Bir takım şeyler görürsünüz ve "Niye?" diye sorarsınız. Ben ise bir takım şeyler düşlerim ve "Niye olmasın?" diye sorarım. -George Bernard Shaw |
|
||||||||||
|
"Ya ataları bir şey bilmiyor ve hidayete ermiyor idilerse?.." İslâm için en büyük tehlikelerden biri işte budur; Kur’an dışı gelenek. Din, gerçek kaynağı olan Kur’an’dan öğrenilir. Allah, insana Kur’an’ı okumasını, anlamasını, Kur’an ayetleri, evren ve kendisi üzerinde düşünmesini, inancını ve hayatını Kendi rızası üzerine kurmasını buyurur. Kur’an, cahiliye alışkanlıklarından vazgeçmesini isterken, birçok insan atasından dedesinden öğrendiği Kur’an dışı dini yaşamakta ısrarcıdır. "Dindarlık" kavramına yapılan itirazlar, en fazla da miras alınan bu dinin İslam olduğunun zannedilmesi nedeniyledir. Gerçek anlamda dindarlık, geleneklerle yaşanan tutuculuk ya da muhafazakârlık değil, Kur’an’daki gerçek dini yaşamaktır. İslam’ın özünü yaşamak, onu hayata geçirmektir. Kur’an ahlakını gereğince yaşamaya çalışan insan, Allah’ın namaz kılmak, oruç tutmak gibi emirleri kadar diğer bütün ayetlerine uymaya gayret eder. Kur’an’ın her emri farzdır, haktır. Kur’an ahlakı, insanı bozgunculuk çıkarmaktan engeller. Kur’an’da, "…Allah’ın verdiği rızıktan yiyin, için ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın. " (Bakara Suresi, 60) buyrulurken, samimi bir mümin, yaşadığı toplumda fitne ve fesat çıkarmak bir yana, bunu aklından bile geçirmez. Kur’an ahlakını yaşayan insan için itaat önemli bir ahlak özelliğidir. Allah’ın emri gereği itaat eden kişilerden oluşan bir toplum, devlete itaati de en yüksek düzeyde yaşar. Yakınları, anne babası hatta kendisi aleyhine bile olsa Allah’ın emrettiği gibi adaletle davranan, çevresindeki insanlara merhamet eden, yoksullara ihtiyacından artakalanı veren insan gerçek anlamda dindardır. Ve bu kişiden insanlığa zarar değil, yarar gelir. Karışıklık çıkarmaktan şiddetle kaçınan, Kur’an ahlakına uygun olarak hoşgörülü ve uzlaştırıcı davranışlar sergileyen insandan korkan kişinin kendisini gözden geçirmesi gerekir. İnsanların, Kur’an’ın tarif ettiği gerçek dindar modelini örnek alması, yaşaması ve Kur’an ahlakının yaygınlaşması hem toplumda hem dünyada huzur ve barış demektir. Kur’an ahlakının yeryüzü hakimiyeti, barış ve huzurun hakimiyeti demektir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |