Fırtınalar insanın denizi sevmesine engel olamaz. -Maurois |
|
||||||||||
|
1.Bölüm Ani bir inilti ile derin uykusundan kalkı.Gözleri ve bedeni sersemleşmişti.Hafif aralıklarla odanın tavanında asılı bulunan küçük ampülden süzülen sarı ışık süzmesi gözlerini kamaştırıp uyunmasına engel oluyor herşeyi bulanık gösteriyordu.Kafasının üzerinde sürekli ona birşeyler söyleyen,dürten karamsı dev gölge onu kolundan tutuğu gibi yataktan bir hamle ile kaldırdı. -Kalk lan Tanımadığı bu dev gölge ona hakaretler savuruyor tartaklıyordu.Gözlerini odanın içinde gezdirdi.Oda bir kaç saat önce,annesinin saatlerce uğraşıp temizlediği ve herşeyin derlitoplu olduğu oda bir kaç dakika içersinde yerlebir olmuştu. Odanın içersinde yüzleri kapalı bazıları sivil bazıları ise askeri elbiseli ve ellerinde silahlar olan sağa sola küfürler ve tehtidler savuran karamsı gölgeler vardı.Yüzlerindeki maske ve maskenin içindeki yüz dev cüsseleri ile odanın sarımsı ışığı altında gölgeleri duvara çarpıp korku salıyorlardı. -Aram senmisin? Aram 15 yaşında zayıf orta boylu gür ve siyah saçlı gözleri açık kahverengi cesur,inatçı esmer bir çocuk. Ağzında salyaları akan bu dev iri cüsseli yüzü kapalı karanlık gölge bu soruyu ona yöneltmişti.Artık herşeyi daha rahat görebiliyor ve duyabiliyordu.Ama gördüğü bu ev orda doğup yaşadığı,hissettiği bazen ağladığı bazende güldüğü sıcak,taze, mayası çatlamamış yer olamazdı.Herşey nasıl olurda dakikalar içinde değişebilirdi!Bukadarmı kolaydı herşeyi bozmak ve dağıtmak.Daha bundan bir kaç saat önce annesi,babası,kardeşleri ile birlikte oturup sıcak duygularını paylaştığı ve halen bile soğumayan muhabetleri nasıl olurdu yerlebir ediliyordu.Kimdi bunlar hangi cüretle evlerine gelip herşeyi darmadağın edip küfürler savuruyorlardı.Aram derin bir soluk alıp titrek sesi ve öfke dolu bakışı ile cevap verdi. -Evet benim -Demek sensin Aram. İri cüsseli uzun boylu bu dev karamsı gölge arkadaşlarına bakarak ve sinsice sırıtarak. -Demek meşhur Aram sensin.Gençleri örgütleyip eyleme götüren,Devletin kollup kuvvetlerine taş ve molotof atan zeki çocuk sensin.Seni piç ermeni dölü. Karamsı gölge konuşurken yanındaki adamlar cehennem bekçiliği yapan zebaniler gibi gülüşüyorlardı.Komutanları adamlarına sağ elini kaldırarak sert bir ifade ile emir verdi -Çabuk kelepçeleyin ve götürün. Aram annesine derin derin baktı.Annesi göz altındaki kırışıkları gözyaşı ile doldurmuştu.Odadaki sarımsı ışık gözyaşı ile bütünleşip kristalımsı görünüm verip parlatıyordu.Ve gözyaşları kiprik altında süzülerek yere çarpıp parçalanıyordu ve her bir parçası toprağa düşen cemre gibi yayılıyordu etrafa. Odada bulunan Aram’ın küçük kardeşleri anlamsız ve korku bakışları ile ağlaşıyorlardı.Ağlamaları odanın duvarlarına çarpıp gecenin karanlığa süzülüp yankılanıyordu. Elleri arkadan kelepçe ile bağlı evin açık olan kapının ardından çıkardılar onu.Saat sabahın 5’i olmasından dolayı karanlık hakimdi yeryüzüne.Aylardan Nisandı hava ayazdı.Dışarıda rüzgarın uğultulu sesi evlerin duvarına çarpıp geçiyor karanlığın sesizliğini tiz sesi ile kesiyordu.Yıldızlar solğun yüzlerini gösteriyordu.Dışarıda karanlık gölgeli adamların arabaları vardı.Her sokak başında yüzleri maskeli ellerinde ölüm oyuncağı gölgeli adamlar. Hızlı adımlarla siyah ve gri renke çalan tıransit arabanın açık olan kapısından içeri soktular.Aram etrafına baktı arabanın camları siyah folyo ile kapatılmıştı.İçeride sadece 4 koltuk vardı arabanın arka kısmı boşatılmış çıplak bırakılmıştı.Arabın içi sigara ve alkol kokuyordu insanın genzini yakıyordu. Onunla birlikte içeri giren dev cüsseli adam gözlerini bağlayıp kolunda tuttuğu gibi arabanın arka kısmına attı.İtilmenin şiddeti ile yere yığılan Aram canının yandığı hissetti ve ayaklarını bağdaş kurup olduğu yerde oturdu.Onunla birlikte dev cüsseli adamlarda arabaya bindiler ve şöföre gitmesini emrettiler. Aram bilinmeziğe doğru gidiyordu,Arabanın hareket etmesi ile kalp atışlarının sesini çok net duyabiliyordu.Arabının içi soğuktu ama yüzünde soğuk terler boşalmaya başlamıştı.Kimdi bu adamlar neden onu almışlardı.Bugüne kadar kimsenin canını acıtmamış,hırsızlık yapıp emeğe saygısızlık etmemişti.Aksine yardım sefer bir lokma dair ekmeği olsa paylaşmasını bilen ve emeğe saygı duyan bir insandı. Aram’ın kafasında binbir cevaplanmayan soruların yerine tekrar sorulara bırakıyordu.Anlam veremediği bu yolculuğun neden başladığını kendine sorup duruyordu. Aram’ın kulaklarına annesinin feryadı bir rüzgarın uğultusu gibi ardısıra geldi.kafasını kaldırıp folyo ile kaptılmış camdan dışarı bakmak istedi,ama gözlerini kapatan siyah bez parçası yaşamı karartmıştı.karanlığın ardında duyulan feryat ise annesinindi.Annesinin feryadı gecenin intihar karanlığını yırtıp geçiyordu.Yıldızlar kara bulutların arkasına gizlenmiş artık göz kırpmıyorlardı. Arabanın belirsizliğe doğru gidişi ile Aram’ın annesinin sesi bir tiz sesine dönüşmüş yavaş yavaş kendi içinde boğulup kayboluyordu.Annesinin sesi duyulmuyordu artık Aram’ın kirpiklerinin arasındaki gözlerde sessiz ve yalnızlığın yaşları dökülüyordu.Vedalaşmaların anne ile oğul arasında geçen karamsı gri bir yol olup akıyordu yüreğe. Devamı Gelecek... Serdar ÖZDEMİR 29/05/2012 Saat:22:35
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © serdar özdemir, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |