..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyada insandan çok aptal var. -Heinrich Heine
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk > Gamze SU




17 Haziran 2012
Baba Demek Can Demek  
Gamze SU
o benim babamdı, canımdı.


:BJCF:
Fırtınalı bir kasım sabahı tutmuş annemin doğum sancıları… Gelibolu Hastanesi’nin henüz gelişmediği, tozun toprağa karıştığı zamanlar, tam 21 yıl öncesi. Annemin doğum sancılarının artmasıyla birlikte babamda taksiyi çağırmış, yetiştir bizi gemiye diyerek. Gemiye binilecek oradan Lâpseki’ye daha sonra Çanakkale’ye varılacaktı istikamet bu yöndeydi tam 21 yıl önce. Normal bir zamanda uzun gelmeyecek bu yol o gün babam için hayatının en uzun günü oldu; geminin kaptanı annemi görünce kalkmış haldeki gemiyi iskeleye yanaştırarak annemi aldı ve yoluna öyle devam etti. Babamın hayatının en uzun günü de o an başladı. Evliliklerinin başından itibaren hayalini kurdukları çocuklarına kavuşmak için kalan sayılı dakikalar.. öylesine uzun, öylesine şaşkın, öylesine mutlu, öylesine endişeliydi ki… Refakatçi alınmayan hastane koridorlarında babam uzun saatler bekledi, bekledi. Sonra müjdeli haberi veren hemşireyle birlikte bir buket çiçek almış halde odamıza geldi, küçük gamzeli kızını gördü ve adımı daha o an koydu: Gamze
Babam için geçmek bilmeyen saatler nihayetinde benim kucağına verilmem ile mutlu sona dönüştü; babam artık benim babam olmuştu, gün ışığı gibi doğduğum hayatına tam 21 yıldır ortak olmaya devam ediyorum. 21 yıl önce beni bir bebekken kucağına alan acemi bir babayken, şimdi ise üniversite mezuniyetimi gururla bekleyen bir baba o. Zaman öylesine hızlı aktı ki ben babamın elinden tutup onunla koşup oynayana kadar anneannelerimizin babaannelerimizin dediği “gelinlik kız” oldum.
Babamı yıllar boyunca bizim için çalışırken gördüm hep, sabahları erken çıkar eve geç gelirdi. Kimi zaman çok yorgun olurdu, kimi zaman canı sıkkın. İşte öylesi anlarda anlardık ki babamı üzen bir şeyler olmuş çalıştığı yerde, onu üzen neyse bizde üzülürdük en az onun kadar. Nasıl üzülmem o benim babam! O benim kahramanım! O benim ilk aşkım! O benim hayatımda yanıma eş olarak seçeceğim adamın benzemesini istediğim yegâne insan, tek insan.
İlk kez denize onun omuzlarında girdiğimde üç yaşındaydım. Korkak, çelimsiz sarışın bir kız çocuğu. Başka bir çocuğun kolaylıkla dövebileceği o küçük kız babasının omuzlarında dünyayı fetheden bir sultan olurdu, babam var ya diğerleri kime neymiş! İlkokul birinci sınıfa başlarken dökülen dişlerimle ben babamın elinde yürürdüm okul bahçesine, bir yanımda annem. Babam öyle bir adamdı ki ben hiç hatırlamam okuldaki yapılan kutlamaları kaçırdığını, geçte olsa hep gelirdi beni izlemeye.
Yıllar geçti küçük kızı yanından ayrılmak için yola çıktı, üç kişilik aile Ankara yollarına düştü. Küçük kızları üniversiteyi kazanmıştı ve yanlarından ayrılıyordu. Artık tek başına bir bireye dönüşecekti. Hiç istemedi babam küçük kızının yanından ayrılmasını, nasıl istesin küçük kızıydım ben onun… İlk kez ağladığını gördüm babamın, 18 yaşında küçük kızını Ankara’da tek başına bırakırken. İlk kez böylesine üzüldüğünü gördüm babamın ben, küçük kızına veda ederken dayanamayıp, gözlerinde süzülen yaşlarla.
Ben babamın küçük, çelimsiz kızı, şimdi ondan kilometrelerce uzakta bu satırları yazıyorum. Babalar Günü’nde onun yanında dizinin dibinde olup, saçlarımı okşadığı o günlerin gelmesini sabırsızlıkla bekliyorum. Çünkü baba demek can demek, baba demek aşk demek, baba demek fedakârlık demek. Tüm fedakar babalarımızın babalar günü kutlu olsun, sevgiyle kalın…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sevgi ve aşk kümesinde bulunan diğer yazıları...
Babaannem
Aşk ile Mantık
Sevgi Dediğimiz Şey
Aşkın Araf Zamanı
Hayat Ortağımız

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir Göç Var Rumeli'den

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bazen [Şiir]


Gamze SU kimdir?

denizin mis gibi kokusunu içine çekmeyi vazife edinmişken kendine kalk çocuk büyüdün denildiği gerçek hayata adım uydurmak için çorak topraklara gelmiş, bir üniversitede dikiş tutturmuş yaşamaya çalışan kelebek kıpırtısıya gönlüne can veren bir genç kız.

Etkilendiği Yazarlar:
ayşe kulin, kafka, elif şafak, turgut uyar,nazım hikmet,cemal süreyya ve daha nicesi


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Gamze SU, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.