..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Bilmezlik ile ne hoştum; hayalimde ne güzellik, ne de aşk vardı." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Fuat Türker




24 Ağustos 2011
'Düşenin Dostu Olmaz' mı?  
Fuat Türker
Bu söz, cahiliye toplumu bireylerinin zor zamanlarında ve ihtiyaçları olduğunda yanlarında gerçek bir dost bulamamaları nedeniyle doğrudur. Oysa yaşamda dostluk, vefa ve sadakat gibi kavramlar çok büyük önem taşır.


:ACHB:
Etrafımızdan sıklıkla işittiğimiz bir söz vardır: "Düşenin dostu olmaz." Bu söz, cahiliye toplumu bireylerinin zor zamanlarında ve ihtiyaçları olduğunda yanlarında gerçek bir dost bulamamaları nedeniyle doğrudur. Oysa yaşamda dostluk, vefa ve sadakat gibi kavramlar çok büyük önem taşır. Her insan örneğin hasta olduğunda, maddi sıkıntı içindeyken ya da manevi bir desteğe ihtiyaç duyduğunda yanında gerçek ve samimi bir dost bulunmasını ister. Ancak toplumda ilişkiler genellikle çıkarlara dayalı olduğu için, kişinin böyle bir dost bulması imkansızdır. Dahası yardımcı olmak bir yana, yıllarca dost zannedilen kişilerin gerçek yüzleri bu zorlu dönemlerde ortaya çıkar.

Çok varlıklı bir yaşamı olan, son model arabalarla dolaşan, lüks yerlerde yemek yiyen kişi, geniş bir arkadaş çevresine sahip olur. Etrafında sayısız ’dost’u vardır. Ancak bu insan bir gün zor duruma düşse, işi bozulsa, varlığını yitirse çevresiyle ilişkisi nasıl olur? Gezdirmese, para saçmasa, yemeğe davet etmese, dostları yine eski ilgi ve saygıyı gösterirler mi?.. Tam aksine dostlarının tümü ondan yüz çevirir. Karşılaştıklarında görmezlikten gelir hatta arkasından alay ederler. Gerçekte değişen, o varlıklı kişinin yalnızca görüntüsü ve yaşantısıdır; ruhu aynıdır. Ancak din dışı toplumlardaki dostluklar dış görünüş ve maddiyat kaynaklı olduğundan, tüm sahte dostlar bir anda kaybolur, kişi de yapayalnız kalıverir.

Birçok evli çift için de benzer bir durum söz konusudur. İyi ve kötü günde birbirlerinin yanında olacaklarına dair söz veren çiftler, karşılıklı çıkarlar sona erdiğinde gerçek yüzlerini ortaya koyarlar. Örneğin eşlerden biri herhangi bir kaza sonucunda felç kalsa, acaba diğerinin tavrı ne olur? Bir süre eşine bakar, yardım eder ancak kendince zarar gördüğünü düşündüğünde herşey bir anda değişir. Eşini terk etmeyen kimse de genellikle merhamet ettiğinden değil, etrafından tepki almamak için yapar. İçinden ise muhtaç olan eşine karşı merhamet hissetmez.

Cahiliye toplumlarından bir diğer örnek de gençlerin yaşlılara, bakıma muhtaç anne ve babalarına karşı davranışlarıdır. Yıllar boyu her türlü ihtiyaçlarını karşılayan anne babaları yaşlanıp güçten düştüklerinde, onlar aynı ilgi, sadakat ve özeni göstermezler. Hatta onları ayak bağı olarak görür ve genellikle de bir huzur evine yerleştirler.

Kur’an’a uygun olan ise insanın, ailesine karşı iyi günde de kötü günde de vefakar davranmasıdır. Müminler, ailelerinin her türlü ihtiyacını karşılamak için çok büyük gayret sarf ederler. Allah, müminlerin ailelerine karşı göstermeleri gereken davranışı, "Rabbin, O’ndan başkasına kulluk etmemenizi ve anne-babaya iyilikle-davranmayı emretti. Şayet onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlılığa ulaşırsa, onlara: "Öf" bile deme ve onları azarlama; onlara güzel söz söyle . (İsra Suresi, 23) ayetiyle haber verir.

Cahiliyedeki vefa, dostluk ve sadakat anlayışı çok açıktır; çıkar bittiğinde ilişki de biter. Gerçek dostluk, vefa, samimiyet ve sadakat yalnızca salih müminlerin arasında yaşanır. Müminler birbirlerinin velileri, dostları, yardımcıları ve kardeşleridirler. Mümin, Kur’an ahlakı gereği en zor anında bile mümin kardeşlerinin iyiliğini, rahatını, huzurunu düşünür; onların nefsini kendi nefsine tercih eder. Büyük bir zevk alarak her türlü özveride bulunur. Hastalık anında tüm ihtiyaçlarını kardeşinin istemesini beklemeden karşılar, bütün imkanlarıyla seferber olur. Özveride bulunur; kardeşini asla ihtiyaç içinde bırakmaz.

Hiçbir çıkar beklemeden, samimiyetle ve Allah’ın hoşnutluğu için birbirini seven müminler, yine Allah’ın hoşnutluğu için birbirlerinin dostu olurlar. Samimi müminlerin birbirlerine duydukları dostluk hissi derindir, çünkü bu duygu kalplerini dolduran Allah sevgisinden kaynak bulur. Allah sevgisi, korkusu ve Allah’ın rızası temelleri üzerinde kurulan ve bu sağlam temeller üzerinde yükselen dostluklar kalıcıdır. Bu dostluk, çok güçlü bir bağdır ve Allah’ın dilemesi dışında asla kopmaz.

Hz Ömer (ra) anlatır: Resûlullah (as) buyurdular ki:
“Allah’ın kulları arasında bir grup var ki, onlar ne peygamberlerdir ne şehidlerdir. Üstelik Kıyamet günü Allah indindeki makamlarının yüceliği sebebiyle peygamberler de, şehidler de onlara gıpta ederler.” Orada bulunanlar sordu: “Ey Allah’ın Resulü! Onlar kim, bize haber ver!” “Onlar aralarında ne kan bağı ne de birbirlerine bağışladıkları bir mal olmadığı halde, Allah’ın ruhu (Kur’an) adına birbirlerini sevenlerdir. Allah’a yemin ederim, onların yüzleri mutlaka nurdur. Onlar bir nur üzeredirler. Halk korkarken, onlar korkmazlar. İnsanlar üzülürken, onlar üzülmezler.” Ve şu ayeti okudu: “Haberiniz olsun; Allah’ın velileri, onlar için korku yoktur, mahzun da olmayacaklardır.” (Yunus Suresi, 62) [Ebu Davud, Büyü 78, (3527)]



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnkârcılar İnananların Sapmasını İsterler
Son Perde
Dinin Çıkarlarını Gözetmek
Anne Babaya İtaat Nasıl Olmalı?
Korkma Ebedi Varsın
Allah Aşkı
Bir Başka Candır Ölüm
Kadere Dair
Kur'an'dan Sorulacaksınız
Her Sabah, Günü Allah'a Adamak

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnsan Neden Kıskanır?
Konuşma Kişiliği Yansıtır
Çocuklar Gibi...
Ne Kadar Aciziz!..
Gerçek Sevgili
Ahirete Hazırlık Kursu
Gerçek Adalet
Duyguları Akıl ve İrade ile Terbiye Etmek
Vakit "Öldürmek" Değil, Kazanmak İçindir
İnsanlar İçin Yaşamak Zordur

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Otobüs Yolculuğu [Öykü]
Köy Anılarım (!) [Öykü]
Artık Oruç Tutuyorum (Çocuklar İçin Ama Büyükler de Okuyabilir :) [Öykü]
Daldaki Armut (Çocuklar, Gençler ve de Çocuk ve Genç Kalanlar İçin :) [Öykü]
Boyun Eğen Kutlu Kadın [Öykü]
Darwinizm, Komünizmin Bilimsel Kılıfıdır [Eleştiri]
Pkk'nın Hedefi; Komünist Toplum [Eleştiri]
"Kahrolsun O Zan ve Tahminle Yalan Söyleyenler" [Eleştiri]
Dünyalık Peşindeki Din Adamları [Eleştiri]
Şeytanın Çift Taraflı Kıskacı: Bir Yanda Ateizm Bir Yanda Yobazlık [Eleştiri]


Fuat Türker kimdir?

6 yıldır insani ve imani konularda makaleler ve çocuk yazıları yazıyorum. Yaklaşık 5 yıldır Haber Vaktim, Cemaat. com, Sayha Dergi, Edebistan, Turuncu Dergi, Körpe Kalemler, Edebiyat Defteri gibi dergi, portal ve haber sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Yazılarımı ve inandıklarımı paylaşmak için İz Edebiyat'dayım. Ayrıca Risale Çocuk, Kalem. biz ve Beyan/İstikamet Dergisi'nde çocuk yazıları yazıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.