..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Başka dillerle ilgili hiçbir şey bilmeyenler, kendi dilleriyle ilgili de hiçbir şey bilmiyorlar. -Goethe
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ömer Faruk Hüsmüllü




24 Mayıs 2018
Çapulcu Manyak - 9  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Acılarımı, çektiklerimi bir başkasına nasıl anlatacağım? Anlatabilsem, o beni anlayabilecek mi? Anlasa ne olur, ne değişir. Bir iki “ah, vah” çeker; onun da samimi olup olmadığı şüpheli.


:HBE:


     Gerçek bir dünya var mı? Varsa hangisi? Benim aklımın ürettiği birkaç tane dünya var; bunlar gerçek olabilir mi? İllaki fiziksel olan dünyayı mı gerçek olarak kabul edeceğiz? Diyelim ki öyle. Ben bu fiziksel dünyayı da kendime göre algılıyorum; belki benden başka birçok insan da kendilerine göre algılıyor. Öyleyse hangimizin algıladığı gerçek dünyadır? Pekiyi, şu ya da bu gerçek dünya olsa ne olur; bu o kadar önemli mi?
     Acılarımı, çektiklerimi bir başkasına nasıl anlatacağım? Anlatabilsem, o beni anlayabilecek mi? Anlasa ne olur, ne değişir. Bir iki “ah, vah” çeker; onun da samimi olup olmadığı şüpheli. Herkes dertli. Senin derdin onlara kendininkini hatırlatmaktan başka bir işe yaramıyor. En iyisi bunları unutmak. Öyle de, nasıl? Unutabilseydim zaten şimdinin konusu olmazdı. Unutmayı sağlıyacak kuvvetli bir ilâç var mı; yoksa da yapılmalı.
     Yatağımın üzerinde sakallı, saçı başı dağınık bir adam oturuyor. Sırtında yırtık pırtık, kirden rengi anlaşılamayan bir palto var. Sol elinde doksan dokuzluk bir tespih; tesbihin taneleri misket büyüklüğünde. “Şak şak” diye rahatsız edici bir ses çıkarıyor çekerken. Sağ elinde bir hamam tası, bakırdan. İçinde bir 25 kuruş bir de 50 kuruş var. Tası salladıkça tesbihin çıkardığı sese bir başkası daha karışmış oluyor.
     Hatırladım. Ben bu adamı tanıyorum. Geçen gün görmüştüm. Tren yolunun altındaki geçitteydi. Hamam tasını tıkırdatarak burnuma dayamış, hışımla ne istediğini sorduğumda :
-“Sadaka; paran varsa tabii” demişti. Ben de :
-“Param var, ama öyle her önüme çıkana da sadaka verip, dağıtacak değilim.” demiştim.
-“Bir zamanlar, aynı cevabı bir başkası da sana vermişti; unutma!” deyip tası burnumun dibinden çekmişti. İçinde bir 25 kuruş bir de 50 kuruş vardı.
     Doğruydu bir zamanlar benim de dilencilik yaptığım. Fark şurada: Ben para değil, sevgi dilenmiştim. O kızı sevmiştim, kız ise bir başkasına âşıktı. Üçümüz arkadaştık; zamanımızın çoğunu birlikte geçiriyorduk. Kızın âşık olduğu arkadaşımız tam bir serseriydi, kabaydı, bencildi; ama gel gelelim bu kız onu seviyordu işte. Kızın bana karşı tutumu arkadaşlık sınırları dahilindeydi; benim ona olan tutkumu ya bilmiyordu ya da bilmiyormuş gibi davranıyordu. Aylar sonra gerçek duygularımı bu kıza açtım.
     -Ama ben, senin de bildiğin gibi bir başkasını seviyorum, dedi.
     -Biliyorum tabii, olsun. Kalbinde ne olur bana da küçücük bir yer versen!
     -Kusura bakma; benim kalbim yalnız onun aşkıyla dolu. Başka hiç kimseye orada yer yok, dedi.
     Bir dilenci durumuna düşmüş ve adeta “Başka kapıya!” diyerek kovalanmıştım. İncindim, kırıldım; yüreğime taş basıp bu kızı bir daha hiç görmemeye karar verdim. Kararımı uyguladım da; iki sene ne bu kızı ne de sevgilisini gördüm. İki senenin sonunda duyduğum bir haberle sarsıldım: Bu serseri kızcağızı kandırmış, iğfal etmiş; hamile olduğunu öğrenince de terk etmiş. Kız da içine düştüğü bu kötü durumdan kendini kurtaracak bir çare bulamadığı için intihar etmiş.
     Yerimden kalktım, elimi cebime soktum, ne kadar demir para varsa hepsini avucumun içine aldım. Bunları yaşlı dilenciye vermek için ona doğru yaklaştım, paraları tasının içine bıraktım. O da ne! Paraların hepsi yere saçıldı, çünkü ortalıkta yaşlı dilenci yoktu; sanki buharlaşıp uçmuştu...
Devam edecek...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın 1. bölüm kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 35 Son Bölüm
Memleketimin Delileri - 2
Memleketimin Delileri - 1
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 33
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 34
Köpeğin Adı Badi - 80 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 32
Demokratik Deliler Devleti - 37 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 26
Göçe Göçe - Köyümüz Yok Olmuş - 48 (Son Bölüm)

Yazarın roman ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ücretsiz Kitap Dağıtabileceğim İstanbul’da Bir Mekan Arıyorum
Bir Edebiyatçı Gözüyle Mağaranın Kamburu - Yorum: 4
Bir Felsefeci’nin Kaleminden Mağaranın Kamburu – Yorum: 6
Mağaranın Kamburu
Bir Romanın Anatomisi: Mağaranın Kamburu
Bir Anı Defteri Buldum - Roman
Ömer Seyfettin Eserlerini Nasıl Yazardı?
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri - 2
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri - 3

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Siyasi Taşlama: Neşezâde - 2 [Şiir]
Siyasi Taşlama: Karamsarzâde [Şiir]
Kusurî"den Tırtıklama [Şiir]
Zam Zam Zam... [Şiir]
Tırtıklama (Kazak Abdal'dan) [Şiir]
Yoklar ve Varlar [Şiir]
İstanbul,sana Âşık Bu Kul [Şiir]
Âşık Dertli"den Tırtıklama [Şiir]
Namuslu Karaborsacı [Şiir]
Dostlarım [Şiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yıldırım adını kullanarak çeşitli forumlara yazı yazdım. İddiasız iki romanım var. Çok sayıda siyasi içerikli yazıya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öğretmeniyim. Yazmaya çalışan her kişiye büyük bir saygım var. Çünkü yazılan her satır ömürden verilen bir parçadır.

Etkilendiği Yazarlar:
Az veya çok okuduğum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.