..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Uygarlık, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayıda artmasıdır -Mark Twain
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ömer Faruk Hüsmüllü




28 Mayıs 2018
Çapulcu Manyak - 11  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Ve... Kuş kayboluyor. Elime bakıyorum, kâğıdı parmaklarımın sımsıkı tuttuğunu görüyorum. Bu kuş gerçek miydi, hayal miydi? Kuş hayal ise bu kâğıt neyin nesi o zaman? Acayip bir ürperti geldi; bütün vücudum titriyordu.


:GHH:



     Pencereden bakmaktan bıkınca yüzümü masama doğru çevirdim. Etraf çerçöp dolu. Bu kadar süprüntü nereden gelmiş? Benden başka bu odada yaşayan da olmadığına göre! Gözlerimi çerçöpten ayırıyorum, rahatsız ettiği için aslında bakışlarımı kaçırıyorum. İyi ki öyle yapmışım. Güzel bir şey görüyorum: Masamın üzerine bir kuş konmuş. Yakından incelemeye karar veriyorum. Evet, bu bir güvercin. Besili. Tüyleri bembeyaz. Ayakları ve gagası açık penbe, tırnakları kirli beyaz. Gagasıyla katlanmış bir kâğıt parçası tutuyor; bunu bana vermek için bir iki adım atıp masanın kenarına iyice yaklaşıyor. Almak için sağ elimi uzatıyorum.
     Ve... Kuş kayboluyor. Elime bakıyorum, kâğıdı parmaklarımın sımsıkı tuttuğunu görüyorum. Bu kuş gerçek miydi, hayal miydi? Kuş hayal ise bu kâğıt neyin nesi o zaman? Acayip bir ürperti geldi; bütün vücudum titriyordu. Oysa korktuğumu sanmıyorum, nedense heyecanlanmıştım işte! Ortada müthiş bir muamma vardı; ben çözemezdim bunu. Yardım alabileceğim kimse de yoktu. Çaresizdim ve yapmam gerekeni yapmalıydım. Yaptım. Kâğıdı açtım, bir not yazılı:
     “Sen beni bulamazsın, ama ben seni istediğim zaman bulurum. Merak etme yakında birlikte uçacağız; hem bu uçuş hiç bitmeyecek!”
     Uçmaktan bahsediyor; kim bu ve nereye uçacağız? Tanıdığım bir hostes ya da pilot yok ki birlikte uçalım? Hem ben uçağa binmekten korkarım. Bu olsa olsa densiz bir tanıdığın şakasıdır. Tabii bir ihtimal daha var da ben bunu şimdilik kendime yakıştıramıyorum.
     Düşünüyorum da, uçsuz bucaksız fiizksel özelliklere sahip bir evrende yaşıyoruz. Dünyamız var, dünyamızın etrafında dolanan uydumuz ay var, bizim etrafında dönüp durduğumuz güneşimiz ve hepsini içine alan galaksimiz var. Bizim galaksimizde kırk milyar yıldız olduğu tahmin ediliyor. İşin ilginci evrende yalnız bizim galaksimiz yok, bizimkinden başka kırk milyar galaksi daha varmış. Bunları birbiri ile çarpınca upuzun rakamlardan ibaret bir güneş sayısıyla karşılaşıyoruz.
     Evrende bu kadar yıldız olduğuna göre kaç tane de gezegen vardır acaba? Bu konuda verilen rakamlar birbirinden çok farklı. Bazı bilim adamları -bütün gezegenlerin sayısı değil- bizim samanyolumuzda yaşama uygun yani dünyamız benzeri kırk milyar gezegen bulunduğunu iddia ediyor.
     Gecenin ilerleyen bu saatinde bunları düşündükçe aklım iyice karışıyor. Bir türlü verileri aklıma oturtamıyorum. O nedenle de “Bütün bunlar bir kurgudan ibaret olmasın?” diye kendime soruyorum. Belki de bize bir film izletiliyor; ama başı ve sonu olmayan bir film...
     Dünya ve evren fiziksel özelliklere sahip olmasına karşılık varolan her şeyden etrafa yayılan bir pozitif bir enerji varmış. Sevgi, güzellik, mutluluk, neşe, dostluk, cömertlik gibi tüm pozitif enerjileri üretiyormuş varlıklar. Bütün mesele bunları alabilmekteymiş. Ben çoğu zaman alamıyorum, olumsuzluklar yaşamımdan o yüzden hiç eksik olmuyor. İnsan pozitif enerjiyi alabilmek için, galiba önceden kısa bir hazırlık yapmalı. Hazırlık safhasında zihnini iyice boşaltmalı, bedenini rahat edici bir ortama sokmalı, nefes alış verişlerini derinden ve yavaş ayarlamalı... Sonra sabırla beklemeli; pozitif enerji gelip onun içine dolsun diye...
     Negatif düşünceler hiç aklımdan çıkmıyorken pozitif enerji nasıl bulsun beni? Mesela kötülüğe taktım kafayı... Bir aklım diyor ki: Yeryüzünden kötülüğü, yoksulluğu, düşmanlığı, savaşı silmenin bir yolunu bulmalıyız. Başkaları acı çekerken biz zevk alıyorsak bu sapkınlıktan başka bir şey değildir. Tüm insanları mutlu etmenin mutlaka bir yolu vardır. Ama öteki aklım bunun tam tersini söylüyor: Kötülük, yoksulluk, savaş... Bunlar silinemez. Çünkü ilk günden beri varlar. Kötü ne yapıyorsa doğru yapıyor, yoksul kendi becereksizliğinin cezasını çekiyor, savaş güçlünün kim olduğunu gösteriyor. Bunlar silinemez, aksine etkileri giderek artar.
Devam edecek...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın 1. bölüm kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 35 Son Bölüm
Memleketimin Delileri - 2
Memleketimin Delileri - 1
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 33
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 34
Köpeğin Adı Badi - 80 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 32
Demokratik Deliler Devleti - 37 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 26
Göçe Göçe - Köyümüz Yok Olmuş - 48 (Son Bölüm)

Yazarın roman ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ücretsiz Kitap Dağıtabileceğim İstanbul’da Bir Mekan Arıyorum
Bir Edebiyatçı Gözüyle Mağaranın Kamburu - Yorum: 4
Bir Felsefeci’nin Kaleminden Mağaranın Kamburu – Yorum: 6
Mağaranın Kamburu
Bir Romanın Anatomisi: Mağaranın Kamburu
Bir Anı Defteri Buldum - Roman
Ömer Seyfettin Eserlerini Nasıl Yazardı?
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri - 2
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri - 3

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Siyasi Taşlama: Neşezâde - 2 [Şiir]
Siyasi Taşlama: Karamsarzâde [Şiir]
Kusurî"den Tırtıklama [Şiir]
Zam Zam Zam... [Şiir]
Tırtıklama (Kazak Abdal'dan) [Şiir]
Yoklar ve Varlar [Şiir]
İstanbul,sana Âşık Bu Kul [Şiir]
Âşık Dertli"den Tırtıklama [Şiir]
Namuslu Karaborsacı [Şiir]
Dostlarım [Şiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yıldırım adını kullanarak çeşitli forumlara yazı yazdım. İddiasız iki romanım var. Çok sayıda siyasi içerikli yazıya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öğretmeniyim. Yazmaya çalışan her kişiye büyük bir saygım var. Çünkü yazılan her satır ömürden verilen bir parçadır.

Etkilendiği Yazarlar:
Az veya çok okuduğum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.