Düşgücü güzelliği, adaleti, mutluluğu yaratır. -Pascal |
|
||||||||||
|
“Yaz/ Sil”in bol olsun bundan böyle! Titriyorsam geçtiğin her cümlede, içimin en büyük inkılâbı adın ise, zamanı katledebiliyorsam uğruna, yalnızlığın gönüllü alıcısı oluyorsam, canımdan düşüyorsa sana yazılan her satır katre katre… Nefesin ruhuma karışmış ve sen toprağıma düşmüşsün “pek ağır” . Böyleceyken bendeki ahval, söylesene bana, aşkın mı zamanı yoktu sana, senin mi zamanın yoktu aşka, yoksa zamansızlık mıydı adın? “Ben çok güzel âşık olurum” demişti adam. “Ben de çok güzel unutulurum” demişti kadın. Doğuştan hazırlıklıyız aşka, fakat her dem hazırlıksız ayrılığın erken sızısı. Derin bıçak yarası gibi severken öyle kolay değildir görünmez olmak. Eğer görünmez oluyorsam aşka ve sana, kocaman bir anlamı olmalı bunun. Ve bırakabiliyorsam izbe bir köşeye, avucumda sımsıkı tuttuğum sesini, sancı veren nedenlerim olmalı, acıtan, sızlatan nedenlerim… Ben sana denizdim uçsuz bucaksız, sen derelerden bahsettin övgüyle. Ben sana ummandım kızılca, bin dereden mavi getirdin koynuma., “Benimle yağmurda ıslanır mısın?” diye sormuştu adam. “Yağmurdan özür dilerim ama, asıl avuçların, bereket çeşmesi” demişti kadın. Mevsimleri birlikte değişebiliriz. Ama gördük ki mevsimler bizi değişemez. Ben sana denizdim, dalga ve rüzgârın taşıdığı. Sen eteğindeki taşları silkeledin üzerime. Gördü bunu tarih, biledi keskin dişlerini. Meydan okusaydık keşke çağlara… Ama ben sensiz de beslerim göğsümün kuytusundaki seni. Var ya da yoksun ne çıkar, çaresizliği doğuyorsa şayet gökyüzü. Gökyüzü ile toprak arasına asıyorum bizi, rüzgâr kurutsun diye ıslaklıklarımızı. Kırmızıyı sevene ne ateşe dokunmak, ne de hazandan geçmek zor gelir. Bir tek unutulmak saplanır sinesine, ölüm gibi. Nisyanda gömülür diri diri. Ve tartmaz terazim aklımı tutman gibi mi aklına takılıp, takılmamam. Zor gelmez uykumu uğruna dirhem dirhem bölmek. Gecenin kör karanlığında, sessiz ve sakin dikilir hüznün mabedi topraktan, arşa doğru. Bırak aynı sevişlerini bir kenara, sen bende apayrı sevildin, kıpkırmızı. Kifayetsiz kalacak bendeki aşkına inşa ettiğin her cümle. “Yap/ Boz”un bol olsun bundan böyle! /Nun/ Aralık
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Sinem Hazal Gün, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |