"Usun ve deneyimin aksaçlılarınki gibi, ama yüreğin masum çocuklarınki gibi olsun." -Schiller |
|
||||||||||
|
şimdi yazan ben değilim ağzı köpüren zamanın sözcükleridir kalemin mürekkebine batan ya tutup eskiciye vermeli bu zamanı ya da; uçurtma yapmalı ipini göğe salmalı uzadıkça uzamalı üstünde geçmiş olsun notuyla tanrının hasta yatağına suskumun sırtında tümsek düşe kalka, güç bela oturuyor salaklığım canım çok yanıyor, hor görülen ayak seslerimi köpekler ısırdı aklı çelinmiş hiçliğimin elinde bir kitap ağlayarak okuyor kitabı sus diyorum sus!! ağlamadan oku budalayı yol ver aşk, yol ver gözüm! mümkünse uzaktan bakmak istiyorum dilimle yumruk attığım badem kafalılara.. ben adalet dedim onlar kefen ben insanlık dedim onlar azı dişlerini gösterdiler esmerliğime ağzımın içinde deviniyor polifonik küfürler sağımda solumda röntgenci hayaletler başımın üstünde mağrur bakışlı evren yüreğime serdiğim kırmızı halıdan politik adımlarla geçiyor hayvanlar.. kesin sesinizi!! bu yalnızlığın eseri benim ileri gidin çakallar, tilkiler, daha ileri! sesiniz soluğunuz yaklaşmasın kulağımdaki çekiçlerin dişlerine soğuktu hava soğuktu şiir! ben ona sarıldım o bana yabancılaştım sıcağa kedi ulaşamadığı ciğere pis dedi düşünde gördü üstünü örttü kara kefenle az önce, toprakla ilişkisini yalanladı solucan koşarak geçti yanımdan bir sıçanın çığlık atan kalbi, evlenmek istiyor beş gözlü arı gözlerinden ikisi oturmuş güllerin üstüne üçünü göndermiş ana kraliçenin mahkemesine.. aşk mıydı! iblisin kalbini heyecandan öldüren endamı güzel mevsimlere kırık not veren ardımda; yoksul zamanlarımı güldürmeye çalışan polyannanın kalbine bir bıçak gibi düşen ne vakit doğal afet görsem bir ordu insana benzetirim gece kara rujuyla dudaklarımı boyarken eklem bacaklıların gözlerinde üşür yüksek sadakat içimde eksik kalan ne varsa aklımda kalan soru işaretlerin çengeline asarım eyy acı!! senin kudretin yetmez beni dibe vurmaya, ne vakit ciğerimden bir parça kopar da, üstünü örtersem kara toprakla sözüm söz! diz çökeceğim önünde varsın insanlık kendi içinde tutuklu kalsın mümkünse uzaktan bakmak istiyorum karanlığın derin uykusuna yol ver aşk, yol ver yüreğim, dudaklarının arasında kalan ölü bir çiçektir bırak onu! düşsün, ait olduğu yere parçala yüreğinin örümcek ağlarını bak! tenin uyuşmuyor geceyle gündüze haydi!! bir şiir daha yaz üstat bilirsin soba gibidir yürek her kelime her sözcük odun ve çıra harlansın kalem ateş alsın ağırdan ağırdan öylesine deli bir aşktı şiirimin ceplerini delip te geçen Sevda Gencer
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © SEVDA GENCER, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |