Bulanmadan ve donmadan akmak ne hoştur. -Mevlânâ |
|
||||||||||
|
Uçak, dünyanın en kalabalık hava meydanlarından biri olan Londra Heathrow'a yaklaşırken hoparlörlerden pilotun sesi duyuldu: - Sayın yolcular, biraz sonra Londra'ya inmiş olacağız. Londra'da hava hafif yağmurlu ve sıcaklık... Tam o sırada pilottan: - "Aman Tanrım..." diye korkunç bir feryat duyuldu ve yolculara bir asırmış gibi gelen üç beş saniye boyunca hiçbir ses çıkmadı. Biraz sonra pilot tekrar konuşmaya başladı. - Sayın yolcular demin sizleri çok korkuttuğum için özür dilemek istiyorum. Ama hostes yanlışlıkla üstüme koca bir fincan sıcak kahve döktü. Canım çok yandı. Hele pantolonumun önünü bir görseniz... Bu sırada arkadan bir yolcu bağırdı: - Asıl siz bizim pantolonların arkasını bir görseniz... ** DİLEK Temel Fransız ve İngiliz arkadaşlarıyla bir uçaktadır. Uçak bir adaya düşer. Temel bir kurtuluş yolu ararken bir lamba bulur ve onu silerken içinden bir cin çıkar, ortaya çıkan cin; benden bir dilek dileme hakkınız var, ne dilerseniz gerçekleşecek demiş. İlk olarak Fransız söze başlar: - Beni buradan, bu lanet adadan kurtar ve evime götür, der. İngiliz: - Ben buradan zengin biri olarak dönmek istiyorum, der. Temel birazcık düşünür kafasını kaşır ve şöyle der: - Haçen ben çok sıkıldım, iki arkadaşı da buraya geri getur! ** TANIYOR MUSUNUZ? Bir mahkemede şahit olarak o bölgede yaşayan ve herkesin tanıdığı yaşlı bir kadın çağrılır. Bir davada tanıklık etmesi için kürsüye çağrılır. Yaşlı kadın yerine oturur ve davalının avukatı kadına yaklaşır ve: - Bayan Jones... Beni tanıyor musunuz? deyince yaşlı teyze cevap verir: - Ah evet Bay Williams sizi çocukluğunuzdan beri tanıyorum. Siz taa o zamanlar bile aileniz için tam bir baş belasıydınız. Sürekli yalan söylüyorsunuz, karınızı komşunuzla aldatıyorsunuz, en yakınım dediğiniz insanların arkasından konuşuyorsunuz, 2 dolar fazla kazanmak için herkesi satarsınız... Davalının avukatı başta olmak üzere bütün salon şok olur.. Adam ne yapacağını bilemez bir halde kadına tekrar sorar: - Peki Bayan Williams, ya karşı tarafın avukatını tanıyor musunuz?" Kadın yine cevaplar: - Elbette tanıyorum. Çocukluğunda ona dadılık yapmıştım. Tembel, ödlek ve alkolik adamın tekidir. Etrafında bir tek dostu yoktur ve herkes onun hala geceleri altına kaçırdığını söylüyor. Yine herkes şoktadır... Bütün salonu bir gürültü kaplar. Hakim kürsüye tak tak tak vurup herkesi susturur ve her iki tarafın avukatını da kürsüye çağırır.. Ve ikisine de eğilmelerini söyleyerek kulaklarına şunu fısıldar... - Eğer bu kadına beni tanıyıp tanımadığını sorarsanız ikinizi de harcarım.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |