"İçtenlik bütün dehanın kaynağıdır." -Boerne |
|
||||||||||
|
ÇEVİRİNCEYE KADAR Zamanın en büyük Mafya babası çok ağır bir suçtan yargılanmaktadır ve idamı istenmektedir. Jüri üyelerinin içinde Temel de vardır. Mafyanın adamları mahkemeden önce Temeli bir kenara çekerler ve şöyle derler: - Temel ne yap et Baba için alınacak kararı müebbet'e çevir yoksa bu senin sonun olur derler!!! Temel'in içine korku düşmüştür: Acep ne yapsam da bu adamı kurtarsam" diye düşünür. Dava başlar günlerce devam eder ve nihayet Jüri üyeleri karar vermek üzere odalarına geçerler. Aradan uzun bir süre geçtikten sonra jüri geri gelir ve kararını okur: - Müebbet hapis derler. Bunu duyan Babanın adamları ne yapacaklarını şaşırırlar doğru Temel'e gidip: -Afferim sana Temel şimdi gözümüze girdin derler. Ehh be Temel iyi güzel de bu işi nasıl başardın, diye sorarlar. Temel: - Sormayın bre uşaklar, der millet “Beraat Beraat” diye tutturdu Müebbete çevirinceye kadar aklan karayı seçtim, der. ** BURADAN GİRİLİR Kayserili Tuhafiyeci dükkanından geçimini sağlayabiliyor, bir kösede üç beş kuruş da biriktirebiliyordu. Günün birinde sağındaki dükkan boşaldı, derken orası da tuhafiyeci oldu. Sonra solunda bir tuhafiyeci daha... Rekabet başladı, işleri kötüye gitti. Ama sonunda bir çözüm yolu buldu : Sağındaki komşusu, dükkanının üzerine, gerçek ucuzluk burada yazdırmıştı. Solundaki, en büyük tuhafiye mağazası, yazılı bir bez asmıştı. Bizimki, ikisinin ortasına su yazıyı koydurdu : -Mağazaya buradan girilir. ** NE ZAMAN GÖRDÜN? Huriye, Nuriye ve Düriye 75-80 yaşlarında çok eski üç arkadaştır. Bir gün Huriye, Nuriye'ye telefon eder ve Düriye'ye gitmeye karar verirler ve giderler. Biraz muhabbetten sonra Düriye kahve yapar ve içerler. Biraz muhabbetten sonra Düriye -"Ay kusura bakmayın unuttum birer kahve yapayım da içelim!" der. Huriye ve Nuriye birşey demezler ve içerler. Aradan biraz zaman geçtikten sonra Düriye -"Size bir kahve bile yapmadım hemen yapayım da içelim" der ve yapar getirir. Bizimkiler de yine ses itiraz yok. Akşama doğru Huriye ve Nuriye kalkarlar ve yolda bastonları ile tin tin yürürken aralarında şu konuşma geçer. Huriye: -Kız Nuriye, gördün mü Düriye'yi; ne kadar pinti olmuş bize bir kahve bile ikram etmedi! Nuriye: - Kııız, Düriye'yi ne zaman gördün?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |