..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Her devrim yokolup gidiyor ve peşinden yalnızca yeni bir bürokrasinin artıklarını bırakıyor. -Kafka
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Günlük Olaylar > özer özer




14 Kasım 2013
Bombok  
özer özer
günlük alaverede gökkuşağını görmek


:AJJJ:
Her bokun tadına bir bakalım diye, hep durduk, her durakta. Ve indiğimiz her durakta, otobüste bıraktıklarımızda kaldı aklımız, keza bi bok da anlamadık yediğimiz boktan. Mutlumuyuz? Bilmiyoruz. Çünkü biz o kapıda lütfen bi götüm ilerlemeyenlerdik tüm üzerine vazifesiz ortayaş üstü çağrılara rağmen. Bir elimiz o stop düğmesine dokunmazsa darlanırdık, yol tutardı bizi. Ya özgürdük, ya meraklı, yada sadece aptal. Her tabelada tereddüt etmeden indik, çünkü sıkılyorduk, her mahallesinde yaşımızın; “işte” dedik, muhteşem bir yer olmalı bu durak. Olmalı. Olmalı. Olmadı. Hiç muhteşem olmadı. Çirkin oldu, yalnız oldu, sıcak veya soğuk oldu, şişman olduğu da oldu, karanlık olduğu da. Bazen güzel oldu, bazen güzel koktu, bazen çok ama çok uygundu bütün koşullar ama hiç muhteşem olmadı. Hiç rastlamadık biz hayal ettiğimiz o “muhteşem”liğe. Çünkü her durakta yeni bir renk gördük biz. Evimizde siyahı, yurdumuzda maviyi sevdik. Evimizden en uzakta, sarıya aşık olduk, aradaki duraklarda bordosu da var, yeşili de. Ve şimdi, hangi durakta insek, aklımız hep o safi renklerde. “Tamam, aklım almaz bir turuncusun ey güzel şey, ama pemben de soluk, kızılında”. Artık biz, artık biz bir gök kuşağının peşinden gidiyoruz sanırım. Sevmesi koyu gri, yokluğu soğuk mavi, varlığı ağır yeşil, gözbebekleri tehlikeli siyah bir kadınla; gecesi sıcak sarı, insanı silik kahve, ışığı parlak beyaz bir şehirde oturup, kırmızıya uzanmak. Her gördüğümüz yerde ona doğru koşuyoruz. Çok uzakta olması sorun değil, gerçek olup olmaması da. Çünkü biz biliyoruz, kızıl olmadan mavinin, yeşil olmadan sarının değeri sanki hiç. Ve beyaz olmadan, hiçbirşeyin önemi yok. Ben, kendim, arıyoruz.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Seni Seviyorum Yulia

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Varşova'nın Bağları [Öykü]


özer özer kimdir?




yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © özer özer, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.