teskin et dimağa ruha işleyip
votkası şarabı fiskisi gibi
bakmayım ufuğa seni düşleyip
ne olur geliver eskisi gibi

gel de tek misali ecnebi gavur
yak beni tutuştur içimi kavur
boynuma kement et o saçı savur
vur bağrıma murçu keskisi gibi

geçir şu başıma sarıl şişeye
ki şahsım ömür boy al kan işeye
fırlatıp yapıştır karşı köşeye
sanki bir çamaşır askısı gibi

gözlerim açayım için de revir
parçala kadehi masayı devir
gövdeyi paçavra ve çula çevir
adeta mahalli baskısı gibi

hanem etme bezmi etme cemi ret
var faça bozumu hususu diret
sonra yeni baştan beni tamir et
hasarlı araçın kaskosu gibi

muzdarip sevgili yüreğim yasta
ediyor beni o gözlerin hasta
burnunun üzeri bir dilim pasta
misafir önünde fiskosu gibi..