..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sanatçı, toplumda uzun çalışma ve çabalardan sonra alnında ışığı ilk duyan insandır. -Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ömer Faruk Hüsmüllü




21 Mayıs 2018
Çapulcu Manyak - 6  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Duruyorum. Önümde büyük bir çukur var. İçi kesilmiş koyun, keçi, inek, at, eşek, deve kafası dolu. Belki başka hayvan kafaları da vardır. Bunlar ilk bakışta dikkatimi çekenler.


:HCG:

     Hızla buradan uzaklaşmalıydım. Komik oldu değil mi? Ne hızı, hangi hızla ve nasıl? Yeni yürümeye başlayan bir bebeğinki kadardı attığım adımlar. Olsun. Yeter. Öyle değil mi Gölgem? Gölgemle konuşuyorum sandım kendimi bir an. Unutmuştum, güneş yoksa gökyüzünde gölge de yok benim yanımda... Buna rağmen birkaç defa:
     -Gölgem, cevap versene! Seninle konuşmak istiyorum, diye bağırdım. Bağırdım dediğime bakmayın, ağzımdan çıkan sözcüklerin anlamını benim kulaklarım bile anlamadı. Dilim de donmuş galiba!
     Kar dindi, rüzgar devam ediyor. Gökyüzündeki bulutlar hareket halinde. İşte, bulutların arasından çıkıyor güneş, utanarak. Kendini affettirmek istercesine sıcaklığını artırıyor. Çok geçmeden karlar eriyor, üzerimden çıkan buharlar etrafa yayılıyor. Bir gören olursa, yandığımı düşünebilir.
     Birkaç dakika içinde sular buhar olup uçup gitti. Karakıştan kavurucu yaza geçiş yaptık. Hangisi gerçek bunların? Yazda mıyız kışta mı? Bir oyun oynanıyor; oynayan belli değil. Hani parkta hiç kimse yoktu benden başka? Olur mu? Her taraf insan dolu: Banklar üzerinde birbirinin gözlerine bakan elele tutuşmuş âşıklar, salıncağa binme sırasını bekleyen çocuklar, yavaş adımlarla yürüyüş yapan yaşlı kadın ve erkekler, birbirini kovalayan kediler, alçaktan uçan onlarca çeşit kuş...
     Duruyorum. Önümde büyük bir çukur var. İçi kesilmiş koyun, keçi, inek, at, eşek, deve kafası dolu. Belki başka hayvan kafaları da vardır. Bunlar ilk bakışta dikkatimi çekenler. Kim attı bu kadar kesilmiş kafayı buraya? Ve neden attı? Bana ne ya, bana ne! Çukurun etrafını dolaşarak çıkış kapısına doğru ilerlemek istiyorum; ama “Bir kere daha bak!” diye içimden bir ses beni uyarıyor. Çukura daha dikkatli bakıyorum. Bunlar inek minek, koyun moyun kafası değil; hepsi de insan kafası. Kim kesmiş bu kadar insanın kafasını? Kafaları burada, pekiyi vücutları nerede? Onca insan şimdi kafasız mı dolaşıyor ortalıkta?
     Hafriyat yüklü bir kamyon geri geri gelerek çukura doğru yanaşıyor. Bir karış kala duruyor, damperdekileri boşaltmaya başlıyor. İşi bitince bu kamyon gidiyor, bir başkası geliyor, sonra bir başkası, bir başkası... Kafalar kıprdıyor, hatta bazıları toprak ve moloz yığınının üzerine çıkıyor. Çıkanları bir başka kamyondan dökülenler örtüyor, onlar gene çıkıyor. Bu çıkma örtme oyununa beton mikserleri son veriyor. Boca ediyorlar onca betonu çukura, en sonunda da betonu düzlüyorlar. Beş dakika içinde beton donuyor; artık kafa mafa yok! Betonun üzerine basarak parkın çıkış kapısına doğru gidiyorum.
     Caddedeyim, sıcakta yürümek oldukça zor. Sahi, güneş çıkmıştı karın soğuğun ardından değil mi? Güneş çıktığına göre, gölgem de benimledir. Sesleniyorum, cevap veriyor.
     -Efendim.
     -Yanımdasın değil mi. Az önce sana seslendim, cevap alamadım.
     -Söylemiştim, ışık olmadığında ve karanlıkta ben yokum.
     -Aklıma bir soru geldi: Gölge bir insana ait, üstelik onunla irtibat kurulup konuşulabiliyor. O zaman ben bir başka insanın gölgesine basarsam, o kişiye saygısızlık etmiş olur muyum? Ya da o kişinin gölgesiyle sohbetini bölmüş olur muyum?
     -Olmazsın. Çünkü, gölgesinin farkında olan ve onunla konuşan insan sayısı o kadar az ki...
     -Öyle, ama ben gene de artık insanların gölgesine basmamaya çalışacağım. Eğer farkında olmadan kendi gölgemin yani senin üzerine basarsam, şimdiden özür dilerim.
     Evin yolunu tuttum. Aslında eve gitmeyi hiç istemiyordum. O Aynadaki huzurumu kaçırmıştı. Gidince bana sataşacak ve sinirlerimi bozacaktı. Tabii ben de hemen onun icabına bakacaktım. Çöplük onu bekliyor.
     Etrafıma bakınıyorum kafasız insan görebilir miyim diye. O kadar çok kesik kafanın insanlarından birini görme ihtimalim vardır sanırım. Bir markete uğrayıp alış veriş yapıyorum. Yiyecek içecek bir şey kalmadı mutfakta. İki poşet dolduracak kadar alışveriş yapıp ücreti ödemek için kasaya yaklaşıyorum. Önümde kimse yok, arkamda iki kişi oldu. Kasiyer kıza soruyorum:
     -Bugün alış veriş etmeye marketinize hiç kafasız insan geldi mi?
     Kız afallıyor, acı tiksinti karışımı bir bakış atıyor bana, hiç konuşmadan para üstünü sert bir el hareketiyle tezgaha bırakıyor; aslında çarpıyor. Arkamdaki müşteriler homurdanıyor, ne dedikleri anlaşılmıyor.
Devam edecek...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın 1. bölüm kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 35 Son Bölüm
Memleketimin Delileri - 2
Memleketimin Delileri - 1
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 33
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 34
Köpeğin Adı Badi - 80 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 32
Demokratik Deliler Devleti - 37 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 26
Göçe Göçe - Köyümüz Yok Olmuş - 48 (Son Bölüm)

Yazarın roman ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ücretsiz Kitap Dağıtabileceğim İstanbul’da Bir Mekan Arıyorum
Bir Edebiyatçı Gözüyle Mağaranın Kamburu - Yorum: 4
Bir Felsefeci’nin Kaleminden Mağaranın Kamburu – Yorum: 6
Mağaranın Kamburu
Bir Romanın Anatomisi: Mağaranın Kamburu
Bir Anı Defteri Buldum - Roman
Ömer Seyfettin Eserlerini Nasıl Yazardı?
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri - 2
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri - 3

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Siyasi Taşlama: Neşezâde - 2 [Şiir]
Siyasi Taşlama: Karamsarzâde [Şiir]
Kusurî"den Tırtıklama [Şiir]
Zam Zam Zam... [Şiir]
Tırtıklama (Kazak Abdal'dan) [Şiir]
Yoklar ve Varlar [Şiir]
İstanbul,sana Âşık Bu Kul [Şiir]
Âşık Dertli"den Tırtıklama [Şiir]
Namuslu Karaborsacı [Şiir]
Dostlarım [Şiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yıldırım adını kullanarak çeşitli forumlara yazı yazdım. İddiasız iki romanım var. Çok sayıda siyasi içerikli yazıya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öğretmeniyim. Yazmaya çalışan her kişiye büyük bir saygım var. Çünkü yazılan her satır ömürden verilen bir parçadır.

Etkilendiği Yazarlar:
Az veya çok okuduğum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.