..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Doğaüstü henüz anlayamadığımız doğal şeylerin adı. -Elbert Hubbard
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ömer Faruk Hüsmüllü




16 Mayıs 2018
Çapulcu Manyak - 1  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Az önce uyumak için ışığı kapatıp yatağa uzandım. Sağa döndüm, sola döndüm... Uyumak ne mümkün! Debelenip durdum, başka ne yapabilirdim ki! Mışıl mışıl uyumaya hasretim. Gözlerimi kapar kapamaz içim geçse, derin bir uykuya dalsam... Uyusam, uyusam... Hatta hiç uyanmasam! Bu da kabulüm.


:ICA:

Uykusuz bir gece daha kaldı geride. Bu kaçıncı? Saymadım. Yüzlerce olduğu kesin. Kafam zonkluyor, bazen de rayların üzerinde gıcırdıyan bir yük treni gibi sesler dolaşıyor içinde; gözlerimin önünden karartılar geçiyor, kalbim çarpıyor, nefes alıp vermede zorlanıyorum. Sıklıkla acaip şekilli yaratıklar görüyorum. Bunları anlatamıyorum, her defasında şekil değiştiriyorlar. Ağzından ateş çıkaran huni kafalılar var, onlarca eli ve ayağı olanlar var, ayakları kafasının olduğu yerde, kafası ayaklarının olduğu yerde olanlar var, denizanasının denizde yüzdüğü gibi boşlukta salınanlar var, bir de ağızlarından onlarca dil çıkarmış olanlar var. İş sadece görüntülerle kalsa! Ayrıca çığlık sesleri ve homurtular duyuyorum. Birilerini boğazlıyorlar gibi sanki. Yerin metrelerce altından da birileri bana sesleniyor. Ben kim olduklarını bilmiyorum. Onlar ise benimle ilgili her türlü bilgiye sahip. Neredeyse şeceremi sayacak kadar hakkmda bilgi sahibi olmuşlar. Hallüsinasyon dedikleri bu mu?

Az önce uyumak için ışığı kapatıp yatağa uzandım. Sağa döndüm, sola döndüm... Uyumak ne mümkün! Debelenip durdum, başka ne yapabilirdim ki! Mışıl mışıl uyumaya hasretim. Gözlerimi kapar kapamaz içim geçse, derin bir uykuya dalsam... Uyusam, uyusam... Hatta hiç uyanmasam! Bu da kabulüm.

Yorganı üzerimden atıp, acıyan gözlerimi ovuşturarak yataktan kalkıyorum, karanlıkta bir-iki eşyaya çarpıyorum, ışığı açıyorum, odanın içinde dolaşmaya başlıyorum. Vakit nasıl geçecek? Galiba bir yol buldum: Odanın duvarlarını sayıyorum: Dört. Bir daha sayıyorum, bir daha. Her defasında dört çıkmıyor; bazen üç bazen de beş... Gerçek sayı acaba ne? Saymayı bırakmaya karar veriyorum, az sonra bundan vaz geçip tekrar sayıyorum. Kaç kere saydım bilmiyorum. Çok olmasına çok oldu da...

Saymayı unutmak için odadaki eşyalara bakıyorum, başka türlü kurtulamam bu tekrarlı hareketten: Az önce kalktığım yatak camın önünde duruyor. Üzerinde kılıfı desenli bir yastık, rastgele itelenmiş bir ucu yerde mavi bir yorgan, debelenirken karışık kuruşuk bir hale getirdiğim perişanları oynayan yatak çarşafı... Kapının arkasındaki askılıkta asılı kıravatlar, ceket ve pantolonlar, gömlekler... Askılık o kadar yüklü ki çöktü çökecek. Girişte sağ taraftaki duvarda bir gardolap, onun yanındaki duvarda da üzerinde bilgisayar bulunan masa; bilgisayarın yanında bir kalem, bir sayfa boş yazı kâğıdı ve kapalı bir cep telefonu. Masaya bitişik dolu bir kitaplık. Tabii karışık bir kitaplık. Hatta yerlerde sürünen birkaç kitap bile var. Yerdeki kitapların iki karış ötesinde bir çift kirli çorap, bir çift ağzı dağılmış terlik. Kimin mi? Kimin olacak, tabii ki benim. Oda kapısında girince sağ tarafta yanyana iki koltuk. İkisi de diğer eşyalara göre yeni sayılır. Hayret! Üzerleri boş.

Birkaç gündür, biri ya da birileri beni gözetliyor. Uydurmuyorum, yalan söylemiyorum; gözetlendiğimden eminim. Üstelik gözetleyen ya da gözetleyenler dışarıda değil; bu on iki metrekarelik odanın içinde. Dileyen bana paranoyak desin, yetmezse daha ağırını söylesin! Ben gözetlendiğimi biliyorum. Başkalarının ne diyeceğinden çekinip de görüşümü değiştiremem! Neden ben mi? Bunu bana değil gözetleyenlere sormalı!

(Devam edecek...)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın 1. bölüm kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 35 Son Bölüm
Memleketimin Delileri - 2
Memleketimin Delileri - 1
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 33
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 34
Köpeğin Adı Badi - 80 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 32
Demokratik Deliler Devleti - 37 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 26
Göçe Göçe - Köyümüz Yok Olmuş - 48 (Son Bölüm)

Yazarın roman ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ücretsiz Kitap Dağıtabileceğim İstanbul’da Bir Mekan Arıyorum
Bir Edebiyatçı Gözüyle Mağaranın Kamburu - Yorum: 4
Bir Felsefeci’nin Kaleminden Mağaranın Kamburu – Yorum: 6
Mağaranın Kamburu
Bir Romanın Anatomisi: Mağaranın Kamburu
Bir Anı Defteri Buldum - Roman
Ömer Seyfettin Eserlerini Nasıl Yazardı?
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri - 2
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri - 3

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Siyasi Taşlama: Neşezâde - 2 [Şiir]
Siyasi Taşlama: Karamsarzâde [Şiir]
Kusurî"den Tırtıklama [Şiir]
Zam Zam Zam... [Şiir]
Tırtıklama (Kazak Abdal'dan) [Şiir]
Yoklar ve Varlar [Şiir]
İstanbul,sana Âşık Bu Kul [Şiir]
Âşık Dertli"den Tırtıklama [Şiir]
Namuslu Karaborsacı [Şiir]
Dostlarım [Şiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yıldırım adını kullanarak çeşitli forumlara yazı yazdım. İddiasız iki romanım var. Çok sayıda siyasi içerikli yazıya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öğretmeniyim. Yazmaya çalışan her kişiye büyük bir saygım var. Çünkü yazılan her satır ömürden verilen bir parçadır.

Etkilendiği Yazarlar:
Az veya çok okuduğum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.