Bir dost nedir? Öteki ben. -Zenon |
|
||||||||||
|
Bekri Mustafa, kış yaklaştığı için ormana gider biraz odun keser. Merkebine odunları yükleyip şehre gelirken karşıdan tüccar kılıklı iki adam peyda olarak : -Şu zındıkla alay edelim, diye Bekri Mustafa'ya yanaşıp selam verince Bekri Mustafa da durur, merkebi de. Tüccarlar işaretle : -Bu eşeğin ne düşünüyor? Diye sorar. Bekri Mustafa da: -Odun taşımaktan yorgun düştü de, artık kasabada ticaret etmeyi düsünüyor! Der. ** HANGİMİZDE? Avlanmayı seven padişah, adamlarıyla beraber akşama kadar bir keklik bile vuramaz. Bunun sebebini de, sabahleyin gördüğü bir dervişin uğursuzluğuna bağlar. Bu derviş de bizim Bekri Mustafa'dır. Yanından hiç ayrılmayan özel koruma birliği görevi yapan Solaklara seslenir. Saraydan çıkarken, şu şu tipte, sivri külahlı, sırtı kambur birinin önünden geçtiğini ve hemen bu adamı bulmaları emrini verir. Tarife göre Bekri Mustafa yakalanır ve yaka paça huzura getirilir. Sultan : -Bre uğursuz, nabekar!... Bugün sabahleyin karşıma çıktın. Bu yüzden akşama kadar bir ava rastlayamadım. Bu ne uğursuzluktur. Vurun kellesini... Bekri Mustafa bakar ki kelle elden gidiyor. Son bir dileğini açıklamak için söz alır : -A devletlum siz beni gördünüz bir keklik vuramadınız. Ama insaf ediniz, benim de bugün ilk gördüğüm sizdiniz ve kellemi kaybediyorum. Söyleyin, uğursuzluk hangimizde!... ** İKİ BARDAKTA BÖYLE İSE Tedbili kıyafet dolaşmaya çıkan padişah, surların dibinde demlenen Bekri Mustafa'yı görünce: -Afiyet olsun, der. O da padişaha: -Buyur, beraber olsun cevabını verir. Padişah gider yanına oturur, oradan buradan sohbet ederler. Bundan çok hoşlanan padişah, Bekri Mustafa'nın ikram ettiği bir bardak şarabı kabul eder ve bir dikişte bitirir. Sohbet koyulaşır, padişah bir bardak şarap daha içince çakır keyif olur ve Bekri Mustafa'ya: -Sana bir sır vereyim: Ben sultanım, der ve bir bardak daha şarap ister. Ama Bekri Mustafa bu teklifi geri çevirir. Padişah bozulur ve nedenini sorar. O da: -İmanım, iki bardakta sultan oldun, üçüncüyü içersen tövbe estafurullah, haşa kim bilir ne olursun? Der.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |