..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Çocukların eğitimi, zaman kazanmak için nasıl zaman yitireceğimizi bilmemiz gereken bir meslektir. -Rousseau
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ömer Faruk Hüsmüllü




2 Eylül 2016
Göçe Göçe - Balkanlarda Rus Tehlikesi - 16  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Öğlen oldu, biz bir dağın etrafını dolanıyoruz. Burası kayalık bir yer. Etrafta irili ufaklı taşlar var. Ağaç tek tük... Oysa ileriki tepenin ağaçla dolu olduğu görülüyor. Aniden durmamız için işaretler verilmeye başlandı. Durduk. Öncüler, birkaç kilometre ötede büyük bir Rus askeri birliği tespit etmişler.


:AAGB:



Bugün de bir ara daha verdik. Yarın yazmaya devam edeceğiz. Osman dedem:
-Az kaldı, dediyse de, daha kaç gün süreceğini söylemedi. Belki o da bilmiyordur!
● ● ●

29 Haziran 1878 (28 Cemaziyelahir 1295) Göçün Seksen Sekizinci Günü;

Büyük Balkan Dağları'nın eteğine geldik. Gül vadisindeyiz. Halkının çoğu Türk olan Eski Zağra ilindeki Kızanlık'ta bir gün mola verip ihtiyaçlarımızı karşıladık.
Üç küçük çocuk öldü. Uzun süredir bu yavrular, ateşler içinde yanıyorlardı. Hastalıklarının ne olduğu bilinmiyor. Bir çare bulup, bu çocuklarımızı iyileştiremedik.
Öğlen oldu, biz bir dağın etrafını dolanıyoruz. Burası kayalık bir yer. Etrafta irili ufaklı taşlar var. Ağaç tek tük... Oysa ileriki tepenin ağaçla dolu olduğu görülüyor. Aniden durmamız için işaretler verilmeye başlandı. Durduk.
Öncüler, birkaç kilometre ötede büyük bir Rus askeri birliği tespit etmişler. Yüzden fazla asker ve malzeme taşıyan üç araba varmış. Arabaların yönünden, gidiş istikametlerinin bizimle aynı olduğu kanaatine varmışlar. Yani onlarla karşılaşma ihtimalimiz yok gibi. Ama buna rağmen gene de hazırlıklı olmalıymışız. Bir saldırı ihtimali çok az da olsa var olunca, herkes hemen silahlarına sarıldı. Onlarca orak çıkarıldı; bunların çelikleri güneş ışığının altında parıl parıl yanıyordu.
Bu askeri birliğin ne kadar orada konaklayacağı belli değil, o yüzden hayvanları koşulu bekletiyoruz. Zaten hayvanları boyunduruktan çıkarıp salsak da, etrafta yiyebilecekleri ota benzeyen bir şey yok.
Rus askeri birliğinin, gittiği haberini alır almaz yola çıkacağız.
Güneş, kavurucu sıcaklığını üzerimize boşaltıyor. Güneşten kaçmak için arabaların çadır bezlerinin altına sığınıyoruz. Birkaç kişi, etrafa gözkulak olmak için sıcağa rağmen dışarıdalar. Onlar ayrıca, hayvanlar bir aksi davranışta bulunurlarsa, bunu da engellemek için bekliyorlar.
Saatlerdir buraya çakıldık kaldık. Güneş ortalığı yakmaya devam ediyor. Hayvanlar kuyruklarını daha sık sallamaya başladılar. Yol hayvan dışkısı doldu. Dışkılar, yakıcı güneş altında etrafa ağır bir koku yayılmasına neden oluyor. Öyle ki nefes alırken soluk borusu acıyor insanın.
Kısık sesle konuşuyoruz. Sanki bizden kilometrelerce uzakta bulunan düşman askerleri duyar diye. Herkes, gelebilecek bir tehlikeye karşı pür dikkat kesilmiş. Çocukların sesleri duyuluyor. Gene kakaları gelmiş ve karınları acıkmış. Sıcaktan fenalaşanlar var. Yüzleri su ile yıkanarak iyileştirilmeye çalışılıyor.
Ancak, hava kararırken Rusların gittiği haberi geldi. Yarım günümüz kaybolmuştu. Gece; ay ve yıldızlar gökyüzünde olursa devam edecektik, yoksa sabaha kadar mola vermemiz gerekecekti.
Rus askerlerinin konakladığı yere geldiğimizde, hava iyice kararmasına rağmen bunların arkalarında bıraktıkları çöpler görülebiliyordu. Burada durduk, çünkü çöpleri karıştırıp yiyecek bir şeyler arayacaktık. İyi ki öyle yapmışız; yarım bırakılmış çok sayıda konserve ve ekmek parçaları bulduk. Ayrıca cam kavanozlar içinde de turşu gibi şeyler vardı. Bunları paylaşıp bir güzel karnımızı doyurduk. O kadar çoktu ki bütün kafileye bu artıklar yetmişti.
Gündüzki sıcağın yerini az sonra gecenin koyu, kalın bulutları aldı. Zaten gökyüzünde ay da görünmüyordu. Bir-iki kilometre ilerleyip molaya karar verildi.
Gecenin karanlığında güzel bir kadın sesi duydum. Bu sesten bir ağıt yükseliyordu :
Ah Balkanlar ah Balkanlar
Derenden akar al kanlar
Gitti onca taze canlar
Ah Balkanlar Ah Balkanlar...

Babasız kaldı kızanlar
Ah Balkanlar ah Balkanlar
Oğluna ağlar analar
Ah Balkanlar ah Balkanlar

Ocağım yanmaz oldu
Çiçeklerim toplamadan soldu
Bulgar Rusun kardaşı oldu
Ah Balkanlar ah Balkanlar.
(Devam edecek...)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın 1. bölüm kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 35 Son Bölüm
Memleketimin Delileri - 2
Memleketimin Delileri - 1
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 33
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 34
Köpeğin Adı Badi - 80 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 32
Demokratik Deliler Devleti - 37 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 26
Göçe Göçe - Köyümüz Yok Olmuş - 48 (Son Bölüm)

Yazarın roman ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ücretsiz Kitap Dağıtabileceğim İstanbul’da Bir Mekan Arıyorum
Bir Edebiyatçı Gözüyle Mağaranın Kamburu - Yorum: 4
Bir Felsefeci’nin Kaleminden Mağaranın Kamburu – Yorum: 6
Mağaranın Kamburu
Bir Romanın Anatomisi: Mağaranın Kamburu
Bir Anı Defteri Buldum - Roman
Ömer Seyfettin Eserlerini Nasıl Yazardı?
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri - 2
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri - 3

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Siyasi Taşlama: Neşezâde - 2 [Şiir]
Siyasi Taşlama: Karamsarzâde [Şiir]
Kusurî"den Tırtıklama [Şiir]
Zam Zam Zam... [Şiir]
Tırtıklama (Kazak Abdal'dan) [Şiir]
Yoklar ve Varlar [Şiir]
İstanbul,sana Âşık Bu Kul [Şiir]
Âşık Dertli"den Tırtıklama [Şiir]
Namuslu Karaborsacı [Şiir]
Dostlarım [Şiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yıldırım adını kullanarak çeşitli forumlara yazı yazdım. İddiasız iki romanım var. Çok sayıda siyasi içerikli yazıya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öğretmeniyim. Yazmaya çalışan her kişiye büyük bir saygım var. Çünkü yazılan her satır ömürden verilen bir parçadır.

Etkilendiği Yazarlar:
Az veya çok okuduğum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.