Geçmiş ölmedi. Henüz geçmedi bile. -William Faulkner |
|
||||||||||
|
çocukluk tazeliğinden gelmiş düşlerimiz vardı aydınlığa doğru uzanan bekleyişlerin hırçınlığıydı senden bana benden sana uzanan.. ağaçlar anladı lisanımızı mevsimler anladı gülüp geçtiler.. sessiz gitmelere kalmış kalbimin kapısı kendi boşluğuna düştü çırılçıplak yitirilme şansını kaybetmemiş yarım yamalak vedalar çizdik. ince uzun kara yağız geceler değdi tenime uzaklığına uzattığım gözlerime dev gibi görünen gözyaşlarımı çoğalttım suya doymak nedir bilmeyen susuz karanlığına bıraktım aşk tablomuz son fırça darbesini öfkeyle aldı elimizden gel gizlice! aşk!! kendisini sorguluyor içim sıkılıyor, nefesim karamsarlık kokuyor günbatımı güneş yalın ayak kaçıyor burnumda eylül kokusu eğilmiş doğa boynu bükük kurban seni düşündükçe uzaklaşıyorum kendimden bir yanım yarım bir yanım deniz hırçınlığı kıyılarımda uzakların sesi! sabahın ilk saatlerinde yeniden çık yola; gözlerin düşmesin kaldırımlara akşam konaklaya dursun şehrimin üstüne sen gel! tebessümü yarım dudak ucuma kanatlarımıza değdi saçmalıklar yol dediğin böyle olmaz çukurlar doldurulmadan geçilmez ağlasam karaya vurur bakışlarım boğazımda bekleyişler balık kılçığı kadar acıyla batar.. kara topraklı mezarlık içimiz iyi kötü ne varsa mezar taşlarımızda kesilen yağmurlar hızlansın üstümüzde adın her taşımın üstünde parantez içinde kolay mı sandın balta girmemiş düşünce karanlıklarını aydınlığa kavusturmayı zaman! mayası bozuk mesafeye aldırış etmedi topla bütün benli yaşamını iki kaşımın arasında kurduğum köprüden hiçbirşey düşünmeden git! son sözün ağzında kalsın unutma ki; kalbine dipten badana çeksen de sükuta teslim olsan da ben senin çenenin yorgunluğundayım an be an; ben senin sustuğun noktadayım içim dar olsa da yeni yetme değil şiirlerim tadı tuzu hayattan sensizlikten yoksun payıma düşen hayalimdeki geçişlerin git başımdan desem kalemimi titrerip te geçersin açlıktan kudurmuş bir köpeğin ağzından fırlayıp kaçamayacak kadar kupkuru bir kemik parçası gibiyim yeniksin!! yenikliğin kadar çaresiz yenikliğim sert asi bir karanlığa gömüldü aşkın yüzü at imzanı ayrılığa besmele çekip yürüt endamını tükür avuçlarına yapış küreklerine geç kalmış sonun vur gitsin şah damarından paramparça dağılsın yolun açık olsun aşk!! sana bittiğim yerde paramparçayım bir denizim kaldı etrafımda süt liman SEVDA GENCER....... 04/09/2011.................
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © SEVDA GENCER, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |