..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir şey yaşam kadar tatlı değildir. -Euripides
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Fuat Türker




3 Aralık 2011
Dünya Müminin Gönlünde Değil Elindedir  
Fuat Türker
Toplumda, Müslümanlar garibandır, eziktir, yoksuldur; parası olsa bile zevksizdir, giyinmeyi, eğlenmeyi bilmez, güzellikten, estetikten anlamaz gibi bir imaj var. Mümin her şeyin en güzelini elde ederek, bu görüşü yıkar. Bu inkarcılar için büyük öfke konusudur, müthiş azaptır. Çünkü müminlerin başarısı ve gücü onların çok ağırına gider, canlarını acıtır.


:AJIA:
İslam ancak "bir lokma bir hırka" anlayışıyla yaşanabilir gibi yanlış bir inanış var. "Müslüman yoksul olmalı, fazlasını istememeli, kanaat etmeli, hatta gerektiğinde aç kalmalı ki daha takva sahibi olabilsin" diye düşünülür.

Gerçekte kanaat, Allah’ın bahşettiği ile yetinmek değil, geçinmektir. Daha fazlasını kazanma çabası içinde olmak hata değildir. Bir İslam büyüğünün sözlerindeki gibi, dünya elimizde olmalı ama gönlümüze girmemelidir.

Çoğu zaman zenginlik değil yoksulluk insana mutluluk getirir. Örneğin küçük bir ev, ama imanlı ve sevgi dolu bir yaşam, koca bir konakta yapayalnız yaşamaktan çok daha güzeldir. Refah ille de mutluluk getirecek değildir ancak samimi iman sahipleri için büyük nimettir. Allah mümin için fakirlik de dilese zenginlik de dilese hayır vardır. Mümin her durumda şükreder.

Bütün güzellikler Kur’an’ın, "... dünya hayatında iman edenler içindir, kıyamet günü ise yalnızca onlarındır..." (Araf Suresi, 32) ayeti gereği, onları takdir edebilen müminler içindir ve çok daha muhteşemleri ahirette yalnızca müminlerindir.

Mülkün gerçek sahibinin Allah olduğunun ve Allah dilerse gideceğinin bilincinde olan mümin, sahip olduklarından dolayı kibirlenmez, büyüklenmez ya da şımarmaz. Kaybedeceğinden de endişe duymaz. Tümüne şükreder ve Rabb’inin yolunda kullanır. “Deniz gibi mal kazan, ama sen onun üzerinde gemi ol.” der Mevlana Celaleddin Rumî. Mümin yığıp biriktirerek mallarının esiri olmaz.

Kur’an’daki Hz. Süleyman kıssası, dünyevi servete, müminlerle gafletteki kişiler arasındaki farklı bakış açısını gösterir. Hz. Süleyman, "Rabbim, beni bağışla ve benden sonra hiç kimseye nasib olmayan bir mülkü bana armağan et. Şüphesiz Sen, karşılıksız armağan edensin." (Sad Suresi, 35) diyerek dua eder. Malları, Allah’ın rızası için seven Peygamber, yine Allah yolunda kullanmak için kimseye nasip olmayan büyük bir mülk istemektedir.

O halde ayette de çok açıktır ki mümin, Allah yolunda harcamak için dünya hayatında zenginlik ve mülk isteyebilir. Ancak servetini Allah’a vakfeder, O’na hibe eder.

Allah, mülkü bir nimet ve imtihan olarak verir. Bu, müminin Allah aşkını ve korkusunu daha da artırır. Çünkü bazı Kur’an ayetlerinde, mal sevgisinin insanı saptırabileceği buyrulur. "Gerçekten insan, Rabbine karşı nankördür. Ve gerçekten, kendisi buna şahiddir. Muhakkak o, mal sevgisinden dolayı çok katıdır." (Adiyat Suresi, 6-8) ayeti, mal sevgisinin insanların kalbini katılaştırıp onları dinden uzaklaştırabileceğine dikkat çeker.

Servetinden şımaran, kendisine benlik veren kişi kulluk şuurunu yitirir. Mal, mülk müminin şükrünü ve ecrini artırırken, inkarcının azgınlığını ve azabını artırır. Çünkü gözü ve gönlü yoksul ise malları ne denli artsa da kişi tatmin olmaz. Hep daha fazlasına sahip olma hırsı içinde sınır tanımadan yaşar.

Müminlerin servet sahibi olmalarının bir hikmeti, insanların kalplerini İslam’a ısındırmadaki etkisidir. İhtişamlı mülkler, güç ve iktidar, dinden uzak olan kimseleri etkiler, dine ve dini yaşayan insanlara ilgi duyulmasını sağlar. Ayrıca İslam’ın izzetini vurgular, gücünü gösterir. Kur’an’ın bu konuda verdiği örnek, Sebe Melikesi’nin Hz. Süleyman’ın sarayının ihtişamından etkilenmesi ve hemen ardından İslam’ı kabul etmesidir.

Toplumda, Müslümanlar garibandır, eziktir, yoksuldur; parası olsa bile zevksizdir, giyinmeyi, eğlenmeyi bilmez, güzellikten, estetikten anlamaz gibi bir imaj var. Mümin her şeyin en güzelini elde ederek, bu görüşü yıkar. Bu inkarcılar için büyük öfke konusudur, müthiş azaptır. Çünkü müminlerin başarısı ve gücü onların çok ağırına gider, canlarını acıtır.

Eğer Müslüman servet sahibi olursa zekat, infak, sadaka gibi ibadetleri yerine getirirken çok daha fazla ihtiyaç sahibine, çok daha fazla verebilir. Mallardan eksiltme ile imtihan olurken, zor zamanlarında da Allah’a tevekkül eder kararlılıkla sabreder. Allah, "Biz (nimete) nankörlük edenden başkasını cezalandırır mıyız? (Sebe Suresi, 17) buyurur. Zenginlikle imtihan, yoksullukla imtihandan daha zordur.

Kur’an’daki, “Bir de (savaşa katılabilecekleri bir bineğe) bindirmen için sana her gelişlerinde "Sizi bindirecek bir şey bulamıyorum" dediğin ve infak edecek bir şey bulamayıp hüzünlerinden dolayı gözlerinden yaşlar boşana boşana geri dönenler üzerinde de (sorumluluk) yoktur. (Tevbe Suresi, 92) ayetindeki müminlerden olmak yerine, Allah yolunda canı ve malıyla mücadele eden bir mümin olmak, İslam için çok daha hayırlı olmaz mı?.. Alan el yerine veren el olmak çok daha iyi değil midir?..

Allah’ın, Katından bahşettiği zenginlik bazı kimseleri saptırır ve ortak koşmalarına sebep olur. Mal mülkü yalnızca dünya hayatı için şiddetle arzulayan kişi, her ne kadar iman sahibi olduğunu iddia etse de gerçekte imani zafiyet içindedir. Allah dünyada istediklerini verebilir ancak onun ahiretteki durumu çok farklı olur. (Doğrusunu Rabb’im bilir.)

Müminler ise "Rabbimiz, bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik (ver) ve bizi ateşin azabından koru" (Bakara Suresi, 201) ayetindeki duayla Allah’tan servet ve zenginlik isterler. Ancak müminlerin bu istekleri nefsani tutkularını tatmin etme amacı taşımaz. Onlar serveti, Hz. Süleyman gibi Allah’a yakınlaşmak, dini anlatmada güçlü ve etkileyici olabilmek için isterler. O halde duamız Allah yolunda harcamak için kullanacağımız ve şükretmemize vesile olacak bir zenginlik olmalı.

"Rabb’imiz Sen, servetlerin geçici sahipleri elleri boş olarak yokluğa döndükten sonra da varlığı devam eden, servetlerin gerçek sahibisin. Canımız da, malımız da, paramız da Senin. Sen dilediğini zengin kılansın. Rızkımızı genişletip-yay ve Senin yolunda harcamayı nasip et."


Fuat Türker



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnkârcılar İnananların Sapmasını İsterler
Son Perde
Dinin Çıkarlarını Gözetmek
Anne Babaya İtaat Nasıl Olmalı?
Korkma Ebedi Varsın
Allah Aşkı
Bir Başka Candır Ölüm
Kadere Dair
Kur'an'dan Sorulacaksınız
Her Sabah, Günü Allah'a Adamak

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnsan Neden Kıskanır?
Konuşma Kişiliği Yansıtır
Çocuklar Gibi...
Gerçek Sevgili
Ne Kadar Aciziz!..
Ahirete Hazırlık Kursu
Gerçek Adalet
Duyguları Akıl ve İrade ile Terbiye Etmek
Vakit "Öldürmek" Değil, Kazanmak İçindir
İnsanlar İçin Yaşamak Zordur

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Otobüs Yolculuğu [Öykü]
Köy Anılarım (!) [Öykü]
Artık Oruç Tutuyorum (Çocuklar İçin Ama Büyükler de Okuyabilir :) [Öykü]
Daldaki Armut (Çocuklar, Gençler ve de Çocuk ve Genç Kalanlar İçin :) [Öykü]
Boyun Eğen Kutlu Kadın [Öykü]
Darwinizm, Komünizmin Bilimsel Kılıfıdır [Eleştiri]
Pkk'nın Hedefi; Komünist Toplum [Eleştiri]
"Kahrolsun O Zan ve Tahminle Yalan Söyleyenler" [Eleştiri]
Dünyalık Peşindeki Din Adamları [Eleştiri]
Şeytanın Çift Taraflı Kıskacı: Bir Yanda Ateizm Bir Yanda Yobazlık [Eleştiri]


Fuat Türker kimdir?

6 yıldır insani ve imani konularda makaleler ve çocuk yazıları yazıyorum. Yaklaşık 5 yıldır Haber Vaktim, Cemaat. com, Sayha Dergi, Edebistan, Turuncu Dergi, Körpe Kalemler, Edebiyat Defteri gibi dergi, portal ve haber sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Yazılarımı ve inandıklarımı paylaşmak için İz Edebiyat'dayım. Ayrıca Risale Çocuk, Kalem. biz ve Beyan/İstikamet Dergisi'nde çocuk yazıları yazıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.