Bir kimse, neden oltasını, içinde tek bir balık olmadığını bildiği bir göle sarkıtır? -Adalet Ağaoğlu |
|
||||||||||
|
Bu dünya aptal bir adamın kel başı gibi... Her gün o kafayla bu dünya benim zekamı zorluyor; saçlarımı yolmama sebep oluyor ya bu gücüme gidiyor. Sözü yalan, elbisesi insan olan bu dünya, tüm çıplaklığıyla insafsızca gözüme girmeye çalışıyor. Ey dünya gözüm yok sende. Sen git fakirin karısını, zenginin piç kurusuyla ayart ve onları aynı yatakta seviştir. Her gün o güzelim güneşin doğuşuna inat, sen belalar doğurt. Sen var ya sen! Ne tatlı bir şerbetsin dünya. Her gün ne böcekler tuzağına düşerken, sen tatlı tatlı gülümsemene devam etmektesin. Bil ki rüyalarla, hayallerle birçok insanın gözünü döndürmektesin. Bazen ise yaşattığın kabuslarla yorganlarına çektiğin ödü kopmuş gözlerden nefret görmektesin. Utanmazlığın meme başlarına benzeyen insan kafalarının ürettiği çiğ sütlerin; yani sığ fikirlerin insanlar tarafından yenilir yutulmasındandır; ama artık meme başlarına benzeyen insan kafalarından çıkan kötü fikirlerden beslenmek istemeyenler de vardır. Bunlardan biri de benim. Büyüdüm dünya; ama sen bir çocuğun topusun hala ve dünya gözlerime de söyleyeceklerim vardır: Ey gözlerim ağlasan umut ettiğin karanfiller topraktan çıkar mı? Gelir mi sanırsın o? Sularına sellerine kapılır mı dersin? Gözyaşlarında onun kuğu güzelliğini görebilir misin? Gözyaşlarınla göl yapsan sandallara binip yüreğinin bir kıyısına varır mı peki? Sen bir faresin o bir kedi. Sen borçlusun ta canına kadar, o alacaklıdır ta kanının son damlasına kadar. Ne olur ağlama boşuna gözlerim. İtin gözleri kemiktedir, senin gözlerin ise umutlar yeşertmektedir. Ey gözlerim gözyaşların boşuna akar. Temizyebilir misin giderken bıraktığı ayak izlerini? Temizleyebilir misin yüreğine bıraktığı ezici duyguları? O giderken sokaklardan, caddelerden çıkıp gitti mi sanırsın? O damarlardan bir cam parçası gibi çıkıp gitti bilmez misin? Yürümeye üşenenin, koşarak yanına gelmesini mi beklersin? Silerim gözyaşlarımı, sen istemezsen de gözlerim. Çünkü o anılarıyla birlikte geride kalmıştır. Ve benim başımın arkasında ağlayacak gözlerim de yoktur. Ey gözlerim sizler de bakın önünüze. Ağlamayın boşuna. Onun yüreği kaktüstür. Kaktüslerin sağanak yağmura ihtiyacı yoktur? Böyle kara bulutlar gibi dolup dolup boşalmayın? Unutmayın gözlerim şu dünyada sadece Allah'a bir can borcumuz vardır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © osman demircan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |