Gençliğinde müzik öğrenen, felsefeyi daha iyi anlar. -Platon |
|
||||||||||
|
Rukiye Çelik 'Eyvallahım olmaz kimseye' diyormuşsun! Duyuyorum çok da dik başlıymışsın, yarınların yok aklında, hayatla inatlaşıyormuşsun! 'Kader/alın yazısı' nedir bunlar diye dalga geçiyormuşsun, hatta dümdüz olmalıymış yürüdüğün bütün yollar. Gençlik, zenginlik, varlık, sağlık aynı tempoda sürüp gitmeliymiş, kimseye muhtaç olmak diye bir şey olmazmış!.. Dün ve bugündür sadece seni saran, öyle sanıyordun değil mi? Yarınların, yarının dünyasında bekler seni, öyle biliyordun değil mi? Yanlış düşünmüşsün, dinle bak, gerçekleri anlatacağım sana: Yaş alırsın yollar uzar, zaman daralır Omzundaki yük her gün biraz daha ağırlaşır Sendelersin ama hala diktir başın, genç sayılırsın Sırtındaki koca dağlar arkandan itekler Devrilmemek için direnirsin Ve hala gücüne güvenirsin Çünkü düşmeyi yakıştırmazsın kendine... Gözlerin iyi görür, kulakların iyi duyar İşlerin kör-topal da olsa yürür gider Yine eyvallahın olmaz kimseye! Nereye kadar sürer bu dik duruşlar Bak yolun yarısı bitmek üzere Şimdi geriye sayıyor yıllar Güneş doğmaya üşeniyor Batışı hız kazanmış, dağın arkasına iniyor Saçlarında aklar çoğaldıkça çoğalıyor Duymanda azalma, görmende bozulma başlıyor Ellerin titriyor yavaştan yavaştan Suyunu içiyorsun taş bardaktan Hangi dağ omuz verecek şimdi sana Ne kadar da çabuk geçti hayat anlasana Çocukluk, gençlik derken büyüdün Yol aldın, işe girdin, yürüdün gittin Torun-torbayla ömrünü tükettin... Titreyen mum alevi gibi pır pır ediyor şimdi kalbin Aklın karışık yavaş ilerliyor adımların Üzülme dünyanın düzeni bu, çırpınışlar boşuna Yalnız sana programlanmadı bu hayat Zaman oyununu böyle tamamlıyor Biçtiği ömrü, kıyısından köşesinden kırpa kırpa Senden geri alıyor... Ve sonra; Beyaz giysiler içinde sana son rolünü veriyor 'Hadi sahne senin göster hünerini' diyor Ve o sahnede açılan perde, oyunun son perdesi oluyor Ve o sahnede özlemler, sevmeler yarım kalıyor Perde bir daha açılmamak üzere kapanıyor Ve koca bir ömrün hikayesi bu satırlarla son buluyor... Ne 'Anneler Günü', ne 'Babalar Günü'!..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Rukiye Çelik, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |