Gene gel gel gel. / Ne olursan ol. / ... / Umutsuzluk kapısı değil bu kapı. / Nasılsan öyle gel. -Mevlânâ |
|
||||||||||
|
Ne kadar da çok sevinmiştin doğurduğunda beni Değil mi anacığım? Bembeyaz kundaklara sardığında Ne çok düş sığdırmıştın beşiğime... Beyaz geceleri giyinmiştin, sallarken kucağında ninilerle Hayaller koymuştun hayallerinin üstüne Gözünden bile sakınımıştın, adım adım yol alırken hayata Ne yedirsem, nasıl beslesem de boy atsa fidanım diye Parçalamıştın kendini gönlünün askeri için... Yaşam çok hızılı, bak hemen büyüttü bizi... Günler, günleri devirdi, aylar, ayları Yıllar birbiriyle yarıştı, sonunda kocaman olduk ikimiz de... Gözüne kıyamadığın fidanındım artık senin Dualarla öpüp kokladın, askere uğurladın Ve başladın arkamdan gün saymaya Gecen-gündüzün iç içe girmişti Karıştırırmıştın güneşin doğduğu zamanı Gözünde yaş, dilinde dua, bekleyip durmuştun Perdesi yırtık camın önünde sabahlara kadar... Değişen bir şey yoktu hayatında anacığım Doğurdun, sevinçten ağladın Büyüttün asker ettin, yol gözledin, yine ağladın... Çünkü yağmur gözlüydün sen de bütün analar gibi Dolaşıp dururdu başınızda hiç eksilmeyen bulutlar... Duysaydın ki, beyaz kundağım Olmuştu vatan toprağında kırmızı bayrağım Nasıl ağlardın kim bilir, defalarca toprağı öpen oğlun için Yırtardın yeri-göğü, taşardın ruhundan... Ağlama anacığım! Sığdır kendini yüreğine Kundağımın ölçüsü değişti, boyuma göre kefenimi biçtiler Adıma vatan şehidi dediler...Ne mutlu, ne güzel!.. Birazdan verecekler kucağına, sabırlı ol! İlk şehit anası sen değilsin ki, unutma bunu!.. Düştüm diye toprağa, isyan etme, ağlama! Ağlarsan utanırım, ölürüm kahrımdan ”Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı” Bizim için, bu vatan için can verdi onlar Sen de sarıl acına!.. Görüyorsun anacığım, ne gözden yaş eksiliyor Ne yürekten acı... Bir can vermiş Tanrı ki, kederi çok, sevinci az Anlayacağın, değişen bir şey yok anacığım Doğarken de, ölürken de Ağlıyor insan... Rukiye Çelik/ANKARA 27 Şubat 2016
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Rukiye Çelik, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |