Paul'un Peter hakkında söyledikleri, Peter'den çok Paul'u tanımamızı sağlar -Spinoza |
|
||||||||||
|
Açıklayayım. Bu olay, 1995 yıllarında demokrasinin öncüsü olan Almanya’da gündeme geldiğinde, ceza evlerinde mahkûmlara sorulup gizli bir anket çalışması yapıldı. Bu oylama sonucunda, mahkûmların %95’ i büyük bir aralıkla bu işe hayır dedi. Olayı gözünüzde bir canlandırın. Mekân hazır ve başrol oyuncuların senarist, rejisör ve diğer ekip elemanları tarafından teşrif etmeleri sağlanır. Rejisör (gardiyanlar) düşünür: Edep temizliğini yaptı mı acaba? Bu tabii ki iki taraflı düşünülür çünkü dışarıdan gelen figüranın oynayacağı rol de bilinmektedir. Kaç ay oldu oğlum senin bu dizide rol almayışın, ha? İnşallah unutmamışsındır eski oyunculuğunu. Odaya girer girmez azgın danalar gibi figürana hemen tekme, tokat girme, ha! Önce yavaş, yavaş döv, anlıyor musun? Hani figüran dayağa önce bir alışsın ondan sonra yüklenirsin üstüne, üstüne. Senarist: Bak, mekânı tam senaryoya göre ayarlayıp hazırladık. Hani ışıklandırmada falan bir şeyler ters gidecek olursa biz hemen kapının önündeyiz. Anlarsın ya! Rejisör: Bu sahnenin sessiz geçmesi gerektiğini bilirsin. Aynı zamanda sahneyi kiraya veren kişi bu işin bugün ve bir saat içinde bitirilmesini ister. Oyun yerinde olmazsa bir daha ki çekim hakkımız üç ay sonrasına kalır. Ama sen elini çabuk tutarsan bugün belki 2-3 seans birden çekebiliriz. Hadi bakim koçum, hadi bakim koçum. Bu çirkef konu üzerine daha neler yazsam azdır. Oyun sonrası kapıdan çıkıp giden ama dayak yemiş figüran’a ekip arkadaşların manalı, manalı bakmaları (İyi benzetmiş seni yani. İnsan hiç olmazsa eli, yüzündeki kanları bir yıkayıp siler, yahu!). Dayak atan başrol oyuncusuna ise sırada bekleyen diğer taliplilerin, nasıl geçti çekimin? diye manalı, manalı bakmaları vs. Hayaları şişiyor zannettiğiniz mahkûmlara ilişki değil, onların sevdikleri ve saydıkları insanlar ile insanca ziyaretlerini geçirebilecek ortamlar gereklidir. Bu ortamları hemen filim çekme sahnesine benzetmeyin lütfen. Bir mahkûm, eşinin elini rahatça tutup sohbet etmek ister. Bir mahkûm, çocuklarını kucağına alıp onlarla boğuşarak oynamak ister. Bir mahkûm, ailecek oturup yemek hazırlamak ve hep beraber – altı ayda bir de olsa - bir sofrada oturarak yemek ister. Bir mahkûm, annesinin evde hazırlayıp getirdiği yemekleri sadece beton blokları üzerinde değil, çimler üzerinde oturarak tatmak ister. Bir mahkûm, en özel sayılan mektuplarının başkaları tarafından okunmamasını ister. Bir mahkûm, gardiyanlar tarafından insan gibi muamele görmek ister. Böyle olmasaydı hiç kimse yatak odaların perdelerini kapatmazdı, anlıyor musunuz? Yıllardır yatmış ve hâlâ yatmakta olan (5 ila 30 sene arası) mahkûmlar tanırım. Bunların çok büyük bir kısmı o çekim odalarına gidip sahne almazdı ve hiçbir zamanda almayacaklardır. Mahrem görüşü denen olay, ancak mahkûmları küçük düşürüp rencide etmeye yarar. Tabii diğer taraftan bu tongaya düşen sapık oyuncularda çıkacaktır. İşte bunlarda ancak senarist ve rejisörün işlerine geldiği gibi oynatabilecekleri aktör olurlar ancak. Çünkü yönetmenler, bu aktörleri sahne arkası istedikleri gibi yönlendirip kullanacaklardır. “Bak, aktör! Şunu şöyle yapmazsan böyle olur, bu iş şöyle olmazsa bir daha seni çekim odasına falan almayız. Ne kadar ekmek, o kadar kölelik sizin anlayacağınız. Bu arada; çekim odasına gidip de figüranı karnı şişinceye kadar dövenleri de gördüm. Bu şişkinlikler dokuz aydan önce inmiyor ama sonucunda ortaya çıkan tümör tam bir travmaya dönüşüyor. Mahrem görüşmesi diye ortaya çıkanlar acaba bu travmanın etkisini düşünüp anlayabilirler mi?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mehmet Ali Özler, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |