..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir dost nedir? Öteki ben. -Zenon
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Fuat Türker




14 Kasım 2011
Yaşayan Ölüler  
Fuat Türker
Her kalp Allah’ı anmak ister ancak mühürlü olan kalbe Allah lafzı girmez. O’nu anmak kalbe çok hoş gelir; çok lezzetlidir ve kuşkusuz Allah’ın buna izin vermesi çok önemlidir.


:ABDA:
İman, kalbin duyarlılığıyla ilgilidir. İnsan kalple akleder, kalple iman eder. Kalbi katılaşmamış, mühürlenmemiş insan, Allah’ı tanımaya ve imana eğilimlidir.

Ancak inkarcıların ruh hali farklıdır. Onların kalpleri ölüdür, mühürlenmiştir. Kalpleri duyarlı olmadığından akledemezler; iman etmeleri de söz konusu değildir. Onlar Kur’an’ın ifadesiyle, uyarılsalar da uyarılmasalar da birdir; inanmazlar.

"Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; gözlerinin üzerinde perdeler vardır. Ve büyük azap onlaradır. (Bakara Suresi, 7) ayetiyle tarif edilen inkarcılardan, farklı Kur’an ayetlerinde ölüler olarak söz edilir:

Çünkü gerçekten sen, ölülere (söz) dinletemezsin ve arkasını dönüp kaçan sağırlara da çağrıyı işittiremezsin. (Neml Suresi, 80)

Allah, "Ölüdürler, diri değildirler " (Nahl Suresi, 21), "Kalpleri vardır bununla kavrayıp-anlamazlar, gözleri vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler. Bunlar hayvanlar gibidir, hatta daha aşağılıktırlar. (Araf Suresi, 179) buyurur. İnkarcılar vicdanen çökmüşlerdir. Rabb’imiz, “Ve arkasını dönüp kaçan sağırlara da çağrıyı işittiremezsin.” (Neml Suresi, 80) buyurarak onların işitmediklerini ve “Sen körleri düştükleri sapıklıktan çekip hidayete erdirecek değilsin.” (Neml Suresi, 81) ifadesiyle de kör olduklarını haber verir.

Ayrıca “Ve sana bakacak olanlar vardır. Ama kör olanları -üstelik basiretleri de yoksa- sen mi doğru yola ulaştıracaksın? Şüphesiz Allah, insanlara hiçbir şeyle zulmetmez, ancak insanlar, kendi nefislerine zulmediyorlar.” (Yunus Suresi, 43, 44) ayetiyle bu kişileri detaylı tarif eder. İnkarcı kendisine zulmeder; acıların, elemlerin içerisinde kendini adeta kavurur, bitirir.

Kur’an, “Onlardan seni dinleyecekler vardır. Ama hiç duymayan -sağırlara -üstelik hiç akılları ermiyorsa- sen mi duyuracaksın?” (Yunus Suresi, 42) buyurarak, dinlememelerinin sebeplerini açıklar. Onlar hiç duymaz, hiç akıl erdiremezler. O halde onlar için yorulmak, üzülmek hatalı olur. İnsan taşa gidip birşeyler anlatsa, taş hareket etmese ve insan üzülse ya da kızsa; bu mantıklı mıdır? O halde kalbi taş gibi katılaşmış, kalben ve vicdanen diri olmayan ölüye söz dinletmek mümkün olabilir mi?

Çevremizde, tarif edilen bu yapıda birçok insan görürüz. Yaşlı olduğu halde Allah’tan hiç söz etmeyen, hastalığı, aczi aklının ucundan bile geçmeyen ve hala dünya hayatına meyilli, ölümü hiç düşünmeyen... Birçoğunun yüzünde asalet, insani derinlik ve ışık bulunmayan. Ruhsuz, yalnızca et-kemikten ibaret olan. Genç, yakışıklı ve güzel de olsa çok basit, sıradan, saygı duyulamayan, değer verilemeyen insanlar.

Bazıları programlanmış robot gibi; genç kızlar adeta plastikten yapılmış... Yüzlerinde ufak bir insani ifade bulunmayan birçok insan... Derinlik ve karakteri olmayan bomboş kişilikler. İnsanlar mekanikleşti, zamanla adeta robotlaştı. Kişilikleri bozuldu, derinlikleri ellerinden alındı. Allah sevgisinin yaşanmaması yüzünden toplumda gaflet içinde yaşayan, kalbi ve vicdanı duyarsız, uyarıları işitmeyen insanların sayısı arttı...

Ancak kalpleri ve vicdanları diri olduğu halde henüz dini öğrenmemiş insanlar da çok fazladır. Bu kimseler, kendilerine din tebliğ edildiğinde, Allah’ın dilemesiyle hakkı kalpleriyle kavrayabilir ve iman edebilirler. Bu insanların, kalpleri katı inkarcılarla aralarındaki en büyük farklardan biri, kibirli değil, mütevazı olmalarıdır. En önemlisi ise görebiliyor ve işitebiliyor olmaları; canlı olmalarıdır. Kur’an bu farkı şu ifadeyle vurgular:

Bu iki grubun örneği; kör ve sağır ile gören ve işiten gibidir. Örnekçe bunlar eşit olur mu? Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz? (Hud Suresi, 24)

Her kalp Allah’ı anmak ister ancak mühürlü olan kalbe Allah lafzı girmez. O’nu anmak kalbe çok hoş gelir; çok lezzetlidir ve kuşkusuz Allah’ın buna izin vermesi çok önemlidir.

Rabb’imiz, haddi aşarak kalbi mühürlenenlerden olmaktan esirgesin. Her an O’nu anarak kalplerimizi mutmain kılsın...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnkârcılar İnananların Sapmasını İsterler
Son Perde
Dinin Çıkarlarını Gözetmek
Anne Babaya İtaat Nasıl Olmalı?
Korkma Ebedi Varsın
Allah Aşkı
Bir Başka Candır Ölüm
Kadere Dair
Kur'an'dan Sorulacaksınız
Her Sabah, Günü Allah'a Adamak

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnsan Neden Kıskanır?
Konuşma Kişiliği Yansıtır
Çocuklar Gibi...
Gerçek Sevgili
Ne Kadar Aciziz!..
Ahirete Hazırlık Kursu
Gerçek Adalet
Vakit "Öldürmek" Değil, Kazanmak İçindir
İnsanlar İçin Yaşamak Zordur
İmtihan Olmasa?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Otobüs Yolculuğu [Öykü]
Köy Anılarım (!) [Öykü]
Artık Oruç Tutuyorum (Çocuklar İçin Ama Büyükler de Okuyabilir :) [Öykü]
Daldaki Armut (Çocuklar, Gençler ve de Çocuk ve Genç Kalanlar İçin :) [Öykü]
Boyun Eğen Kutlu Kadın [Öykü]
"Kahrolsun O Zan ve Tahminle Yalan Söyleyenler" [Eleştiri]
Dünyalık Peşindeki Din Adamları [Eleştiri]
Şeytanın Çift Taraflı Kıskacı: Bir Yanda Ateizm Bir Yanda Yobazlık [Eleştiri]
Yalanın Rengi [Eleştiri]
Toplumda Yerleşik Kur"an Dışı Sözler - II [Eleştiri]


Fuat Türker kimdir?

6 yıldır insani ve imani konularda makaleler ve çocuk yazıları yazıyorum. Yaklaşık 5 yıldır Haber Vaktim, Cemaat. com, Sayha Dergi, Edebistan, Turuncu Dergi, Körpe Kalemler, Edebiyat Defteri gibi dergi, portal ve haber sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Yazılarımı ve inandıklarımı paylaşmak için İz Edebiyat'dayım. Ayrıca Risale Çocuk, Kalem. biz ve Beyan/İstikamet Dergisi'nde çocuk yazıları yazıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Fuat Türker, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.