Yazar yazı yazmayı başka insanlara göre daha zor yapan insandır. -Thomas Mann |
|
||||||||||
|
Eşitlikçi ilkel topluluk>Katmanlı uygar toplum Bir topluluk nasıl katmanlı bir (uygar) topluma dönüşür? Katmanlı yani sınıflara ayrılmış; toplumu oluşturan insanlar arasında farklılaşma ve ayrım (kategorizasyon) olmuş. Bunu sağlayan nedir? Katmanlı bir toplum, eşitlikçi bir toplum mudur? Hiç şüphesiz toplumu katmanlaştırıp, alt ve üst tabakalara ayıran 'Parma’dır. Bir kısmın zenginleşirken, bir kısmın da fakirleşmesidir. Daha fazla paraya sahip olan/kazanan ve onu kullanan üst tabakayı oluştururken; paraya sahip olmayan/az kazanan ve üst tabaka tarafından kullanılan/sömürülen kısım da alt tabakayı oluşturmaktadır. Öyleyse, tabakaların/sınıfların oluştuğu, dolayısıyla sömüren ve sömürülenlerin olduğu bir toplum "uygar" ya da "modern" olarak tanımlanabilir mi? Ya da eşitlikçi? Gelir dağılımının eşit olmadığı ve iki sınıf arasında uçurumların olduğu bir toplum nasıl "eşit" olabilir? Üst tabaka 'paranın sağladığı bütün getirileri yasarken (rahatlık ve kolaylık); alt tabaka da 'parasızlığın' getirdiği bütün eşitsizlikleri yaşayacaktır. "Bilim, teknoloji, sağlık ve adalet sermayeye hizmet eder." Paran varsa özel hastanelere gidersin, özel doktorların olur; pahalı avukatların olur; hiç olmadı gerekli yerlere gerekli ödemeleri yapabilirsin; teknolojinin en son ürünlerini takip edersin vs. vs. vs. Bu ayrım bugün en net şekilde tüplü TV ve LCD TV kullanımında görülmektedir. Tüplü TV almaya kalktığınızda, bugün için artık piyasada çok az satıldığını göreceksiniz; hatta bazı yerlerde bulamayacaksınız ve hatta satıcının "Tüplü TV mi kaldı artık!" dediğini duyacaksınız. Ama bu durum tüplü TV’nin hala LCD TV'nin üçte biri fiyatında olduğu gerçeğini değiştirmiyor (en ucuz LCD TV'nin fiyatı en iyi durumda 900 TL'den başlıyor; tüplü bir TV ise 250-300 TL.). Bu da yaşantımızın alt tabakaya göre değil, üst tabakaya göre şekillendirildiğini gösteriyor. Bunca eşitsizliğe rağmen, günümüz toplumu modern/uygar toplum olarak adlandırılırken; "eşitlikçi" olarak tanımlanan topluluklar 'ilkel' olarak adlandırılıyor. 'İlkel' olarak tanımlanan 'eşitlikçi' toplulukların böyle olmasının sebebi de öyleyse, bünyelerinde 'para' ve bunun sonucu oluşan 'ticaret' kavramlarını barındırmamalarıdır. Çünkü ilkel topluluklar 'mülkiyetlime' üzerine kurulu ticaretle değil, ortak ve eşit paylaşımla hayatlarını devam ettirirler. Ticaret ve alışveriş, para kavramının olmadığı ve paylaşıma dayalı ilkel topluluklarda yeri olmayan bir durumdur. Bu nedenle ilkel topluluklar çıkarcı değil, yardımlaşmacı ve paylaşımcı bir durum içindedirler; ancak bu işbirliği modern toplumlarda para karşılığı (ticaret) ve belli bir çıkar gözetilerek (ki bu da kârdır) yerine getirilmektedir. "İnsan, ihtiyaçlarını gidermek için öteki insanlarla işbirliği yapmak zorundadır." Ancak bu işbirliğinin bir ticarete dönüşmesi modern ve kapitalist toplumlarda gerçekleşmektedir ve böylece insanlar ihtiyaçlarını sahip oldukları para kadar karşılayabilmekte veya karşılayamamaktadırlar; bu da katmanlı 'modern' toplumların günümüze hediyesidir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Baki Demirtaş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |