Nedenine gelince. Bir erkeğin ruhuma, duygularıma odaklanmayacağından, daha doğrusu odaklanamayacağındanda pekala eminim. Öyleyse sadece güzelliğim için ve kendini tatmin etmek için beni isteyen bir varlığı neden kabul edeyim hayatıma. Bakış açım bu kadar net olarak ortadayken üstelik. Ben bedenlerin değil, duyguların, ruhların sevişmesinden, kaynaşmasından, anlaşmasından yanayımdır daha çok. Ama günümüz insanları bu düşüncelerin çok dışında, çoğuna delice gelecektir eminim düşünce tarzım. Çünkü onlara göre tutturulması gereken tek yol belli, çoğunluğun yüzyıllardır tutturduğu yoldur bu . Bir insanı sevmek, bir insanı düşünmek, gecesiyle, gündüzüyle kalbinin en güzel yerinde muhafaza etmek. Yaşadığı şehri sevmek, geçtiği yollardan gitmek, kimlere gülümsediğini görmek, kimlerin onu üzdüğünü bilmek, var olduğu için Tanrı'ya şükretmek, sizin aşk dediğiniz içinde duygu olmayan bayağılaşmış cinsellik ve menfaat ilişkisinden çok daha kutsaldır. Hal böyle olunca uyumsuz bir ruh olarak birbirinin aynısı olmuş diğer insanların arasında sırıtıyordum .Ama bu yinede düşüncelerimi ve mantığımı değiştirmeye yetmiyordu, kendimi kandırmayı denesem bile ruhumdaki gerçeklerim her zaman çok daha baskındı . Emin olduğum bir şey vardı, o'da saf sevgi yeryüzündeki en değerli şeydi. Şu sıralar bir boşluk yada doluluk emin olamadığım bir ruh halinin içindeyim. Ne kendimi isteyerek tam anlamıyla okumalara, nede yazmayalara verebiliyorum. Kaldı ki bu yazım bile aylar sonra yazılmış oluyordu.
Yıllardır yabancıydım yeryüzüne, hayatta bir şeyleri elde etmenin hiç bir anlamı yoktu, çünkü korkunç bir sıfırı barındırıyordu yaşam içinde.
Benim tek sıkıntım yine kendim idim .Beni yoran, beni boğan fakat aynı zamanda da bana derin bilinci aşılayan yine kendi gerçeklerimdi...
-Denemeler-
Yazan -Edibe Toğaç