Bir takım şeyler görürsünüz ve "Niye?" diye sorarsınız. Ben ise bir takım şeyler düşlerim ve "Niye olmasın?" diye sorarım. -George Bernard Shaw |
|
||||||||||
|
ÇIKMADI Köyünden ayrılıp, zengin olmak için yollara düşen Temel, yıllar sonra çok zengin olarak dönmüş köyüne. En samimim arkadaşı olan Dursun, bu serveti nasıl yaptığını sormuş, Temel de hiç kimseye söylememek şartı ile sırrını açıklamış: - Ula Dursun, haçan ben Afrika diye bir yere gittim. Orada Nil nehri dedikleri bir yerden timsah avladım ve çok zengin oldum da. - Ula Temel, ne ettin o timsah denen hayvanları? - Ula Dursun, en değerli çantalar timsahlardan çıkıyor. Dursun da Temel'e özenmiş, tarlayı takayı satıp düşmüş yollara. Aradan yıllar geçmiş ama geri dönmemiş. Dursun'u merak eden Temel, atlamış özel uçağına ve Nil nehri kıyılarına gelmiş. Oradaki yerlilere arkadaşı Dursun'u tarif edip, nerede olduğu sormuş, yerini öğrenip yanına gittiğinde, Dursun'un elinde bir olta ve yanında dağ gibi yığılı ölü timsahları görmüş. Dursun timsahı yakalıyormuş, ağzını açıp içine baktıktan sonra yan tarafa atıp, kendi kendine söyleniyormuş: - Ula bundan da çanta çıkmadı!.. ** BALIK YOK Temel dünya turuna çıkmış ve yolu Kanada'ya da düşmüş. Kırk yılda bir Karadenizde hamsi avlamaktan daha değişik bir fırsat çıktığını düşünmüş. Temel hemen buz tutmuş bir gölde, buzu kırıp balık tutmaya özenerek işe koyulmuş, tam buzu kıracakken, insanın içini titreten bir ses duyulmuş: - Oğlum, burada balık yok!.. Temel az öteye gidip, tekrar buzu kıracakken ses yine gürlemiş: - Burada balık yok dedim sana!.. Temel'in eli ayağı titremeye başlamış, korka korka seslenmiş: - Tanrım, sen misin yoksa? Ses yeniden duyulmuş: - Hayır oğlum, ben buz hokeyi stadının spikeriyim. ** YİNE Mİ BUZDOLABINA? Eve geç saatte zilzurna sarhoş gelen Temel, yatmadan önce küçük su dökmeye gitmiş, daha sonra da yatak odasının ışığını yakmış, gözleri kamaşarak uyanan Fadime'ye, övgüler yağdırmaya başlamış: - Ula karı, sana helal olsun, sen Trabzonun en iyi karısısın!.. İltifata alışık olmayan Fadime şaşkın şaşkın sormuş: - Ula herif, nereden icabetti bu laflar? - Daha ne olsun, biraz önce küçük su dökmeye gittim, tuvaletin kapısını ne güzel yaptırmışsın öyle, kapıyı açınca elektrik kendiliğinden yanıyor. Fadime öfkeyle yataktan fırlamış: - Ula kör olasıca herif!.. Yine mi buzdolabına işedin da?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |