..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyada birbirinin eşi ne iki görüş vardır, ne iki saç kılı, ne de iki tohum. -Montaigne
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Anılar > Aysel AKSÜMER




6 Ağustos 2011
Nerede Kalmıştık  
Aysel AKSÜMER
Rüzgâr, bir reanimasyon hemşiresi edasıyla canıma can katıyordu. İçinde biriktirdiği havayı cömertçe dışarıya veriyordu. Tertemiz havayı; insanın teninde, saçında, içinde hissetmesinden güzel ne olabilirdi ki. Rüzgâr gelmiş hoş gelmiş safalar getirmiş diyordum ama biraz daha beklersem pencere ile camın macuna kıydırdığı nikahtan tek celsede boşanacağını düşünerek ayağa kalkmış ve cereyan yapan pencereleri istemeyerek de olsa kapatmıştım.


:AIJB:
Yatağa sınırlarımın çizildiği tatil günümün ilk sabahı kendi kendime “gel de şimdi Ankara’yı arama demiştim”. Ne de olsa kara ikliminde doğmuş ve büyümüş bir insanım. Benim için “sıcağın bir dirhem fazlası kabusla eş değerdir”. Havanın, hiç üşenmeden sabaha karşı tenime gelişigüzel nemlendirici sürmesi pek de hoşuma gitmiyordu. “Gülü seven dikenine katlanırmış” atasözünü günün her saatinde tekrarlayarak, sıcak basmış yüreğime soğuk su serpmeye çalışıyordum.

Her ilacın az veya çok yan etkisi nasıl bulunuyorsa tatilin de oluyordu işte. Sivrisinek ısırıkları, güneş yanıkları her türlü önleme rağmen deriye tutkal gibi yapışıveriyordu. Vücudumun açıkta kalan her yerine ilaç sürmeme rağmen sivrisineği bir türlü kendimden uzaklaştıramıyordum. İlerleyen günlerde vücudumdaki küçük kırmızı puantiyelere aldırmamaya bile başlamıştım. Tatilde sorun çıkarmak olur muydu hiç. “Madem kanımı çok sevmişler o zaman doya doya içsinler bakalım” diyordum kendi kendime.

Sanırım dördüncü gündü. Pencere kanatlarının birbiriyle buluşurken çıkardığı büyük gürültüyle gözlerimi aralamıştım. Uykum en güzel yerinde bölünmüştü ama bu durum umrumda bile değildi. Mutluluk; dudak kıvrımlarında, göz yamaçlarımda ve yanak kıyılarımda sanki tekne turu yapıyordu. Nasıl mutluydum anlatamam. Rüzgâr, bir reanimasyon hemşiresi edasıyla canıma can katıyordu. İçinde biriktirdiği havayı cömertçe dışarıya veriyordu. Tertemiz havayı; insanın teninde, saçında, içinde hissetmesinden güzel ne olabilirdi ki. Rüzgâr gelmiş hoş gelmiş safalar getirmiş diyordum ama biraz daha beklersem pencere ile camın macuna kıydırdığı nikahtan tek celsede boşanacağını düşünerek ayağa kalkmış ve cereyan yapan pencereleri istemeyerek de olsa kapatmıştım.

Beni uyandıran rüzgârın mışıl mışıl uyuyan eşim ve çocuklarımı uyandırmasına müsaade etmemiştim. Güneşin doğuşunu izlemek, gökyüzünün mavisini çalan denizin kokusunu solumak, incir ağaçlarının yelpaze etkisi yaratan el kadar büyük yapraklarını izlemek için sabırsızlanıyordum. Spor ayakkabılarımı bir hamlede ayağıma geçirerek dışarıya çıkmıştım. Oksijen yüklü havayı taze demlenmiş çayı yudumlar gibi içime çekmiştim.

Sahilde yürüyüş yaptıktan sonra dönüşte gazete, simit ve ekmek alarak eve gelmek ve güzel bir kahvaltı sofrası hazırladıktan sonra aile fertlerini uyandırmanın zevki de bir başka oluyordu. Bu zevki mümkün olduğunca kimseye bırakma niyetinde değildim.

Devasa büyük çam ağaçlarının gölgesinde, toprak üstünde, araç gürültüsü olmadan kuşların şarkıları eşliğinde yürüyüş yapmak harikaydı. Yürürken, başımı sık sık kristal gibi parlayan denize çeviriyor, çizgi halindeki dağların üzerinden gözlerimle bir kat da ben geçiyordum.

Tatilde olduğum her gün binlerce kez Yaradana şükrettim: “Misket kadar küçük iki gözün derya gibi denizi, uçsuz bucaksız gökyüzünü, renk renk çiçekleri, kanat çırpan kuşları, canından çok sevdiği ailesini ve tüm sevdiklerini görebilmesi kadar muhteşem bir şey var mı” diye.

Döndüm hâlâ şükrediyorum. Çünkü tabiat her yerde ayrı güzel. Yeter ki tat alalım. Sevdiklerim yine yanımda ve şu anda en çok sevdiğim şeyi yapıyorum. Yazıyorum ve sağlığım müsaade ettiği sürece de yazmaya da devam edeceğim.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Teşekkürler Mustafa Bey
Gönderen: Aysel AKSÜMER / , Türkiye
13 Ağustos 2011
Ben de size aileniz ve sevdiklerinizle sağlık ve mutluluklar dilerim. Beğenmenize çok sevindim. Saygılar.

:: )):
Gönderen: Mustafa Şakarcan / , Türkiye
13 Ağustos 2011
Güzel bir gündeki sabah yürüyüşünü çok canlı anlatmışsınız, elinize sağlık. Aile fertlerinizle, sevdiklerinizle birlikte sağlık, mutluluk içinde nice yıllar dilerim. Teşekkür ve saygılar...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın anılar kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnsan Profili
Gece Hayatı
Şeker Bazen Acıdır

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dünya İyilik Günü
Bir Daha ki Sefere
Keşke
Dokunmak Dokunuyor
Ajda Pekkan
Nereden Başlasam?
Sıradışı Tarzlar
Taksiler Kan Kırmızısı
Ruhumun İçi
Yaralı Ben Ama Kan Yok

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hayat Bu Ölüm Bu [Şiir]
Global Yalnızlık [Şiir]
Deliksiz Suskunluk [Şiir]
Gelişi Güzel [Şiir]
Kırık Bir Aşk [Şiir]
Yürekten Dökülen Dostluk Tanesi [Şiir]
Doğaya Karışmak İstiyorum [Şiir]
İstanbul Düşü [Şiir]
Bohçadaki Sözler [Şiir]
Erik Ağaçları [Şiir]


Aysel AKSÜMER kimdir?

Halkla İlişkiler mezunuyum. Devlet memuru emeklisiyim. 2 evlat sahibiyim. Ankara'da yasiyorum. Bir Oyku Kadar Kisa Bir Roman Kadar Derin Hayatlar isimli oyku kitabinin yazariyim.

Etkilendiği Yazarlar:
Orhan Veli KANIK, Reşat Nuri GÜLTEKİN, Anton Çehov


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Aysel AKSÜMER , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.