..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kürtaj sadece kendileri bir zamanlar doğmuş insanlar tarafından savunuluyor. -Ronald Reagen
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ömer Faruk Hüsmüllü




2 Ekim 2017
Köpeğin Adı Badi - 21  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Cafer Aga, gerçekten de miskin, tembel bir adam. Bütün gün mevsim kışsa tuvaletin içindeki odada, havalar iyi ise dışarıdaki bankın üzerinde hiçbir iş yapmadan oturup duruyordu.


:IJE:



Günler, haftalar, aylar geçti... Kaç gün, kaç hafta ya da kaç ay olduğu bilemem. Ve bir gün:
     Cafer Aga, tuvalet işinden kovuldu. Sebep: Tuvaleti iyi temizlememesi. Şikâyet edilmiş, Kaymakam da “Öyleyse onu çıkarın, başka birini bulun!” diye emir vermiş ve hemen zekâ özürlü Emin yeni görevli olarak işe başlatılmış.
     Birkaç kere tuvaletten çıkan adamların:
     -Tuvaleti bok götürüyor, bu sarhoş burayı hiç temizlemiyor. Bir de utanmadan bir lira istiyor, diye söylendiklerini duymuştum.
     Cafer Aga, gerçekten de miskin, tembel bir adam. Bütün gün mevsim kışsa tuvaletin içindeki odada, havalar iyi ise dışarıdaki bankın üzerinde hiçbir iş yapmadan oturup duruyordu. İş yapmaktan sayılırsa sık sık sigara içerdi. Birkaç günde bir de tuvaletlere hortumla şöyle birkaç dakika su sıkardı. Oturduğu yerden ya para almak için ya da markete gitmek için kalkardı. Son zamanlarda işe geliş saati de değişmişti. Öğlene doğru gelmeye başlamıştı.
     İşte bu yüzden işini kaybetti. Çok ilginç bir durum ortaya çıktı: Öğlene doğru işe gelen Cafer Aga sabah ezanıyla birlikte camii avlusuna gelip oturmaya başladı. Akşam hava iyice kararıncaya kadar orada oturuyor, bir yandan da tuvaleti gözlüyordu. Çünkü gündüz Emin'in olmadığı sırada birileri tuvalete girerse parayı gene o alıyor ve cebine atıyordu. Emin akşam saat beşten sonra da oradan ayrılıyordu ve gene Cafer Aga'ya gün doğuyordu. Hem şarap hem de bira parasını böyle çıkaramasa da hiç olmazsa bazen bir şarap parası toplayabiliyordu.
     Tabii bu olumsuzluk beni de etkiledi ve kuru ekmeğe talim etmeye başladım. Bazen onu bile bulamıyordum.
     Emin çok çalışkan bir delikanlıydı. Aslında tuvaletten gelecek paraya ihtiyacı da yoktu. Çünkü belediyenin kendisine özürlü maaşı bağladığını sağa sola anlatıp duruyordu. Yalnız bu anlatımda bir sorun vardı, Emin maaşının ne kadar olduğu konusunda her defasında farklı konuşuyordu. O yüzden para işinden pek anladığı söylenemez. Tuvaleti pırıl pırıl yaptı. Birkaç kere girdim, gördüm. Hatta bir keresinde tuvaletten çıkarken Emin beni yakaladı ve Cafer Aga'ya:
     -Köpeğine sahip ol. Bak tuvalete girip ortalığı batırıyor, dedi.
     Cafer Aga, oturduğu yerden kalkmadan sesinin en yüksek perdesinden:
     -Ulan şerrrrefsizzz yalan söyleme. Benim köpek oraya girmez. Başka birinin köpeğidir, dedi. Emin
     -Gözlerimle gördüm, oydu. Bi da girerse karışmam. Dedi ve cevabını aldı:
     -Hadi ordan şerrrrrefsizz! İftira atma, iftira... Bi bok yapamazsın!
     Cafer Aga işini kaybettiği için maddi sıkıntı içine girmişti, ama sorumluluğu üzerinden atmış olmanın verdiği bir rahatlık da vardı. Hiçbir iş yapmadan her gün, ya bir bira ya da bir şarap parası çıkarabiliyordu ya, bu ona yeterdi.
     Parka, tuvalete ya da camiiye gelenlerin bazıları:
     -İşine sahip çıkmadı, şarap parasından da oldu. Şimdi orada pinekleyip duruyor. Pis ayyaş! Bak, şimdi bu çocuk ortalığı ne kadar temiz tutuyor! Cafer Aga bunu çoktan hak etmişti, ama onu hep hoca “Yazıktır, ekmeğinden olmasın!” deyip korudu. Sanki kazandığını ekmeğe mi yatırıyordu, yoksa içkiye mi?
     Diye konuşuyorlar, hatta kahkahalar atarak bu olaydan duydukları memnuniyeti belirtiyorlardı. Tek tük de olsa:
     -Yazıktır, ayyaş da olsa ekmeği ile oynamamalı.
     Diyenler de vardı.
                              ● ● ●
(Devam edecek...)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın 1. bölüm kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 35 Son Bölüm
Memleketimin Delileri - 2
Memleketimin Delileri - 1
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 33
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 34
Köpeğin Adı Badi - 80 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 32
Demokratik Deliler Devleti - 37 (Son Bölüm)
Göçe Göçe - Köyümüz Yok Olmuş - 48 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 26

Yazarın roman ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ücretsiz Kitap Dağıtabileceğim İstanbul’da Bir Mekan Arıyorum
Bir Edebiyatçı Gözüyle Mağaranın Kamburu - Yorum: 4
Bir Felsefeci’nin Kaleminden Mağaranın Kamburu – Yorum: 6
Mağaranın Kamburu
Bir Romanın Anatomisi: Mağaranın Kamburu
Bir Anı Defteri Buldum - Roman
Ömer Seyfettin Eserlerini Nasıl Yazardı?
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri - 2
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri - 3

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Siyasi Taşlama: Neşezâde - 2 [Şiir]
Siyasi Taşlama: Karamsarzâde [Şiir]
Kusurî"den Tırtıklama [Şiir]
Zam Zam Zam... [Şiir]
Tırtıklama (Kazak Abdal'dan) [Şiir]
Yoklar ve Varlar [Şiir]
İstanbul,sana Âşık Bu Kul [Şiir]
Âşık Dertli"den Tırtıklama [Şiir]
Namuslu Karaborsacı [Şiir]
Dostlarım [Şiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yıldırım adını kullanarak çeşitli forumlara yazı yazdım. İddiasız iki romanım var. Çok sayıda siyasi içerikli yazıya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öğretmeniyim. Yazmaya çalışan her kişiye büyük bir saygım var. Çünkü yazılan her satır ömürden verilen bir parçadır.

Etkilendiği Yazarlar:
Az veya çok okuduğum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.