Sen, sen yine sen. Sensizliğin kararttığı gönlüm acılar içinde. Belki sensizlikten kurtulmanın tek çaresi ölmek. Sensiz ölmek zor geliyor bana. Ölümü düşledim hep, seninle el ele. Gönül dolusu sevgilerle, seninle beraber ölmek.... Yaşamak güzel şey ama, seninle beraber olamadıktan sonra, yaşamak niye gerekli olsun ki. Sensiz yaşamaktansa ölmek tek kurtuluş olsa gerek.
     Ağlıyorum yine sensizliğime. Göz yaşlarım sicim, sicim. Göz yaşlarımı saklamak istiyorum kadehimle. Bir dikişte içiyorum içkimin tümünü. Genizim, içim yanıyor cayır cayır.Etrafımda sarhoş olmuşların neşeli, şen kahkahaları. Onların sevip te kavuşamadıkları birileri yok mu acaba. Terkedilmişliğin acısını hiç tatmamışlar mı. Bende göz yaşı, onlarda kahkahalar dolu dolu. Hıçkırıklarım boğazımda düğümleniyor. Öylesine ağlamak istiyorum ki. Hem de hıçkıra, hıçkıra.
     Meyhanenin kapanış saati geldi yine. Hesabı ödeyip çıktım meyhaneden. Ayaklarım yine beni, seni doyasıya öptüğüm o kuytu yerlere sürüklüyor. Kumlara bata çıka ilerliyorum sahilde. Karanlıklara kaçıyorum hayalinle baş başa kalabilmek için. Kayalıklara ulaştığımda, çöküyorum bir kayanın dibine, sırtımı dayıyorum bir kayaya. Ayaklarımı uzatıyorum kumlara ve seni düşünüyorum
     Bir bankta oturuyorduk yan yana. Karanlık , aşkımızı tüm gözlerden gizlercesine çökmüş üstümüze. Bir kedi uysallığıyla başını dayamıştın göğsüme. Saçlarını okşuyordum. Dudaklarımı gezdiriyordum yumuşak saçlarının üstünde. Kolumu ensenden dolayarak elimi çenene getirdim. Gözlerini diktin gözlerimin içine. Eğilip dudaklarımı, dudaklarına kilitledim. Soluğumuz tükenene dek öpüştük. Öpüşmemizin hiç bitmemesini istiyorduk. Derin bir nefes aldıktan sonra yine birleşti dudaklarımız. İkimizin de kalbi yerinden fırlayacakmış gibi atıyordu. Heyecandan ikimiz de ölebilirdik. Keşke ölseydik. Ayrılığın acısını tatmamış olurduk böylece.
     Dudaklarım takılı kaldı, hayalimdeki dudaklarına. Öptüm, öptüm doyasıya. Soluk almak için öpmeye ara verdiğimde, yeter, yeter artık kanatacaksın dudaklarımı diye inliyordun. Eteklerini sıyırıyorum yukarıya. Bacaklarını diz kapaklarını okşuyorum. Elimi itip eteklerini aşağıya indirmek istediğinde yuvarlanıyoruz gecenin serinlettiği kumların üstüne. Dudaklarım gerdanında, kulak memelerinde, omuz başlarında. Yapma, yapma diye inliyorsun. Kendimizden geçiyoruz saatlerce. Zamanın durmasını istiyoruz. Bedenlerimiz biri birine kenetlenmiş, sonsuza dek öylece kalmayı arzuluyoruz ikimizde.
     Bir düğünde dans ediyoruz kendimizden geçercesine. Ne kadar da yakışıyorlar biri birlerine diye sesler geliyor kulaklarımıza. Göz kırpıyoruz biri birimize. Mutluluktan uçuyoruz.
Bir yazlık sinemanın locasında sarmaş dolaş olmuşuz yine. Şişt bak , bak seninkiler yine orada diyen tanıdık sesler geliyor kulaklarımıza. Kimi sevecen, kimi hasetlikten çatlarcasına. Daha sıkı sarılıyoruz biri birimize. İyi günler an gibi gelip geçti. Ben acılarımla baş başayım. Sense bir başkasının koynunda, mutlusundur da.
     Nasıl da bu kadar tez unuttun her şeyi. Unutmak çok mu kolay. Bir dünya yıkılır, yerine yeni bir dünya kurulur derler, hem de umutlarla dolu. Seninki de öyle mi oldu. Yoksa bana olan sevgin yalan mıydı. Dün eşinin kolunda çok mutlu gördüm seni. Beni gördüğünde nispet yapar gibi gülücükler yağdırdın eşine. Sanma ki yıkıldım. Seni kaybetmek yüzünden çektiğim acılara yandım. Unutacağım seni. Ben de senin gibi bir başkasında bulacağım mutluluğu. O zaman da sen kahrolacaksın.
     Beni terk ettiğinde her şeyin bittiğini zannetmiştim. Ölümü bile arar olmuştum. Dün her şeyi değiştirdi. Yeni bir dünya için gönlümün ustasını hemen aramaya başlayacağım.

                                             Özcan NEVRES