AH….!

Uzuyor Gölgeler
Uzuyor anlamsızca
Hatırlatıyor yalnız bir ömrü
Çayır kuşları etrafımızda fırrr…!
Sen de içtinmi
Ömürden/ilklerden
İhanetten/Sondan
Esmer Ölümlerden…
Sarı pencerelerden…!
…
Şimdi Hisara çıkmalı
Ağustos böcekleri serenat verirken
Bahar ayaklarımıza değmişse
Nevruzda…
Evini seyretmeli
Gece saçlı Fettan güzelin…
Şimdi,ah şimdi…!
Burunlarımız aynı olmalı
Derdin kokusu aynı…
…..
Çamlıcaya gitmeli
Yüreğimiz acı
Ağzımız sus dolu iken..
Türküler söylemeli
Karşılıklı;
-Ah Çirkin Çocuk?
‘’Kime Kin ettinde ;Giydin Alları’’
İnadına
Yada; niye inadına olsunki
Aşkına,illa…!
-Ah Besima Ah…:
‘’Sen gül kokla, Ben Seni’’
Mavi gökyüzünde ağılmamış bulut
Zamanda düşer payımıza
Sessizlik Sen;Yangın Ben…
Terinde anlam kazanır
Gözlerle sevişmelerimiz…
……..
Geçtiğin yollar daracık
Çıkmaz küçe/ilk öpüşmelerimiz
Mezata düşmüşüm
Bedelim heçe…/esmerliği beş geçe..
Ah Esmer karamel…
Ah Ölüm çiçeğim..!
Sana sırlarımı vermeli
Şimdi;/Ah Besima Ah…!
Sen güllerden daha güzel kokmalısın
Ben Ölmeliyim dudaklarında…
Beni anlaman yüzyıllar sürebilir
Kime kalacak şiir;
Kader demeli korkaklığa…
Hemen ölmeliyim
Ter kokunda,Koynunda…
Bunu istemek ayıp,imkansız
Susamın olmalıyım Çöreğinde…
Tarçını boşvermeli
Kayıp bir mektup kalmalıyım yadında….
Dilimizde hep aynı türkü olmalı
‘’Sizin sevdanıza düştüm düşeli
Yanıyor yüreğim Kor gibi ,Gibi….!!’’
Eylülde kaybedenler anısına
Eylülde tükenenler anısına…!
-Ah çirkin Çocuk…
-Ah BeSima….!
Bir ah…ömürlük Eyvah…!



EYLÜL 1991/Kütahya