Gerçek sanat, gizlenmesini bilen sanattır. -Anatole France |
|
||||||||||
|
*Veren el daima üsttedir, alan el ise daima alttadır. *Dilimdekileri söyleyince zannettiler ki söyleyeceklerim bitti. Ya yüreğimdekiler yani söyleyemediklerim! *Sen başkalarını geçmek için çalışıyorsun; başkaları da seni. *Bir insanın değeri, tükettiğine değil ürettiğine bakarak anlaşılır. *İnsanlığı olmayanın her şeyi olsa ne fayda! *Yiyecekler bazen zehirdir bazen şifa; sözler de öyledir. Yerini ve miktarını ayarlamak şartıyla… *Önce ihtiyaç olmayan şeyler ihtiyaç haline getirilir. Sonra ihtiyaç haline getirilen şeyler üretilir ve tükettirilir. Tabii bunları tüketmek isteyenler de kültürel faaliyetlere, spora, bilime harcayacakları zamanı bile, çalışarak para kazanmaya harcarlar. Sonuç: Kapitalizm robotlarına kavuşur. *Bugün gibi bir bugün, bir daha asla olmayacaktır. *Diken gülü korur da, karşılığında ne alır? *”Gözümden düştün!” diyor. Zaten ben gözüne hiç girmemiştim ki nasıl düştüm, doğrusu anlayamadım. *Elinde olanların kıymetini bilmen için onları kaybetmeyi bekleme. *Anlatacakların mı var? Dinleyen olmadıktan sonra neye yarar? *İnsan çamurdur. Paçalarına bulaşabileceği gibi ondan değerli eserler de yapabilirsin. *Yıllar önce başı eğer, sonra beli büker. En sonunda da “Bütün yük bana bindi!” diyen ayaklar isyan eder. *Işığın değerini anlayabilmek için karanlıkta kalmayı bekleme. *Her şeyin ihtiyaçtan fazlası yüktür, derttir. *Rüzgâr senin için yön değiştirmez; sen yönünü değiştireceksin. *İnsanlar seni adam yerine koyuyorlarsa söylediklerin için değil, belki de söylemediklerin içindir. *Edebiyat, sadece edebiyatçılara bırakılmaması gereken önemli bir alandır. *Kolay, hele çok kolay değil; aksine en zor sözcüktür “Seni seviyorum.” Demek. Çünkü her deyişi diyene büyük bir sorumluluk yükler. *Önce gözünün önündekileri görmeye çalış, uzaktakilere sonra bakarsın. *Ekmeğini bölüşürsen, sana kalanı huzur içinde ve zevkle yersin. *”Fakirliği ortadan kaldıracağız.” Vaadiyle geldiler. Evet, sözlerini tuttular; ama sadece kendileri için… *Dünyayı talan edenlerden, canlılara merhamet ve saygı bekleme. *İhtiras gazdır, vicdan fren. *Palyaço seyircilerden isteyene yerini vermeye hazırdır, ama izlemeye değildir. *Gün gelir yaprak ağacından ayrılır ve yere düşer, ama bu ayrılıktan ötürü sitem etmez, yakınmaz. Gün gelecek sen de bu dünyadan ayrılacaksın; ayrılırken yaprağı örnek al. *Kafanın içindekileri boşaltmak kolaydır. Zor olan boşalan yere ne konulacağını bilmektir. *Yeter ki sen kukla olmayı kabul et; mutlaka seni oynatacak bir kuklacı çıkacaktır. *İnsanlar modayı takip ettikleri kadar çocuklarını izleselerdi, bugün her şey çok farklı olabilirdi. *Dini, din simsarlarının elinden kurtarmak görevi aydınlara düşer. (Yakında kitap olarak bastırmayı düşündüğüm Oruç Baba'dan Aforizmalar-2 ön çalışmasından alınmıştır.)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |