..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hala çevrende bulabileceğin güzellikleri bir düşün ve mutlu ol. -Anne Frank
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk > Sinem Hazal Gün




16 Kasım 2011
Öyle Diyorlar  
Sinem Hazal Gün
Ve ben de olağan sayıklama saatlerimdeyim, birazdan uçarım bir kuşun kanadında semaya. Oradan bir avuç güneş çalarım, ışıksız kalan her gecem için. Azcık hayat, bir dirhem de umut, bugünlük yeter, yarını yarın düşünürüz.


:AGDI:
Çıkmaz bir sokak şimdi hayat
Ve aramızda büyüyen bir özlem,
Gelme sakın
Gidişin kış/ kıyamet değilse şayet
Gitme sakın
Gelişinle yüreğim titreyecekse eğer

Uzun zaman oldu sana yazmayalı. Yine kirpiklerim iniyor bir bir siyahına. Ardından sevmeye çalışıyorum hayatı, uğraşıyorum .

Bugün ben,
Bugün hayat ,
Ve bugün inanç.
Daha bir karmaşık, daha bir anlamsız, daha bir zayıf. Diyorum ki bir kereye mahsus, sadece bugünlüğüne “dün” olsak.

Beni özlüyormuşsun sen de, öyle diyorlar.

Özlemin öfkeyi kefenleyeceğini sanırdım, yanıldım. Ah işte Kasım da geldi, artık sonbahar ıslağı cümlelerim. Gizlesem hasta ediyor bu ıslak cümleler, söylesem fayda etmiyor.

Bende, zamanı felç etti özlem de, sen de nasıl da kıpırtısız, uzak bakıyor. Görülmemiş bir suskunluk canımı okuyor inceden. Öyle bir suskunluk ki seninki, söküyor alfabemi harf harf. Şimdi ben, uzağında duran, sana ait, ayrılığa mahsus cümlelerimin izbesindeyim. İşte o cümleler içime yayılıyor ve aklımın o isyancı aşkına gücüm yetmiyor artık.

Bugün ben
Bugün hayat
Ve bugün inanç,
Daha bir kaybettik, daha bir yenildik, daha bir dağıldık. Her kaybettiğimde ayaklarımın dibinde bitiyor yokluğun. Ah olsaydın diyorum, olsaydın olmazdı bunlar.

İşte, bağrı taş yokluğun… O kadar yoksun ki, bazen bulutlarla göçtüğünü sanıyorum. Oysaki ben göğsünden silemediğin ölüm kalım savaşındım, bir zaman. Masalımsı geliyor şimdi, bir zamanlar rengarenk yağmış olmak.

Martı sesli gülüşlerim dikenli dudaklarıma dolanıyor şimdi. Seslensem, uçar mı gökte yine kuşlar? Ve dinmiş şenliklerim başlar mı tekrar kaldığı yerden? Ceplerim hala kız çocuğu hayallerimle dolu, bir bir atsam denize dalga sesinde buluşur muyuz yine ?

Biliyorum, gelmeyeceksin. Ve ben de olağan sayıklama saatlerimdeyim, birazdan uçarım bir kuşun kanadında semaya. Oradan bir avuç güneş çalarım, ışıksız kalan her gecem için. Azcık hayat, bir dirhem de umut, bugünlük yeter, yarını yarın düşünürüz.

Beni misafir ederken sema, belki üzülür o göçmen bulut, ya da halime acır omzunda gittiğin rüzgâr da bir iz, bir alamet fısıldar sessizliğe.

Biliyorum, gelmeyeceksin ve ben yine yalnız dolaşacağım eskinin bizli sokaklarını, adım adım.

“Herkes gibi yaşa sen de” diyordun. Oysa ben hep, şafak vakti durgun bir denize yağan yağmur gibi yaşamak istiyordum, sen hiç bilmiyordun, ben hep istiyordum.

Beni özlüyormuşsun sen de, öyle diyorlar…
Yokluğunun emzirdiği yalnızlığım büyüyor bak, gün be gün. Aklım şaşsa da çoktan vazgeçilmiş oluşuma, kalbim geçemiyor bir enkazın yanık izlerinden.

Sen de beni sormuşsun, öyle diyorlar.

Sadece üzgün demişler. Kefaretsiz acımdan, terlemiş ellerimde buruşan resimlerimizden bahsetmemişler. Bir de özlediğimden, çok özlediğimden…

Uzun upuzun bir sessizlik oldu.
Son kere ve geri dönmemecesine,
Pırıltılı, iri bir gözyaşı tanesi
Benim zavallı hikâyemi terk etti.

Nun



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sevgi ve aşk kümesinde bulunan diğer yazıları...
Şah Damarı - Günce
Zaman Yırtığı
Ateşbâz

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
"Seni Kıskanmak"


Sinem Hazal Gün kimdir?

Avuçlarımda kız çocuğu hayallerim, dudağımda dünde kalmış şarkılar. Harfler, kelimeler bir ağaçkurdu gibi oydu yaşamımı ve içimin boşalan yanında bir ses yankılandı "yaz" diye. Yazarlık ise kendi seçtiğiniz bir yalnızlığa adaylıkmış. Ve okundukça, içinizin yalnızlığı dirhem dirhem hayata döndü yönünü.

Etkilendiği Yazarlar:
Can Yücel, Nazım Hikmet, Orhan Pamuk, Ayşe Kulin, Nurullah Ataç ve daha niceleri...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Sinem Hazal Gün, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.