..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Olgular görmezden gelindikleri için var olmaya son vermiyorlar. -Huxley
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ömer Faruk Hüsmüllü




5 Kasım 2017
Köpeğin Adı Badi - 52  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Doğan her canlıya, bu dünyada bir bilet kesilir. Her biletteki varılacak istasyon aynıdır; sadece bu istasyona varmak için katedilecek mesafe farklıdır. Hayvanlar, istasyona neden geç ya da erken vardım diye hayıflanmazlar.


:HGE:
     Silkindim, bütün dikkatimi Doktor'un üzerinde topladım. Benim bu bakışımı gören Hoca:
     -Baba, bana bu senin Badi konuşmaları dinliyor gibi geldi. Öyleyse ne dediğimizi de anlıyordur. İçimizde bütün dikkatini konuşana yönelten tek dinleyici o, dedi. Kenan Baba:

     -Badi'den her şey umulur. Anlıyorsa, bu beni şaşırtmaz, diye cevap verdi.
     Bu diyalog da benim için bir uyarı oldu ve başkalarının dikkatini çekmeyecek şekilde davranmaya karar verdim. Bu arada Tüccar:
     -Arkadaşlar Badi'nin şu duruşunu çekmek istiyorum deyip elinde cep telefonu ile bana yaklaştı. Parlak bir ışık yanıp söndü. Yerine oturdu.
     Doktor, yüksek bir sesle:
     -Badi madinin hayranları çoğaldı. Şımartmayın şunu, sonra başımıza çıkar, dedi bir yudum içki içti, ardından bir köfte yedi ve devam etti:
     -Doğan her canlıya, bu dünyada bir bilet kesilir. Her biletteki varılacak istasyon aynıdır; sadece bu istasyona varmak için katedilecek mesafe farklıdır. Hayvanlar, istasyona neden geç ya da erken vardım diye hayıflanmazlar. Oysa insanların çoğu bu varış süresini uzatmak için akla hayale gelmeyecek yollara başvururlar. Hatta bazıları başkalarının biletlerini çalmayı bile deneyebilirler. Çalarlar da. Çalsınlar, fark eden bir şey olmaz; çünkü biletler o canlının adına kesilmiştir.
     Doktor, giderek sesinin şiddetini artırıyor, diğer kişileri rahatsız ettiğini fark etmiyordu. Ya da ediyor da umarsamıyordu. Kadehindeki içkiyi bitirdi. Konuşmaya devam edecekti:
     -Yaşamayı hak eden güçlülerdir. Zayıfların böyle bir hakkı yoktur. Olsaydı anormal bir durum ortaya çıkardı. Zayıflar, doğanın imkanlarını tüketen gereksiz yaratıklardır. Varlıkları diğer canlılar için zarardır. Yok edilmeleri gerekir. Onların da yaşama hakları olduğunu söylemek çok saçma bir iddiadır. Onlar yaşamayı hak edenlere yüktür, bu yüklerden bir an önce kurtulmak güçlülerin ivedilikle yapması gereken bir iştir. Yazıktır, bu suçsuz insanlara kıyılır mı, ne kadar da masumlar... gibi saçma sapan gerekçelerle bunu önlemeye çalışmak, güçlü insana ihanettir. Masummuş, bir aslanın avladığı, dişlerini boğazına geçirdiği ceylanın bakışlarına dikkat edin. O bakışlar, o yüz masum değil mi? Aslan bunu dikkate alıyor mu ceylanı boğazlarken? Hayvanlar arasındaki doğal ayıklama zayıfları, sakatları, hastaları temizliyor. Geriye sadece o türün sağlam, sağlıklı olanları kalıp yaşama hakkına sahip oluyor. İnsanlar için neden aynı yol izlenmesin?
     Konu Doktor hariç hepsinin canını sıkmıştı, böyle iç karartıcı bir konuda konuşmaktansa dereden tepeden bahsetmeyi bile tercih edebilirlerdi. Hoca bu konuyu kapatmak amacıyla son noktayı koydu:
     -Bana göre, iyilerin dünyaya geliş ve gidişleri sessizdir. Bu nedenle çoğu bir iz de bırakmazlar. Kötülerin dünyaya gelişi de sessizdir, ama yaşantıları ve gidişleri gürültülüdür. O nedenle iz bırakırlar, ama bu leke izidir.
     Arkadaşları gittikten sonra Kenan Baba, bilgisayarın başına oturdu, bir müddet yazdı. Yorulunca bilgisayarın yanından ayrılırken bana:
     -Badi arkadaşım, yukarıda biraz uzanıp dinleneceğim, sonra yazmaya devam etmek istiyorum. İstersen sen burada kalabilirsin, dedi ve merdivenlere doğru yürüdü.
     Çok zaman geçmesine rağmen geri gelmedi, merak ettim. Yukarı çıkıp baktım, yatağında horul horul uyuyordu. Aşağıya indim, o uyurken burayı terk edemezdim, oturarak nasıl vakit geçirecektim? Bilgisayarla uğraşmaya karar verdim. Önce gene patimle fareyi oraya buraya gezdirdim, oynadığım oyun zevkliydi. Buna rağmen bıkınca Kenan Baba'nın en son yazdığını okudum:
     “Evren sevgi enerjisiyle doludur. Güzel olan, hoş olan her şey var: Mutluluk, dostluk, neşe... Dolayısıyla bu güzellikler evrenin bir parçası olan dünyamızın da içinde saklıdır. Bir taşta, bir otta, bir çiçekte, bir ağaçta, bir yiyecekte, bir damla suda, gökyüzündeki bulutta, ciğerlerimize doldurduğumuz havada... Hatta insanda.. Sen yeter ki bakmasını bil; önünde sonunda mutlaka göreceksin.”
     Yazdıkları, bu geceki tartışmaya bir cevap gibi geldi bana.
     
● ● ●
(Devam edecek...)
Ömer Faruk Hüsmüllü



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın 1. bölüm kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 35 Son Bölüm
Memleketimin Delileri - 2
Memleketimin Delileri - 1
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 33
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 34
Köpeğin Adı Badi - 80 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 32
Demokratik Deliler Devleti - 37 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 26
Göçe Göçe - Köyümüz Yok Olmuş - 48 (Son Bölüm)

Yazarın roman ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ücretsiz Kitap Dağıtabileceğim İstanbul’da Bir Mekan Arıyorum
Bir Edebiyatçı Gözüyle Mağaranın Kamburu - Yorum: 4
Bir Felsefeci’nin Kaleminden Mağaranın Kamburu – Yorum: 6
Mağaranın Kamburu
Bir Romanın Anatomisi: Mağaranın Kamburu
Bir Anı Defteri Buldum - Roman
Ömer Seyfettin Eserlerini Nasıl Yazardı?
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri - 2
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri - 3

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Siyasi Taşlama: Neşezâde - 2 [Şiir]
Siyasi Taşlama: Karamsarzâde [Şiir]
Kusurî"den Tırtıklama [Şiir]
Zam Zam Zam... [Şiir]
Tırtıklama (Kazak Abdal'dan) [Şiir]
Yoklar ve Varlar [Şiir]
İstanbul,sana Âşık Bu Kul [Şiir]
Âşık Dertli"den Tırtıklama [Şiir]
Namuslu Karaborsacı [Şiir]
Dostlarım [Şiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yıldırım adını kullanarak çeşitli forumlara yazı yazdım. İddiasız iki romanım var. Çok sayıda siyasi içerikli yazıya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öğretmeniyim. Yazmaya çalışan her kişiye büyük bir saygım var. Çünkü yazılan her satır ömürden verilen bir parçadır.

Etkilendiği Yazarlar:
Az veya çok okuduğum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.