Heva ve
heves iyi okunmalı
Ruhtan tebarüz eden en
nadide hasletler kalbi dokumalı



Akıl
ve irade sahibi
bir lahza olsun haktan
uzaklaşmamalı, meşkiyle yol almalı



Sevdasına
ram olan hicran
gönülde sürura gark olup,
ihsanıyla fark-ı irfanı kuşanmalı



Divan ki
elpençe durulur
Kalp nazargah kılınmadıkça
nisyanıyla vicdanın burkulur



Kul
olmak için niçin
muhakemeye ihtiyac duyulur,
akıl ve idrak hidayetle aydınlanır



İnsan
acziyetiyle azminde
karar kılmalıdır, bet ve bereket
halis niyetin samimiyetinde aranır



Gel görkü
viranedir bu hal
Ömür hasredilirken, zafiyet
iradeye hükmederken, edep sanki lal



Düşünmek,
dövünmek, yeis içine düşmek,
keşkelere bürünmek adeta izmihlal



Hak yanımda,
ve fakat hakikat farkı
demekki çok uzaklarda,
izan daralınca kalımıyor bir hal



Sual etmeli,
yamalık gerekli
Masiva adına ne kadar
çırpınsam nefsim esir ediyor demek ki



Mutfak
giderleri çıldırmış sanki,
heves ve heva rakip tanımıyor,
eşkaline nedemeli



Göçüp giden
mefkureler, tefekkür ettiren onca
faziletler bu sefil halimi görünce kaçıyor sanki



Ney
nekadar yalın bir saz
Her nefeste aşikardır niyaz,
meftun eden ne müşfik haz



Ey kari
kınama bu halimi,
efkar serdeten melalimi, içimi
titreten metruk ve mecnun mecalimi



Neden
sual ederim, çıldırtan
hevesten hazzetmez geçerim,
sessizce edebin haline rucu ederim





Mustafa CİLASUN